Uzun bir zamandır yürüyorduk yani neredeyse güneş batacak. Etrafta sadece kumdan başka bir şey yok ve aşırı sıcaktı. Lady'nin gözü yorgunluğumuzun üstünde olduğunda durdu.''Bu gece burada kalacağız. Yarın yola devam ederiz.'' dediği anda herkes yerlere yığıldı. Buna bende dahildim diyebilirim.
Havanın sıcaklığı yüzünden ateş bile yakmamıştık. Oldukça sakin bir ortamdaydık ve bu kötü bir haberdi. Ben biraz ileri gidip boş çölün ortasında oturdum. Oturduğum yerde düşünüyordum. Bu savaşı kazanamazsak herkesi öldüreceğim yani ben öldürmesem de benim yüzümden ölecekler. Sevdiklerimi yavaş yavaş kaybedeceğim. Kendimden nefret ediyorum. Annemden de nefret ediyorum, niye mi? Çünkü beni doğurdu ve kendisi gitti. Beni doğururken dünyaya korkunç bir canlı bıraktı. Babamın çocuk istemediğini kendi ağzından duymuştum. Ona kızmamıştım çünkü annemi kaybetmek istemiyordu. Babam annem olmadan yaşayamayacağını söylüyordu, ama belli ki annem babam olmadan yaşayabiliyormuş.
Çok geçmeden omzumda bir el hissettim. Bu el tabi ki Halton'ın eliydi. Sıcak eli istemeden de olsa yüzümü güldürmüştü. Zaten yüzümü bir tek o güldürebiliyordu.
''Sevgilim, ne yapıyorsun burada?'' diye sordu. ''Sadece düşünüyorum.''
''Ne düşünüyorsun?'' Kollarını etrafıma sardı ve sıkıca bana sarıldı.
''Bu savaşı kazanırsak ne olur, kazanmasak ne olur? diye. Birde annemden nefret ettiğimi.'' Yüzünde azarlayıcı ve şaşkın bir ifade oluşmuştu.
''Annenden nefret mi ediyorsun? Bella bunu nasıl söylersin? O senin annen.'' dedi. ''Bunu biliyorum, ama bana baksana Halton. Sen benim insan halime aşık olmuştun. Bu halimi öğrendiğinde yüzündeki ifadeyi, nidaları hepsini gördüm Halton. Bunların tek suçlusu annem. Beni doğurdu ve seni, dostlarımızı riske atıyorum. Babamın bile gitmesine sebep oldu.'' Sinirlendiğimi ve elime geçen ilk şeyi parçalamak istedim.
''Halton eğer bu savaşı kaybedersem sevdiklerimi özellikle sen ve kızımı kaybedeceğim.''dediğimde gözlerimde ki yaşlara lanet okudum. Ne zaman sinirlensem, göz yaşlarım akıyordu.
''Bella yapma böyle umudunu kaybetme.'' dedi alnını benimkine dayayarak. ''Elimde değil korkuyorum.'' dedim fısıltıyla.
''Korkma! Ben daima yanında olacağım.'' Kafamı biraz geri çektim ve gözlerinin derinliğine baktım. Gözleri artık eskisi gibi yeşil değildi. Koyulaşıyordu ve bu onu tamamen insan bedeninden çıkartıyordu. Benden daha vahşi olmasını istemiyorum.
''Halton yanımda olma, çünkü sen benim yanımda olursan seni kaybederim... Bak eğer ben ölürsem kızımıza iyi bak o benden sana kalan tek şey.''
''Bella eğer böyle konuşmaya devam edersen seni ben öldüreceğim.''dediğinde ağzımdan hafif bir kıkırtı çıktı. Ciddi bir konuşmadan sonra böyle komik bitmesi gerçekten gülünç. Kum dolu zemine ikimizde yayıldık. Gökyüzünde binlerce yıldız vardı ama hiç bulut yoktu. Buranın sıcak olmasını da yeterince açıklıyor bence. Halton'a baktığımda ellerini başının altına almış vaziyette gözlerini kapatmıştı. Elbette uyumuyordu ama çok sevimli görünüyordu. Bende onun gibi gözlerimi kapatmak istedim fakat bana doğru bakan bir parlaklık gördüm. Ayağa kalktım ve havayı iyice inceledim. Anlaşılan bu bir düello. Hobitler bizimle oynuyordu. Hava da 3 tane şimşek çaktığında donup kaldım. Şimşekler çaktıktan sonra havada oluşan duman karanlıkta bile görünüyordu. Tam kurtulduk dediğim anda 2 tane daha çaktı ve bu ikisi diğerlerinden daha güçlüydü..
''Halton çabuk kalk gitmeliyiz, kalk!'' dedim onu sarsarak.
''İyi de neden?'' Bir tane kıvılcım tam yanımıza düştü. ''Havada 5 tane şimşek çaktı, çabuk koş bize zarar verecek.'' dediğimde ayaklandı ve ikimizde koşarak bizimkilerin olduğu yere gittik. Arkama bakmamalıydım yoksa beni hedef alacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Karım
WampiryHer insan normal bir evlilik, normal bir yaşam sürerken; ben zarar vermekten korkuyorum. Çünkü ben normal değilim. Kan içer, sihire inananırım. Gündüzü sevmez, geceyi yaşamak isterim. Yine de her saati yaşarım. Gözlerim kırmızı olur, dişlerimi acıma...