37

431 25 54
                                    

Selaaaam kitabın ismini değiştirmeyi düşünüyorum kapak şimdilik aynı karıştırmayın yani asklarm

"Beni kandırmıyorsun değil mi?" Dedim şaşkınca ona bakarken.

"Seni hiçbir zaman kandırmadım." Söyledikleriyle ona ilerleyip kollarımı boynuna sardım. Beni kucağına çekip o da kollarını bana sardı.

"Neden bekledin bu kadar?" Kızaran gözlerimle gözlerine bakarak konuştuğumda bir elini yanağıma koydu.

"Benim düşmanım çok, hayatım her an tehlikede. Bana bir şey olursa fazla yıpranmaman için seni kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu." Söyledikleriyle gözümden bir yaş aktı.

"Şimdi ne değişti?" Dediğimde gözyaşımı silerken cevapladı.

"Canın her türlü yanacak ayrı kalmamızın bir anlamı yok." Dudağımı büzüp daha çok ağlamaya başladığımda başımı omzuna yasladı.

"Şimdiden başladın. Ağlamayı kes, çirkin oluyorsun." Söylediği şeyle başımı omzundan kaldırıp ağlamaya devam ederken gözlerine baktım. Harry yüz ifademe bakıp güldükten sonra kollarını sıkıca bana sardı.

"Artık beraber miyiz yani? Hiç ayrılmayacak mıyız?" Hıçkırıklar içinde konuştuğumda saçlarımı okşadı.

"Hiç ayrılmayacağız."

-

"Ara verelim." Nefes nefese konuştuğumda bakışlarını duvardaki sayaca çevirdi.

"2 dakika." Dediğinde nefes nefese yumruk atmaya devam ettim. 2 dakikanın sonunda ara verip kendimi yere bıraktım  ve tavanı izlerken nefes nefese uzandım. Harry başımın üst tarafında durup yere eğildi ve elindeki havluyla suratımı sildi. Daha sonra dudaklarını dudaklarıma bastırıp kısa bir öpücük bıraktı.

"Kısa sürede yoruluyorsun." Ayağa kalkıp diğer tarafa ilerlediğinde yüzüstü dönüp yerde yatarken onu izlemeye devam ettim.

"Bence gayet iyiydim." Dediğimde koltuğa oturup bana döndü.

"Fena değildin."

"Felaket iyiydim." Tekrar konuştum. Başını iki yana salladı.

"O kadar iyi değildin."

"Müthiştim." Ayaklanıp ona ilerledim ve yanına oturup yayıldım.

"Eve gidelim."

"Seni bırakıp şirkete uğrayacağım." Dediğinde dudaklarımı büzdüm.

"Ne kadar zamanımız var?" Bakışlarını saate çevirdi.

"2 saat."

"Hemen eve gidelim. Yemek yiyip dinleniriz." Dediğimde başını sallayıp kalktı.

Eve geldiğimizde duş alıp rahat kıyafetler giyindim ve saçlarımı örüp Harry'nin sipariş ettiği yiyeceklerden yemek için aşağıya indim. Birlikte yemek yedikten sonra Harry'nin çıkmasına 1 saat kalmıştı.

Mutfağı toparladıktan sonra koltuğa ilerleyip Harry'nin yanına oturdum ve başımı omzuna yasladım.

"Sence 1 saat yeter mi?" Sessizce konuştum.

"Ne için?" Dediğinde başımı kaldırıp dudaklarında göz gezdirdim. Sorusunu cevaplamadan dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Karşılık vermeye başlarken omuzlarına tutunup kucağına yerleştim. Kolları bedenimi sararken alt dudağımı dudakları arasına alıp dişledi ve emdi.

Sweatimin ucunu tutup yukarı kaldırdım ve dudaklarımızı ayırıp sweati bedenimden ayırdım. Kollarımdan çıkar çıkmaz Harry tekrar belime sarılıp beni kendine çekti ve çıplak kalan boynumu öpmeye başladı. Başımı arkaya atıp ona yer açarken ellerim saçlarının arasında geziyordu. Beni koltuğa yatırıp üzerime geldi. Tişörtünü yukarı sıyırıp çıkaracağım sırada duyduğum silah sesleriyle donup kaldım.

Avoid [Styles]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin