61

385 28 194
                                    

SELAMMMMMMMM NBR

Silah sesleriyle uyanıp gözlerimi açtım. Ellerim korkuyla göbeğimi sararken doğruldum. Bu sesler nereden geliyordu? Çok uzaktan olmadığı kesindi.

Koridordan gelen silah sesiyle bir gardiyanın acı bağırışını duydum. Kalbim korkuyla hızlandı. Bir şeyler oluyordu. Kapıdaki kilit maskeli bir adam tarafından açıldığında korkulu bakışlarımla ona baktım.

Burnuna kadar olan maskesini çıkarıp güneş gözlüğünü gözünden kaldırıp saçlarına tutturduğunda onun Harry olduğunu fark etmiştim.

"Bebeğim." Başını hafif sola yatırıp yamuk gülümsemesiyle bana baktı.

"Harry?" Şaşkınlıkla ona bakıp sertçe yutkundum. Geleceğini söylemişti ancak bunu yapabileceğini hiç tahmin etmemiştim. Yoksa bir rüya mı görüyordum?

"Gel Alice, bana gel." Parmaklarını oynatıp konuşurken hızla ona ilerleyip boynuna atladım. Resmen beni kaçırıyordu. Lanet bir cezaevinden hem de.

"Efendim, gitmemiz gerek." Maskeli bir adam konuştuğunda Harry benden ayrıldı. Önden gidip koridorda öndeki maskeli adamı takip etmeye başladım. Etrafta ellerindeki silahlarla bu maskeli adamlar doluydu. Bir filmin içinde gibiydik.

"Hey! Durun yoksa ateş açacağız!" Dışarıdan gelen sesle durup arkamdaki Harry'ye baktım.

"Diğer taraftan çıkacağız, çabuk." Konuşup elini uzattığında elini sıkıca tuttum. Birlikte koşar adımlarla ilerlemeye başladık. Arka tarafta birkaç adam çıkmış bizi bekliyordu. Onlara doğru ilerleyip dışarı çıktık. Arkamızdan gelen silah sesiyle koşmaya başlamıştık. Harry'nin arabasına bindiğimizde Harry beklemeden çalıştırdı.

"Oyalayalım mı efendim?" Bir adam Harry'ye sorduğunda bakışlarımı ona çevirdim.

"Gidin." Harry'nin komutuyla adam başını bir kez aşağı yukarı salladı.

"Emredersiniz." Harry sürmeye başlarken hala şaşkınlığımı üstümden atamamıştım. Bunun bir rüya olmasından fazlasıyla korkuyordum.

"Harry, bu gerçek değil mi?" Endişe içinde ona bakarken konuştuğumda hızla sürmeye devam ederken bana uzandı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Dudaklarımı aralayıp dilime ulaşmasına izin verdim. Sertçe öpüşmeye başlarken gelen korna sesiyle onu hızlıca ittim. Gülerek geri çekildi.

"Tanrım, bunu bir daha yapma." Dedim korkuyla yola bakarken. Kaza yapabilirdik.

"Endişelenme, sadece rüyada olmadığını göstermek istedim." Kabul etmeliyim bu güzel bir yöntemdi.

"Nereye gideceğiz Hazz? Polisler peşimizdedir." Dedim ve koltukta geriye dönüp arka camdan yola baktım.

"Amerika sınırları içerisinde rahat olmamız imkansız artık. Eve döneceğim, İngiltere'ye."

"Şirket ne olacak? Çocukların haberi var mı? Buradaki adamların peki?"

"Hepsini halledeceğim, sen sadece arkana yaslanıp beklemeye bak." Sözleriyle bakışlarımı yan profilinde gezdirdim. Hayatımda olduğu için şanslıydım.

"Önce eski bir arkadaşımın oteline gidelim. Ben işleri halledene kadar orada kalacağız." Bakışlarımı bedenine indirdim. Siyah sıradan kıyafetleri onda anormal derecede çekici görünüyordu.

Bir ara sokağa girdiğimizde Harry arabayı durdurdu. Arabadan tüm eşyalarını alırken onu izledim.

"Otel buralarda mı?"

"Taksiyle gideceğiz. Bu araba burada kalacak." Anlık anladığıma göre bu izimizi kaybettirmek içindi. Harry'nin o klasik, hep altındaki arabasına veda ediyorduk.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin