Bölüm-2

6.1K 255 4
                                    

İyi okumalar...!!


Annem bizi ölümle terk ettiğinde, hep gereksiz biri olduğumu düşünmüştüm. Öyle de sayılırdım. Sonuçta doğurduğu şey bir yaratık. Babam bile bana katlanamadı. Bir ailem olmasını hep istemiştim. Fakat ben en güzel dileği bile dilerken, her şeyi tersine çeviriyordum sanki. Ama Halton bana bir ömür vermişti. Onu tanıdığım için o kadar mutlu, o kadar hayat doluydum ki, buna bayılmıştım. O beni karanlığın derinliklerinden çıkaran bir melekti. Benim aşık olduğum adam bir melekti.

Sabah uyandığımda bana sırtı dönük uyuyan Halton'ı gördüm. O kadar güzel uyuyordu ki onu uyandırmaya kıyamayacaktım. Onu uyandırmadan banyoya gidip ılık bir duş aldım.

Banyodan çıkıp saçlarımı kuruttuktan sonra üstüme siyah yarım taytımı ve bir tişört giydim. Saçlarıma da güzel bir fön çekip banyodan çıktım. Hava acayip sıcaktı ama Halton yorgana acayip sarılmıştı. Sırtı bana dönüktü, ve onu kendime çevirmek istedim ama buz gibiydi. Kendime çevirdiğimde göz altları kıpkırmızıydı. Rengi resmen benim vampir olduğum zamanda ki gibi beyazdı. Acayip korkuyordum, bu hastalık gibi değildi.

''Halton.. bebeğim lütfen uyan.'' dediğimde gözlerini yavaş yavaş açtı. Zümrüt gibi olan gözleri koyu yeşil olmuştu.

''B-Bella?!''

''Halton ne oldu sana?'' dedim ve korkum biraz daha arttı.

''Bilmiyorum ama içim çürüyor.'' deyip gözlerini yine kapattı.

O sırada Halton telefonu çaldı. Arayan Zack'di. Halton cevap veremeyeceği için ben açmak zorunda kaldım.

''Alo Zack.''

''Bella? Nasılsın?''

''İyiyim sen?''  Bakışlarımı Halton'dan alamıyordum.

''İyi, acaba Halton telefona verir misin? Bugün teslim etmesi gereken belgeler hakkında konuşmak istiyordum.''

''Zack... Halton konuşamaz.''

''Nasıl? Neden?''

''Biraz rahatsız.''

''Ben gelmemi ister misin?'' Aslında birinin yardımına ihtiyacım var.

''Tamam.'' deyip telefonu kapattı.

Geçen 2 saatte rağmen Halton hala uyuyordu. Kapı çaldığını duyduğumda, zihnimde gelen kişinin kim olduğuna baktım. Bizim çocuklar gelmişti. Onlar gelene kadar Halton'a yapmadığım kalmadı ama yine de ateşi düşmedi. Aşağı inip kapıyı açtığımda Zack ve yanında Mike vardı. Yanlarında bir doktor vardı.

''Buyurun hoş geldiniz.'' deyip onları içeri davet ettim. Zack hemen lafa atladı.

''Bella, Halton  nasıl?'' diye sordu merakla.

''Elimden geleni yaptım ama ateşi hiç düşmedi.'' dediğimde Mike söze atladı.

''Merak etme doktor Gregg şimdi onunla ilgilenir.''

''Hastamız nerede?'' diye sorduğunda onları odaya yönelttim.

Tam 35 dakika oldu ama doktor hala içeriden çıkmadı ve iyice endişelenmeye başlamıştım. Eğer ona bir şey olursa kendimi asla affetmem. En sonunda kapının sesiyle irkildim. Doktor şaşkın bir şekilde bize bakıyordu. Daha fazla dayanamıyordum.

''Doktor Gregg, Halton'ın neyi var?'' diye sordu.

''Açıkçası bilmiyorum.'' dediğinde Zack lafa girdi.

''N-Ne demek bu?'' Sesi yüksek çıkmıştı. 

''Bende anlayamıyorum. Grip değil, muayene ettiğimde içinden belirsiz sesler çıkıyor. Kalbi fazla hızlı çarpıyor, bu da yetmezmiş gibi buz gibi. Kalbinin bu kadar hızlı kan pompalaması normal bir insanın vücudunu ısıtırken o resmen donuyor.''

Doktorun dedikleri beynimde sızlıyordu. Belli ki bu normal bir şey değil bu konuda bana yardım edebilecek tek kişi Lady'di. Çünkü Halton'ı bu hale getiren kesinlikle ben olmalıydım.

Çocukları ve doktoru gönderdikten sonra. Lady'e haber verdim. Bana hemen geleceğini ve ne olursa olsunHalton'a yaklaşmamam gerektiğini söyledi. Onu beklerken televizyonda ki haberle irkildim.

''Son dakika sayın seyirciler. Ünlü iş adamı Halton Blue büyük bir rahatsızlık geçirdiğinde, az önce ortakları tarafından belirtildi. '

Bu haber gözlerimi doldurmuştu. Etraftaki her şeyi, hatta şu kadının kanının son damlasına kadar içip öldürmek istiyordum. Çok geçmeden karşımda Lady'i gördüm. Harika televizyonun içinden çıkmıştı.

''Bu evde kapı var.'' dedim onu uyararak.

''Onlar insanlar için. Neyse nerde?'' dedi etrafa bakınarak.

''Yukarıda.'' dedim ve onu odaya çıkardım. Odaya girdiğimiz an Lady, Halton'ın yanına geçti ve onu incelemeye başladı. Lady, Halton'ın  yanında bir şeyler söylüyordu ve neredeyse yarısını anlayabiliyordum.

''Noa kulıy tojlama ki y to lajıtu mama ecvolin fıdhas ta Halton as.'' dediğinde Halton'ın etrafında dumanlar çıkmaya başladı.

Lady bir süre gözlerini kapatıp neler olduğunu anlamaya çalıştı. Kısa süre sonra dumanlar kayboldu. Lady gözlerini açtığında derin bir nefes aldı.

''Neyi var?''

''Siz birlikte oldunuz değil mi?'' diye sorduğunda, utandım.

''E-Evet.''

''Sana demeye çalıştığım bu. Bir insan, bir vampir ile birleşirse o insanın ruhu artık çürür ve yarı ölü olur. Geri dönüşü asla olmaz. Kadın olsa belki hamile kalır ve öyle ölür, ama erkekler öyle değil. Çok daha zayıftırlar.'' dedi açıklayarak.

''Yani şimdi Halton ölecek mi?'' dediğimde gözümden yaşlar süzülüyordu.

''Onu kurtarmanın sadece bir yolu var.'' dedi.

''Nedir o? Her şeye hazırım?'' Gerçekten hazırdım!

''Halton anca vampir olursa kurtulur. Bunun ne demek olduğunu biliyorsun.''

Onu ölümsüz yapacaktım!!

Vampir KarımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin