Multimedya; bölümden bir kesit.
İyi okumalar dilerim💚
----
Kalbimin ucuna uzanan bıçakta, boğulduğum okyanusların damlaları değil çırpınarak daha çok battığım o bataklığın emareleri vardı.
Bataklığın ortasında batıyorum ve sen durmuş, bataklığın kenarında açan çiçekleri izliyorsun.
"Ağlayıp durma Leyl," diye konuştu Tamay belki saniyeler belki dakikalar sonra. "Bir odaya kapıyla giriliyorsa yine kapıyla çıkılır. Hiçbir yer çıkmaz sokaktan ibaret değildir." Bakışlarım ifadesiz sesine karşı onu bulurken daha fazla yerimde oturamayarak ayağa kalktım ve onu omuzlarından ittirdim.
"Bana güven verip durma gerizekalı." Diye konuştum ters bir sesle. Tamay onu itmeme karşı bir iki adım gerilerken aramızdaki mesafeyi kapattım. "Ben yirmi üç yaşındayım, saf değilim. Adam belki zihniyle seni kandırdı, nereden biliyorsun?" Tamay okyanuslarını benden çekerek duvar ile aramdaki yerden ayrıldı ve yüzünü sıvazlayarak etrafa bakındı. "Ulan orospu çocuğu içeriyi sigara kokutmuş, sinirlerim bozuldu."
Konuyu degiştirmesine karşı gözlerimi devirdim ve uyarırcasına konuştum. "Tamay, kime diyorum ben Allah aşkına?"
Sustu ve zihnindeki onlarca sesi bastıramadığını yüzündeki ifadeden belli etti. "Beynim sikiliyor Leyl, gerçekten yorgun bir hâldeyim. Biraz uyumalıyım, sana daha sonra bu konu hakkında bilgi veririm." Parmakları şakaklarından ayrıldı ve cebine uzandı. Çıkardığı bilekliği bileğine geçirdikten sonra gözlerini huzurla kapattı. Çektiği acı ardında bir emare dahi bırakmadan kaybolmuştu.
"Tamay, şimdi açıkla. Benim bekleyecek vaktim yok, ailem perişan bir hâldedir." Alayla güldü ve saniyelerden bile kısa bir süreyle aramızdaki mesafeyi kapatarak nefesini nefesime karıştırdı.
"Senden bir farkım yok Leyl," diye konuştu burnu burnuma çarpmış ve bu istemsizce kaşlarımı çatmama neden olmuştu. "Benim de bir ailem var ve gücümü her kullanmaya kalktığımda sikik zihnimin daha da sikildiğini unutma." Onu omuzlarından sertçe ittirerek aramıza mesafe girmesini sağladığımda Tamay gerilemiş ve hiçbir şey söylemeden bana arkasını dönmüştü.
"Gece gelip uyandırma, bağıra bağıra da ağlarsan kafanı yastığa gömerim. Sabah uyanınca olaylar hakkında konuşacağız Leyl."
Ona sinirden deliye dönmüş bir halde baktım. "Şimdi gidip huzurlu bir şekilde uyuyabilecek misin cidden?"
Tamay tek gözünü ovuştururken benim aksime daha sakin bir sesle konuştu. "Şu an elimizdeki bilinmezlikten dolayı delirdiğini biliyorum," sanki aramızda bir ayna vardı ve ben kendimi izlerken o diğer taraftan benim yansımam oluyordu. "Lütfen içindeki öfkeyi benden çıkarmaya çalışma, seninle aynı taraftayım Leyl." O arkasını dönüp odasına doğru ilerlerken haklılığı karşısında sinirle inledim ve dakikalar önce çıktığım odamdan içeri girdim, kapıyı sertçe çarparak bedenimi yatağa bıraktım.
Karnımda ufak tefek ağrılar kol geziyordu ve bu dışarıdaki soğukta yürüdüğümüz için birkaç dakika sonra dayanılmaz bir hâle gelecekti, emindim. Cebimdeki bilekliği ağrımdan dolayı gücümü kontrol edememekten korktuğum için çıkararak bileğime geçirdim. Deniz kabukları, silsile halinde ipe dizilmişti ve birkaç senedir taktığım bu bileklik her bakışımda farklı bir anıyı canlandırırdı zihnimde.
Kayıp giden bir nehirde boğuluyordum ama yine de yıldızlara bakıyor, onların ne kadar güzel parladıklarını düşünüyordum.
Hiçbir zaman acı çektiğimde o acıyı düşünmezdim, her zaman içimdeki sorunları halleden ve daima gülümseyen bir insandım. Yaşadığım hayattan memnundum, ailemle aram etrafımdaki çoğu insanın imreneceği kadar iyiydi ve şimdi yanımda onlar yoktu. Yalnızdım ve ben hayatımda hiç yalnız kalmamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATHA
FantasyŞeytan'ın çocukları, zihinlerimize gömüldüğümüz yerde cirit atarken ve Tanrı'nın kaderimizi yazan kalemi kanımızla doldurulurken, zift gece kanımıza bulaştı. Olmaması gereken ne varsa, ay tamken oldu ve biz, bir gece yarası birbirine sarılan ruhlar...