56

278 23 138
                                    

AY ASKLAR AKLIMA MUTHİS BİR FİKİR GELDİ VE ŞİMDİ YAZMAYA GELDİM SİZ DE HOŞGELDİNİZ

Mutfakta kahvaltı için salatalıkları doğramaya devam ederken arkamdan belime sarılan kollarla elimde olmadan gülümsedim.

"Günaydın." Harry'nin yeni uyandığında oluşan boğuk sesine karşı başımı ona çevirip gözlerine baktım.

"Günaydın." Harry dudağıma bir öpücük bırakıp kollarını çektiğinde salatalıkları doğramaya devam ettim.

"Bugün şirkette çok iş var. Axel ve Brice'la binaya bakmaya gidebileceğimi sanmıyorum." Sandalyelerden birini çekip oturdu. Salatalık tabağını masaya koyarken konuştum.

"Bu bir mazeretmiş gibi geldi."

"Mazeret olsaydı baştan binayı bulmazdım."

"O halde işlerini abin ve kardeşim için ertele." Kahvaltılıkları masaya koyup ben de oturdum ve yemeye başladık.

"Pekala." Dediğinde galibiyetle sırıttım.

"Bugün Lottie gelecek." Sabah onu arayıp davet etmiştim. O da geleceğini söylemişti. Onunla vakit geçirmekten mutluluk duyuyordum.

"Güzel." Dedi Harry kahvaltıya devam ederken. Karnımızı doyurduğumuzda Harry hazırlanmak için yukarı çıkmıştı. Mutfağı toparlayıp ben de çıktım.

"Şu tehdit işi ne oldu Harry?" Ona ilerleyip ellerini çektim kravatını bağlama işini devraldım.

"Hiç, hallettim." Dedi umursamazca. Gözlerim gözlerine kaydı. Bir şey onun moralini bozmuş gibiydi.

"Bir sorun mu var?" Gözleri gözlerime kaydı.

"Hayır." Bu pek inandırıcı gelmese de konuşmaya devam etmedim. Kravatını bağlayıp ceketini giymesine yardım ettikten sonra önüne geçip kıyafetlerini düzelttim. Bu takımın içinde nefes kesici görünüyordu.

"Geç kalmadan çıksam iyi olacak." Bakışları saatteyken konuştu. Birlikte aşağıya indik. Harry telefonunu, evin ikinci anahtarını ve arabasının anahtarını alıp kapıya ilerledi. Kapıyı açtığımda o çıkmak yerine bana dönüp konuştu.

"Dikkat et, Alice. Seni seviyorum." Söyledikleriyle şaşkınca ona baktım. Bunu bana 2. kez söylüyordu. Bu işte bir anormallik vardı. Bunu her zaman söyleyen biri değildi.

"Seni seviyorum." Dedim karşılık olarak. Birkaç saniye konuşmadan gözlerini yüzümde gezdirdi. Tam ona ne olduğunu soracakken bana sarıldığında susmaya karar verip ben de ona sarıldım. Kokumu içine çekip saçlarımı öptü. Öyle sıkı sarılmıştı ki içim huzurla dolmuştu.
Vedalaştıktan sonra evden çıkıp gitti.

Lottie gelene kadar yaklaşık 1 saat her saniye sorunun ne olduğunu, Harry'nin neden vedalaşır gibi konuştuğunu anlamaya çalışarak geçirmiştim.
Lottie geldikten sonra işler değişmişti.

"Sana kurabiye aldım." Poşeti masaya bıraktığında ona gülümsedim.

"Teşekkür ederim." Öpücük gönderdi.

"Ee, nasılsın bakalım?" Salona geçip bir koltuğa oturdu.

"İyiyim, sen?"

"Gayet iyi. Hamilelik nasıl gidiyor?" Kurabiyeleri bir tabağa koyup ben de salona ilerledim.

"Her şey yolunda." Dedim yanına otururken.

"Sana harika bir haberim var." Koltukta bana döndü. Çok heyecanlı görünüyordu.

"Nedir?" Dedim gülümsemeye çalışarak. Aklım Harry'de kalmıştı. Elini kaldırıp tersini yüzüme tuttuğunda gerileyip eline baktım. Parmağındaki yüzüğü görmemle gözlerim büyüdü.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin