Multimedya; Bölüm şarkısı; Kaan Boşnak-Bırakma kendini
İyi okumalar dilerimm💚💚
-----
Yıldıza küstün diye bütün gök yüzüne sırtını çeviremezsin dediler ama sırtımı gök yüzüne çevirdiğim hâlde yine göğü gördüğümü bilemediler.
Çünkü nereye baksam, nereden kaçsam bir şekilde Tamay'a varıyordum. Dokuz senedir olduğu gibi ve bundan sonraki hayatımda olacağı gibi.
Tamay, Tamay, Tamay.
Geceden daha koyu, bir adım sonra şafağa rastlayacak kadar karanlık olan harelerim aynadaki çehremden ayrıldı. Uyanalı birkaç dakika olmuştu ve Bora'nın dün sabah söylediğine göre bugün liseye gitmemiz gerekiyordu. Gözlerimi hissettiğim saçma duygu silsilesiyle devirerek bir kez daha lavaboya eğildim. Yüzümü, üstüme yapışan uykudan kurtulmak ister gibi birkaç kez daha yıkadıktan sonra harelerimi yansımama değdirmeden lavabodan çıktım.
Kendime bir hayal kırıklığı olmaktan o kadar korkuyordum ki yansımalarımla göz göze gelmeye çekiniyordum.
"Havlu diye bir şey var Leyl, böyle yüzünü yıkadıktan sonra kurulamanı falan sağlıyor." Işığı kapatırken baygın bakışlarım odasından çıkan Tamay'ı buldu. Üstünde bacaklarını saran siyah bir pantolon ile kaslarını ortaya çıkaran zehir yeşili bir kazak vardı. Harelerimi vücudunu incelemeyi bırakarak zehir yeşili kazağının daha çok ortaya çıkardığı okyanuslarına tutundu ve onun da aynı şekilde beni incelediğini fark ettim.
"Şirin abla sana nasıl dayanıyor çok merak ediyorum Tamay. Bu aralar her şeye karışıyor gibisin." Kendimi hatırladığım anlardan beri binlerce gülümsemeye ev sahipliği yapan dudaklarım, uçlarına işlenen bütün o günahlar asılmış gibi bir kıvrımla kavis oluşturdu.
Onun yanındayken ilk kez gülümseyemiyordum.
Tamay birkaç saniye annesinden uzak kalmış olmanın verdiği acıyı tatmış daha sonra yanımdan geçip giderek portmantoya ilerlemişti. "Bora buraya sadece bir kez gelip gideceğimizi söylemişti dün," diye konuştum yanına doğru ilerlerken. "Ya ondan önce çıkışı bulabilirsek? Ya da belki de bizi zihniyle kandırabilecek kadar usta bir yalancıdır ve sen bugün öğle arasında gidip etrafa yaşadığımız yer ile ilgili bir şeyler soruşturabilirsin." Portmantodan aldığım siyah renkli montu, kırmızı renkli kazağımın üstüne geçirdikten sonra botlarıma uzandım.
"Zihnin, zihnimin kıyısından geçmiş gibi Leyla. Emin ol dediklerini gece boyunca düşündüm." Olduğum yerde doğrularak ona doğru bir adım attım ve bu hareketim sayesinde burunlarımız birbirine çarptı.
"Ne yapacağımız hakkında bir fikrinin olması beni mutlu etti."
Tamay gülümseyerek belimden tuttu ve dudaklarını alnıma yaslayarak bana sarıldı. Nefesi şah damarımın üstünde raks ediyordu ve kalbim, sanki o yapboz parçasının tabloyu tamamladığını belli etmek ister gibi ritmini her geçen saniye biraz daha kaybediyordu. "Benim her zaman bir planım vardır Leyl, geçen sefer ki durum biraz istisnaydı sadece." Geri çekildim ve aramızdaki duygu yoğunluğunu sorgulamak yerine bir asker gibi bu duygu yoğunluğu karşısında teslim olarak dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum.
Sanki yıllardır sevgiliydik, ikimizde birbirimizin hareketlerini garipsemiyor ve adeta daha fazlasını arzuluyorduk.
Tamay benden önce davranarak kapıya uzandığında bana oldukça yabancı gelen eve son bir kez baktıktan sonra Tamay'a eşlik ederek açtığı kapıdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATHA
FantasyŞeytan'ın çocukları, zihinlerimize gömüldüğümüz yerde cirit atarken ve Tanrı'nın kaderimizi yazan kalemi kanımızla doldurulurken, zift gece kanımıza bulaştı. Olmaması gereken ne varsa, ay tamken oldu ve biz, bir gece yarası birbirine sarılan ruhlar...