L -8-

244 44 384
                                    

Multimedya; Bölüm Şarkısı; Çağan Şengül-Ruh İzi

Buyrun bu da Bora'mız eheheh :)

Buyrun bu da Bora'mız eheheh :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💚💚

-----

Anılarımı hatırlıyordum. Küçük bir kız çocuğuydum ve papatyalarla dolu bahçede otururken zihnimde, parmaklarımın arasında tutmaya çalıştığım rengarenk tuğlalarımla karanlığa karşı duvar örüyordum.

Duvarlarımın arasından sızan güneş ışığı karanlığa düşüyordu ama onu katletmeyi başaramıyordu. Bu yüzden ışık değil çimlerden kopardığım papatyaları iliştirmiştim boşluklara ve karanlık papatyalarımı çürütmüştü.

Karanlıktan buraya gelene kadar uzak duran o kadındım ben, hayata bir kez geliyordum. Parmaklarıma kan veyahut kir bulaştıramazdım.

Onur benden önce yerden kalkarken telefonun ucundan Tamay'ın sesini duyuyordum ama o kadar donmuştum ki çözüldüğüm an ağlamaya başlayacaktım sanki. "Kusura bakmayın, ben görmedim sizi." Gözleri dolu bir hâlde bana bakan abim zihnimde zamanı yavaşlatmıştı. Tepki veremiyordum. Onur yerden kalkmama yardımcı olduğunda parmaklarının arasında tuttuğu telefonu tekrar bana uzattı.

"Arkadaşınız sizin için endişeleniyor, cevap vermeyecek misiniz?" Bakışlarını sanki hayal olmamdan korkuyor gibi kaçırıp duruyor, daha sonra büyük bir özlemle geri bana bakıyordu. Parmaklarının arasında tuttuğu telefona uzandım ve telefonu kulağıma yaslayarak çatlak bir sesle konuştum. "Tamay, bana birkaç gün öncesinde tarif ettiğin yere gelir misin hemen?"

"Leyla, güzelim neler oluyor? Bir bok anlamıyorum. Sen iyi misin?" Birkaç hışırtı işittim, muhtemelen evden çıkıyordu şu an. "İyiyim, sorun yok. Kapatıyorum şimdi." Aramayı sonlandırıp telefonu cebime koyarken Onur ellerini cebine yerleştirmiş ve etrafa tereddütlü bakışlar atıyordu.

Aradığın şey etrafta değil abi, buradayım işte.

"Beni tanıyor musunuz?" Diye sordum bu halleri garip gelmeye başladığında. Parmak uçlarım neşterle kesilmiş gibi sızlıyor ve kollarım sanki bütün bu evreni kucaklamış gibi ağrıyordu. Evreni değil abimi kucaklamak istiyordum. Onur'un bakışları ormanda koşmaktan yorulmuş bir kurdun evine varması gibi en sonunda bana vardığında gözlerinden bir damla yaş süzüldü.

"Senin gerçek olduğundan bile emin değilim Leyla."

Bir yel değirmeninin önünde durmuş, yüzüme ılık bir yaz esintisi çarparken göğüs kafesimden bir kuş fırlayarak çıkmıştı. "Neden ki, buradayım abi." Ona doğru bir adım attığımda Onur gözlerini kapatarak hıçkırdı ve başını gökyüzüne kaldırdı. Gökyüzünden yağan kar, yüzüne toprak oluyordu.

Onur hüznüyle gömülüyordu ve ben öylece izlemekten başka hiçbir şey yapmıyordum.

"Ben psikoloğa gitmeden öncede bana hep aynı şeyleri söyledin Leyl," başını bana doğru indirdiğinde ölümün acımasız kanatları gölgesini üstümüze düşürmüştü. Artık karanlıktan kaçmak için yeteri kadar çiçeğim ve umudum da yoktu. "Sonra ilaç içtim ve senin ölümünü, anneme sarılarak atlatmaya çalıştım." Senin ölümün diyordu.

LATHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin