43

404 23 129
                                    

Nbr

"Kahvaltı yaptın mı?" Ayağa kalkarken Harry sorumu yanıtladı.

"Daha değil."

"Sen otur, ben kahvaltı hazırlayayım." Onu koltuğumun bile olmadığı boş salonun ortasına yönlendirdim. Daha sonra gergin adımlarla mutfağa girip derin bir nefes aldım.

Ona nasıl söyleyecektik? Çok üzülecekti.

Kahvaltıyı hazırlamaya başladım. Bu sırada konuyu nasıl açacağımı düşünüyordum. Salatalıkları doğramaya devam ederken beklemediğim bir anda arkadan belime sarılan kollarla irkilip başımı arkaya çevirdim.

"Beni korkuttun." Harry yanağımı öpüp başını omzuma koydu.

"Barıştık sanırım?" Belimi okşayıp konuşurken salatalıkları kesmeye devam ederek cevapladım.

"Barıştık." Tekrar aramız bozulacaktı ve bu sefer ilk kez o bana kırılacaktı.

"Kolay oldu. Kolay olması endişelendiriyor." Kestiğim salatalıklardan birini alıp ağzına attı ve arkamdan çekildi. Onu endişelendirmesi beni daha çok endişelendiriyordu.

"Neden endişelendiriyor? Kolay çünkü ben Mabel konusunda abarttığımı fark ettim." Aslında hiç de abarttığımı düşünmüyordum ancak benim yaptığım şey çok daha sarsıcıydı.

"Tanrım, teşekkür ederim." Söylediklerine güldüm ve kestiğim salatalıkları bir tabağa koyup tabağı masaya bıraktım.

"Louis'yi çağırayım." Mutfaktan çıkıp salona girdim.

"Kahvaltı hazır."

"Neden söylemedin?" Louis öfkeli bir ifadeyle konuştuğunda suçlulukla başımı eğdim.

"Öğrendiğinde bana atacağı bakışlarını görmeye hazır değilim."

"Bu iş bugün bitsin Alice. Uzarsa ikimiz için de kötü olur."

"Pekala, tamam." Birlikte mutfağa ilerleyip girdik ve sandalyelere oturduk. Herkes yemeğe başlarken Harry'nin telefonu çaldığında bakışlarım ona kaydı. Aramayı kabul edip telefonu kulağına yasladı.

"Ne oldu?"

"---" Karşıdaki bir şeyler söylerken Harry'nin yüz ifadesi değişti. Ayağa kalkmasıyla meraklanmıştım.

"Nerede peki?" Telaşlanmıştı.

"---"

"Tamam, geliyorum." Telefonu cebine atarken mutfak kapısına ilerledi.

"Nereye?" Dedim kalkıp peşinden giderken. Louis de arkamdan gelmişti.

"Axel vurulmuş." Endişeli gözleri kalbimin sızlamasına yol açtı. Ceketini giyerken ben de peşinden ilerledim. Louis de çıktığında onların arkasından çıkıp evi kilitledim. Apartmandan çıktığımızda Louis ve Harry kendi arabalarına binerken ben de Harry'nin arabasına ilerledim. Üstümde hala fil desenli pijamalarım duruyordu.

Harry arabayı çalıştırıp hızlıca sürmeye başlarken bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Kardeşi için çok endişelendiği yüzündeki ifadeden bile belliydi. Elimi vitesteki elinin üzerine koyup okşadığımda bakışları birkaç saniyeliğine bana kaydı.

"Ona bir şey olmayacak, merak etme." Elinin üstündeki elimi kendi elinin altına alıp tuttu ve elimi dudaklarına götürüp avuç içimi öptü.

Hastaneye geldiğimizde Axel ameliyattaydı. Harry koridordaki oturaklarda oturmuş ağlayan kadına ilerlediğinde peşinden gittim.

"Megan."

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin