4

964 39 64
                                    

İyi okumalar.

Lunaparkta bayıldıktan sonra beni bir hastaneye bile götürmemişlerdi. Eve getirip ayılmamı beklemişlerdi sadece. Burada cehennem hayatı yaşıyordum. Üzerimden eğlenilmesi çok zoruma gidiyordu.

Arkadaşlarımdan çok Dylan'ı özlemiştim. Onun hakkındaki düşüncelerim çok karmaşıktı. Sanırım beni gerçekten sırtımdan bıçakladığının farkındaydım ama onu özlemekten alamıyordum kendimi. Bu bir başkasına aptlaca gelebilirdi. Belki de gerçekten aptalcaydı ama o benim tek varlığımdı. Annem ve babamı kaybettikten sonra onu da kaybetmek iyi koymuştu. Burada olup üzgün olduğunu söylese onu hemen affederdim.

Şarkı dinlemeyi de çok özlemiştim. Çok ihtiyacım olduğu bir zamandaydım ancak Harry'den ve sikik arkadaşlarından nefret ettiğim için kendimi iyice kapatmıştım. Harry ona cevap vermediğim için beni tekrar soyup o soğuk odada tek başıma bırakmıştı. Kaç saat olduğunu bile bilmiyordum. Soğuktan doğru düzgün düşünemiyordum bile. Buraya geldiğimde hava aydınlıktı ancak şimdi odanın duvarlarını bile göremeyeceğim kadar karanlıktı. Karanlık da soğuk da koymuyordu, zoruma giden bunun bana haksız bir şekilde yapılmasıydı. Buradan kurtulduğumda hepsine hiç tatmadıkları acıları tattırmak için elimden geleni yapacaktım. Bir yolunu bulup canlarını yakacaktım.

Kapının açılma sesi geldiğinde bakışlarımı oraya çevirdim. Geniş bedeninden anladığım kadarıyla gelen Harry'di. Yüzünü tam göremiyordum.

"Gel." Söylediği şeyle yavaşça ayağa kalktım. Ona ilerlediğimde elindeki battaniyeyi omuzlarıma bıraktı. Beni kolunun altına alıp kapıyı kapattıktan sonra merdivenlere ilerledi. Yanında yürürken hala titriyordum.

"Yine ne yaptı?" Yukarı çıktığımızda koridorda dolaşan Zayn konuştu. Harry ona cevap vermeden odasına yöneldiğinde Zayn'ın sesiyle durdu.

"Ona berbat davranıyorsun." Harry kaşlarını çatarken bir kavga çıkmamasını umuyordum çünkü Harry sinirlendiğinde yine bana patlıyordu.

"Ee?"

"Kızın suçu ne merak ediyorum."

"Onun sahibi benim. Suçlu olsun olmasın istediğimi yaparım."

"Pekala." Zayn daha sonra gözlerini bana çevirdi. Sırtımdaki battaniyeyle bedenimin açık yerlerini kapattığım sırada Harry beni odaya soktu.

"Kendine gel Zayn. O bir sürtük."

"Haklısın, üzgünüm." Odanın dışından gelen sesleri duyduğumda bunlara alışık olduğum için tepki vermedim. Bir sürtük olmadığımın farkındaydım. Aklı başında olan herkes benim bir sürtük olmadığımı anlayabilirdi. Ben buraya zorla getirilmiştim. Ben sürtük değilim ama Harry şerefsizin teki.

Harry odaya girip kapıyı kapatırken bakışlarımı ona çevirdim. Bana doğru ilerleyip önümde durdu ve battaniyeyi sırtımdan yere bırakırken konuştu.

"Benden başka kimsenin altına giremeyeceğini biliyorsun değil mi?" Onu 78 yerinden bıçaklamak, delik deşik etmek istiyordum. Bana bir sürtükmüşüm gibi davranıyordu.

"Biraz içelim mi?" Bu bir soru olsa da anlamı 'içeceğiz' demekti. Bu yüzden cevap vermedim. Önceden getirdiğini düşündüğüm içki şişelerinin kapağını açıp birini bana uzatırken diğerini de kendisi aldı. Sorun şuydu ki; çırılçıplaktım.

"Kadehlere koyardım ama dudaklarının şişeye yaslanmasını izlemek daha zevkli." Söylediklerine tepkisiz kaldım. Beni sinirlendirmek için yapıyordu ama artık söyledikleri umrumda bile değildi. Bana karşı olan tavrına alışmıştım.

"Oturmayacak mısın?" Oturduğu koltuğa ilerleyip yanına oturacakken kucağını işaret ettiğinde yanağımın içini dişliyordum. Bacaklarının üzerine oturduğumda beni kendine çekti. Soğuk eli belime dokunduğunda irkilmemiştim bile, çünkü benim bedenim de çok soğuktu.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin