Gündoğmuştu ve ben yaptığım karardan sonra kendimi kaybettim. Herkes mutlu görünüyordu ama ben korkuyordum. Ölümlü olacaktım. Bu zamana kadar bir vampir olarak gezmiştim şimdi ise bir insan olacaktım.
Çimenlerin üstüne oturmuş sadece öylece düşünüyordum. Yaşadığım, yaşadıklarım, hepsi bir sihirle geçmişte kalacaktı. Vampir olmayı seviyordum. Şikayet etsemde seviyordum. Şimdi sade ve sıradan bir hayata başlayacaktım. Buna mecburdum.
Bir an omzuma dokunan elle irkildim. Arkamı döndüğümde Halton ile karşılaştım.
''Bebeğim iyi misin?''
''Bilmiyorum." dediğimde benim gibi yere çöktü.
''Bella bunu yapmak zorunda değilsin."
''Ama yapmalıyım. Çünkü bu olanlar ve başınıza gelenler benim yüzümden.'' dedim titrek bir sesle. Halton kollarıyla beni sarıp saçlarıma öpücük kondurdu.
''Bunları isteyerek yapmadın ki. Beni ölümden kurtarmak için dönüştürdün. Jenna'yı hamileliğin yüzünden, bizim çocukalarda zaten benim yüzümden.'' Beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
''Sadece o değil. Ben insan olmayı beceremem ki." dediğimde kahkaha attı.
''Sen bana vampir olduğum zaman alışabileceğimi söylemiştin. Sende alışacaksın."
''Umarım.'' Ben doğduğundan beri böyleyim. Halton ise farklıydı. Ona öğretildi ve o öğretilenlere uydu.
''Her neyse herkes geldi mi?''
''Evet seni bekliyorlar.'' Dolan gözlerimi silip yanımda duran asayı elime aldım. Buna her dokunduğumda Lady'i hissediyordum.
Ayağa kalkıp bizimkilerin olduğu yere gittik. Her yer ağaçlarla kaplıydı. Yaşayan olarak sadece biz vardık. Birde Danny ve Ally. Herkesin gözünün içine bakıyordum.
''Hazır mısınız?'' dediğimde hepsi başını olumlu anlamda salladı.
Asayı elimle havaya kaldırdım. Gözlerimi sıkıca kapadım ve yutkundum. Şuan korkuyordum.
''Ay parçasından oluşan asa! Senden son dileğim burda olan bende dahil herkesi insana çevir ve kendini yok et. Sonsuza dek." dediğimde asanın üstünde gözümü karartıcak ışıklar süzülüyordu.
Hepimizin içine bir ışık parçası girmişti. Canım acıyordu ve hepimiz çığlık atıyorduk. Kalbim ağrıyordu, gözlerimin içi acıyordu. Çocuklarım bile acı çekiyordu. Benim ve Harry'nin bir parçası olduğu için, onlarda dönüşüyordu.
Kısa süre sonra yoğun dumanlardan başka bir şey yoktu. Gözlerimi açtığımda artık tek bir benliğe sahip olmuştum. Hiçbir şey hissetmiyordum. Ne bir güç, ne de başka bir şey. Susuzluk bile yoktu. Kendim ayağa kalktığımda hepsi yerde kendini inceliyordu.
Halton'a baktığımda başını tutuyordu ve gözleri kapalıydı. Kısa süre sonra açtığında beni fark etti. Yavaşça ayağa kalkıp bana doğru geldi. Ona sıkıca sarıldım ve sevgi duygusunu daha da yoğun hissettim.
Halton'ın gözleri yine benle buluşunca tebessüm ettim. O ise arkamda duran neyse, ona bakıyordu. Arkamı döndüğümde vampir benliğim yerde yatıyordu. Hem de bir tabut içinde.
''Bizde niye böyle olmadı?'' Bu gerçekten üzücüydü. Ben böyle doğmuştum. Bir doğaüstü olarak.
''Çünkü siz vampir olarak doğmadınız.'' dedim ve yanağına minik bir öpücük kondurdum.
Yanda duran sarı çiçeklerden birini kopardım ve bedenimin üstüne attım. O benliğime son kez bakıp bir damla göz yaşımı döktüm. Hep göz yaşı!
''Hoşçakal. Seni asla unutmayacağım." dedim içimden. Bu doğru... Asla!
***
Halton eşyalarımızı arabaya yüklüyordu. Nakliye kamyonu çoktan yola koyulmuştu. Burdan gidiyorduk bütün acıları bırakıyorduk. Büyüdüğüm bu ormanı bırakıp, gerçek şehire gidiyorduk. Yaptığımız her bir başlangıç bizi daha güçlü gösteriyordu. Karnımda hissettiğim ellerle gözlerimi kapadım. Halton yüzünü boynuma gömmüştü.
''Yeni bir başlangıca hazır mısın?'' dediğinde ona döndüm ve dudaklarını uzun bir süre öptüm.
''Seninle her zaman." dediğinde güldü. "Yemin etmiştik unutma." Saçlarıyla oynamaya başladım.
"İyi günde ve kötü günde. Hastalıkta ve sağlıkta. Ölüm bizi ayırıncaya kadar." dedim. Gülümsedi ve alnını alnıma yasladı.
''O zaman yeni bir başlangıç için gidiyoruz. Vampir karım."
Hayat bana neler sunarsa sunsun, geldiğim yeri unutmayacaktım. Sihire ve büyüye inanmayanlar, bence pişman olmalı. Hayatta her şey bir sihirdir. Açan çiçek, yapılan yemek. Bir şeyken başka bir şeye dönüşmek. Bir ısırığın yarattığı büyü kaderi değiştirir. Vampir sinsidir. Ama sadece kendini korumak için. Ölümsüzlük bile, bana bir iyilik yaptı. Biri için ölümü bile göz almak istediğimi gösterdi. Bir şeyi de unutmamak lazım. Korkulmak sevilmekten çok daha iyidir. Sevgi sahte olabilir. Ben hayatımda sevginin, merhametin, tüm duygularının yalanını, sahteliğini ve gerçeğini gördüm. Doğaüstü biri olsamda yine de yaşadım.
Benim adım Bella. Annesi fani, babası doğaüstü bir vampir. Hayata sevilmediğini anlayarak başlayan, fakat daha sonra sıradan bir büyücü ve sıradan bir faniyle evlenip, hayatı değişen melez bir kızım. Zorda olsa iki çocuk doğurdun. Dostum ve kardeşim tarafından cehennemde yandım. Yine de pes etmedim. Kimse pes etmesin. Çünkü hayatta neler olabileceğini biz bilemeyiz. Sadece dört kelime; inanç, umut, sihir ve minik bir ısırık.
*SON*

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Karım
VampireHer insan normal bir evlilik, normal bir yaşam sürerken; ben zarar vermekten korkuyorum. Çünkü ben normal değilim. Kan içer, sihire inananırım. Gündüzü sevmez, geceyi yaşamak isterim. Yine de her saati yaşarım. Gözlerim kırmızı olur, dişlerimi acıma...