Multimedya; Bölüm Şarkısı; Perdenin Ardındakiler-Kalbinde Birileri Var
İyi okumalar dilerimm. Bir önceki bölüm bittiği yere bakarsak bu bölümde paragraf aralarını coşturalım mı??💚💚
-----
Kendinizden bir parça olarak gördüğünüz gölgeniz bile aslında iki yüzlüydü.
Karanlıktan bir parçaydı lâkin aydınlık olmadan onu göremez ve onun varlığını kabullenemezdiniz.
Aydınlığı ve karanlığı düşündüm. Aydınlık buraya gelmeden önce arkamda bıraktığım bir anıydı, buranın kapısı bana açıldığında aydınlığın kapısı yüzüme sertçe çarpmış, kapının çarpmasıyla yüzüme esen rüzgar yüzümü bir bıçak gibi kesmişti.
Yüzüme takmam gereken bütün maskelerim parçalanmış, ben paramparça bir kalbi taşıyan bedenin içine hapsolmuştum.
Zaman mı beni kovalıyordu yoksa ben mi kum saatinin içindeki kumları yutarak zamana yetişmeye çalışıyordum emin değildim. Emin olduğum tek şey parmak uçlarımın öncesinde kalbimin paramparça oluşuydu. Ona bunca zaman zarar veremeyeceğimi sanırdım, gücümün bir tek onun karşısında diz çökeceğini ve onun, ucunda ölümün bizi beklediği sokaklarda bile bana sadık olacağını düşünmüştüm.
Yanılmış mıydım yoksa bu da bir sanrı mıydı?
Neyin doğru, neyin yanlış olduğunu anlayamadığım için gücüm, vücudumun her bir yerini işgal etti ve ben, midemdeki çalkantıyı kusmamak için kendimi tutarken gücüm vücudumdan dışarı çıktı lâkin bir şekilde sadece onları dağıtmayı başardım.
İkisi de ağır darbeler alarak birbirlerinden ayrıldıklarında Tamay yere düşerek başını taşa çarpmış, Şeyma ondan metrelerce uzağa fırlamıştı. Etraf kalabalıktı, alnımdan gökten yağan kara rağmen ter damlacıkları süzülüyordu.
Kendimi kontrol edemiyordum.
Deli gibi titreyerek kalabalıkların arasından koşarken Tamay'ın ismimi seslendiğini işittim ama bir saniye duraksamam buradaki herkesi mahvederdi, bundan emindim işte. Bacaklarım titreyerek karşıdan karşıya geçerken Tamay'ın sesi arkada kalmış, gürültüyü bastıran zihnimde duyduğum tek şey kendi çığlıklarım olmuştu.
Ve bu gerçekti.
Tahmin edemediğim bir sahicilikle kendi çığlıklarımı zihnimde, kulaklarımda ve ruhumun her yerinde hissedebiliyordum.
Ciğerlerimin patlayacağını hissettiğimde parmaklarımdaki çatlağın çığlık atmamı istetecek kadar büyüdüğünü fark etmiştim. Avuç içimdeki kader çizgileri de artık yırtıktı.
Kanın aktığını hissettim.
Avuç içimde biriken sığ kan gölü, nabzımı çoğaltıyor parmak uçlarıma ulaşarak karların arasına damlıyorlardı. Konser alanından epeyce uzaklaştığımda çığlık atmamın artık bir sakıncası olmadığını fark ederek karların arasında yere düştüm ve ağaçlar beni karanlık gecenin altında gizlerken gözlerimi kapatarak dudaklarımı araladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATHA
FantasyŞeytan'ın çocukları, zihinlerimize gömüldüğümüz yerde cirit atarken ve Tanrı'nın kaderimizi yazan kalemi kanımızla doldurulurken, zift gece kanımıza bulaştı. Olmaması gereken ne varsa, ay tamken oldu ve biz, bir gece yarası birbirine sarılan ruhlar...