L -15-

79 14 164
                                    

Multimedya; Tamay Zevahir ve Leyl Yakut. Bölüm şarkısı; Kaldı 8-Savaşım kendimle.

 Bölüm şarkısı; Kaldı 8-Savaşım kendimle

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💚💚

------

Yaralarımı açıkta bırakmamın nedeni, yara sarmayı bilmediğimden değil kendi yaralarımı sarmak istemediğimden dolayıymış.

Yeni anladım.

İzmir'de yaşarken birisi bana yarasını gösterdiğinde, o yarayı saracağımı bilirdim.

Nehir Şehri'ne ilk geldiğim gün, o yaraya bakıp sadece yaranın sahibine üzüleceğimi düşünürdüm.

Şu anı gösteren takvim sayfalarında ise ne yaraya bakardım ne de yaranın sahibine.

Bakışlarım önce yanağımdaki yaradan, daha sonra yaranın sahibi şafak harelerden kaçtı. Yaranın taze kısmını gizleyen kabuk, gülümsemelerimin düşmanıydı. Ufak bir tebessümümde yanağım geriliyor ve ince bir çizik şeklinde bile çatlasa kan durmak bilmiyordu.

Omuz silktim ve üstümdeki bornozu çıkartarak iç çamaşırlarımı hızlı bir şekilde giyinirken Tamay'ın sesi, odamın içindeki sessizliği yarıp geçmişti. "Hadi be güzelim, ne oyalandın ki?" Yanağımdaki yarayı ona banyoda göstermiştim fakat artık etrafımızdaki dönüp duran kumpas o kadar büyüktü ki ona bu konuyu açmaması için adeta yalvarmış ve ondan kaçarak odaya gelmiştim. Dolaptan aldığım kalın tayt ile kalın kazağı üstüme geçirecekken bakışlarım kısa bir an yansımama dokundu, geçti.

Tekrar yansımama bakmak zorunda kaldım.

Göğsümün oluğu, sanki günler oncesinde sert bir yumruk yemişim gibi morarmaya başlamıştı. Gözlerimi kısarak aynaya biraz daha yaklaştım ve korkuyla titreşen harelerimi bedenimdeki yeni yeni morarmaya başlayan kısımlara çevirdim. Sanki çürük meyve dolu bir sepete dalından yeni koparılmış ham bir meyve olarak düşmüştüm de saatler içerisinde olgunlaşmış, yer yer diğer meyvelere benzeyerek çürümeye başlamıştım.

Kaşlarım derinden çatılırken titremeye başlayan parmaklarımı iki göğsümün arasına hafiften dokundurdum ve hatrı sayılacak kadar büyük bir miktarda acı bütün vücuduma yayıldı.

İstediğim kadar ölümü, kalan dokuz günümü inkar edebilirdim fakat bedenim bunu ben istemesem kabullenmişti.

Yutkundum ve sırf umudumuz daha fazla çürümesin diye bunu bir sır olarak kendi içime gömerek hızlı bir şekilde hazırlanıp odadan çıktım. Zihnim donmuş ve ne düşüneceğimi bilemez hâlde Tamay'ın bakışlarından kaçmış, saniyeler içerisinde evden ayrılarak arabadaki yerimizi almıştık.

"Tamay?"

Düşünceli bakışları bana çevrildiğinde araba patika yolda ilerliyordu. "Evet?"

LATHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin