Avoid [Styles]

41

HOBBB BEN GELDİM. İŞTE GELDİM BURADAYIM, BEN BU İŞTE USTAYIM! bu reklamı hatırladınız mı neyin reklamıydı bu? Ben sadece bu şarkısını hatırlıyorum.

Yorgunlukla koltuğa oturdum. Zayn de peşimden gelip yanıma oturdu. Harry'nin bakışları bize kayarken Zayn koltukta yayılıp saçımın bir tutamını eline aldı ve oynamaya başladı.

"Yoruldum." Derin bir nefes alıp konuştuğunda ben de nefesimi üfledim.

"Nerdeydiniz siz?" Harry'nin sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.

"Yatakta." Dediğimde Zayn güldü. Ben gerçekten yatağımda yatıyordum. Zayn'den pek haberim yoktu.

"Sen?" Harry çenesiyle Zayn'i işaret ettiğinde Zayn sırıtarak konuştu.

"Yatakta."

"Hangi yatakta?"

"Yatakta işte." Zayn'in cevabından sonra Harry'nin bağırmaya başlayacağını anlayıp hızlıca araya girdim.

"Herkes kendi odasındaydı Harry." Harry cevabımla arkasına yaslanıp derin bir nefes aldı.

"Harold, beni dışarı çıkarsana evde çok sıkıldım." Mabel'ın sesiyle bakışlarımı ona çevirdim. Üzerinde sürekli ya benim ya Harry'nin kıyafeti vardı ve bu konu hakkında açıklama yapma gereği bile duymuyordu.

"Yorgunum." Bıyık altından güldüğümde Zayn'in bakışları bana kaydı.

"Gelin ben ikinizi çıkarayım." Zayn olayı algılayıp sinsi bir tavırla konuştu.

"Olur." Mabel cevapladığında bakışlar bana kaydı.

"Bana uyar." Zayn ayağa kalktığında peşinden Mabel da kalktı. Onlara uyup ben de kalktım ve dış kapıya ilerledim.

"Hemen şimdi mi çıkıyoruz?"

"Birileri bize engel olmadan çıkalım." Dediğinde Harry'den bahsettiğini anlayıp güldüm.

"Spontane birisin, hoşuma gitti." Mabel Zayn'e konuştuğu da Zayn omuz silkti.

"Daha hoşuna çok gideceğim." Onlar önümde flörtleşirken ceketimi askılıktan aldım. Bu sırada arkamda beliren Harry bileğimi tuttu.

"Ne?" Bıkkın bir ifadeyle ona döndüm.

"Sargıyı değiştirmen gerekiyor." Dediğinde oflayarak kapıya adımladım.

"Beni birkaç dakika bekler misiniz? Harry'nin sargısını değiştirmem gerekiyor." Zayn başını salladığında merdivenlere ilerledim.

Banyo dolabından sargı ve bez bandı alıp tekrar aşağıya indiğim sırada Harry dışarıda olan bakışlarını bana çevirdi. Koltuğa ilerleyip tişörtünü çıkardığında arkasına geçtim.

"Bana sinirli misin?" Sargısını çıkarıp yarasında göz gezdirirken cevapladım.

"Kırgınım."

"Mabel hakkında mı?"

"Sadece o değil." Yarasını tekrar sarıp bantladım.

"Başka ne var?" Bana dönüp sorduğunda ayağa kalkarken cevapladım.

"Bu konuda çok umursamazsın. Her neyse ben gidiyorum." Kapıya adımlarken bileğimi tutup beni durdurdu.

"Biraz konuşalım."

"Sürekli bileğimi tutup durma, acıyor artık. Her adımımda bileğimi tutup durduruyorsun." Huysuzca konuşup bileğimi çektim.

"Alice-"