49

388 28 131
                                    

Selam bebişler!!!! Canlarım bugün 2 bölüm attım önceki bölümü okumayı unutmayın.

"Dylan?" Elindeki çiçekle kapıda duruyordu.

"Ne işin var burada?" Harry ayağa kalkarken sertçe yutkundum.

"Alice'i görmeye geldim."

"Canına mı susadın sen?" Harry onu sertçe ittiğinde hızla konuştum.

"Harry sakinleş biraz. Olay çıkmasın." Harry sabredercesine derin bir nefes aldı.

"Alice seninle konuşmam gerekiyor."

"Ne istiyorsun?" Dediğimde eli cebine uzandı. Cebinden çıkardığı kolyeyle gözlerim büyüdü ve elim hızlıca gerdanıma gitti. Harry kolyeyi görür görmez Dylan'ı duvara itip yumruğunu kaldırdı. Dylan'ın bana kolye aldığını sanmıştı. Hızlıca konuştuğumda durdu.

"Dur, o benim kolyem!" Dylan Harry'yi üzerinden itip bana adımladı ve kolyeyi elime bıraktı.

"Nerede buldun sen bunu?" Elimdeki kolye babamdan hediye olan hiç çıkarmadığım kolyeydi.

"Düşürmüşsün."

"Nerede?" Dedim merakla.

"Hemşireler sahibini arıyordu." Dediğinde mutlulukla kolyeme baktım.

"İyi ki kaybolmamış."

"Pekala, şimdi gidiyorsun." Harry'nin sesiyle Dylan bir eli ensesinde diğer elindeki çiçeği uzattı.

"Seni iyi gördüm, geçmiş olsun Alice. Bir ihtiyacın olursa telefon numaram çiçekteki kartta yazıyor." Dylan'ın çiçeğini alırken Harry araya girdi.

"İhtiyacı olsa seni mi arayacak sevgilisi dururken. Al çiçeğini siktir git." Harry elimdeki çiçeği çekip aldı ve Dylan'ın eline tutuşturup onu kapıya döndürdü.

"Çiçek Alice'in." Dylan bana dönüp çiçekleri tekrar uzattığında alacakken Harry yeniden araya girdi ve güzelim çiçekleri parçalara ayırıp Dylan'a verdi.

"Hemen çıkmazdan hastane doktor demem ağzını yüzünü dağıtırım." Harry sakin kalmaya çalışıyormuş gibiydi. Dylan düşen omuzlarıyla elindeki parçalanmış çiçeklere baktı. Daha sonra dudaklarını birbirine bastırıp bana döndü.

"Sonra görüşürüz." Odadan çıkacakken ona seslendim.

"Hey Dylan." İkisinin de bakışları bana döndü.

"Evet?"

"Teşekkür ederim." Dylan gülümsedi. Bakışlarım gamzesine kayarken Harry kapıyı suratına kapattı.

"Neden yüz veriyorsun o soytarıya?"

"Nesi var bunun? Kolyemi getirmiş. O olmasaydı belki de kaybolacaktı."

"Ben de bulabilirdim. Onun sana neler yaptığını unutmuş gibisin."

"Onun yaptıklarını da senin yaptıklarını da unutmadım. Merak etme." Nefesini üfleyip bakışlarını kaçırdı.

"Ayrıca Mabel geldiğinde nasıl sorun olmuyorsa Dylan da gelip bana bir çiçek verebilir."

"Durum aynı değil, karşılaştırmaya bile gelmez."

"İkisi de eski sevgili, ne farkı var?"

"Dylan'ı affediyor musun sen?" Sorusunun cevabı netti. Dylan'ı affetmem imkansızdı. Ona karşı hiçbir duygu kalmamıştı içimde. Ama Harry bunu bilmemeliydi, en azından şimdilik.

"Bu seni ilgilendirmez."

"Beni ilgilendirmez mi? Alice senin karnındaki benim bebeğim, benden çok kimi ilgilendirir?" Bana doğru yaklaşıp konuşurken onu delirtecek cümleyi kurdum.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin