L -1-

877 104 696
                                    

Multimedya; Leyl Yakut.

İyi okumalar dilerimm💚💚

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İyi okumalar dilerimm💚💚

----

Aydınlık ışığın varlığı, karanlık ışığın yoksunluğundan yaratılırdı.

Şeytan, iyiliğin kurutulduğu yerden var edilmiş olsa gerek cehennemi, acının doğduğu yerde inşa ediyordu. Acı cehennemdi ve ben yirmi üç yıllık hayatımda cehennemi tadarak derin bir emare aldığımı söyleyemezdim. Lâkin hayat bir oyundu ve etrafımızda dönüp duran iblisler Tanrı'nın kaderi yazan kemikten kalemini çalmış ve içindeki mürekkebi zihnimize boca etmişti.

Sadece biz bunu bilmiyorduk, zihnimize düşen latha bizi günler belki de haftalar sonra büyük bir karanlıkla karşılayacaktı. Haberimiz yoktu, birbirimizin kalbinde olduğumuzun farkında olmadığımız gibi.

Karnıma giren tanıdık ağrıyla sırf dikkatimi dağıtmak amacıyla damarlarımın arasında kol gezen gücü kullanmayı bıraktım ve gücümle kontrol ettiğim kalem kutusu çalışma masamın üstünde parçalandı. Kalem kutumun parçalanmasına dudağımı büzerek yatakta iki büklüm olurken odanın kapısının açıldığını ve abimin bakış açıma girdiğini gördüm. Dudaklarında anlam veremediğim bir sırıtma vardı ve sırf çektiğim fiziksel acı yüzünden gülümsemesi diken gibi her bir yanıma batıyordu.

Evet ben buydum; Leyl Yakut. Bir gülümseme kadar cennet ve acının uğramaya korktuğu bir bedenden ibarettim.

"Ne diye sırıtıyorsun?" Diye homurdandım, kelimeler dudaklarımın arasından ateşten bir cımbızla çıkartılmış gibiydi. Canım yanıyordu.

Abim odanın kapısını kapatarak yatağımın boşta kalan kısmına atladı. "Sana bir şey oldu sandım, ondan sırıtıyorum. Birazdan ağlamaya başlarsam sevinç göz yaşları olduğunu da bil." Gözlerimi devirerek bacaklarımı kendime çektim ve yatakta iyice küçüldüm. Karnımdaki ağrı her saniye biraz daha artıyordu ve bu, zamanında çekmediğim onca acının intikamı gibi bedenimi harap ediyordu. Abim dibime kadar girerek yüzüme dikkatle baktığında bakışlarımı kaçırarak yüzümü yastığa gömdüm.

"Yine mi kanıyorsun sen?"

Ağrıdan inler bir vaziyette konuştum. "Odamdan çık Onur!" Yüzünü göremesem de sıkıntılı bir nefes vererek ayaklandığını hissettim.

"İyi bir hafta sonra görüşürüz, gereksiz ses yaparak beni rahatsız etme, Beyza ile konuşacağım." Konuşmayı geğirerek bitirdiğinde öfke dolu bir çığlık atarak elimi komodine uzattım ve göremediğim için rastgele bir şeyi tutarak ona fırlattım. Gece lambası olarak tahmin ettiğim şey Onur'a çarparak yere düştü ve onlarca parçaya ayrıldı.

Onur hayret içerisinde konuştu. "Yuh artık Leyla, öküz mü oldun!"

Ona atacak başka bir şey ararken yastıktan dolayı boğuk çıkan bir sesle, "Benim adım Leyl." Diye bağırdım.

LATHAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin