Multimedya; Tamay Zevahir.
İyi okumalar dilerimm💚
Şu sol alttan yıldıza basmayı unutmayın lütfen :)
----
Küçükken yere düşerek dizlerimi parçaladığımda ve babam o parçalanan yerlerime ufak bir buse kondurduğunda yaramın acısı babamın dudaklarına sirayet eder ve geriye hiçbir emare kalmazdı.
Kalbim acıyor baba, parmak uçlarım, damarlarım çatlıyor.
Öpsen iyileştirebilir misin şimdi de?
Zihnimdeki latha, yırtıcı bir hayvan gibi saldırdığı sokaklarımdan çekilirken birbirine iliklenen kirpiklerim, ilmeklerini şeytanın çocuklarının elindeki makasla kopardı ve göz kapaklarım, bir evin perdelerini açarak güneşe kavuşması gibi aralandı. Bakış açıma giren ilk şey odamın kırmızı renkli duvarları olurken başımdaki ağrıyla acı içerisinde inleyerek yerimde doğrulmaya çalıştım.
Kötü bir kâbusun kollarından sıyrılmış gibi hissediyordum.
Bakışlarım hatırladığım şeylerden sonra bileklerimi bulurken onları sapasağlam görmek derin bir nefes almamı sağlamıştı. Tamam, sadece kötü bir rüya görmüştüm ve şimdi o rüyadan uyanmıştım. Parmaklarım dudaklarıma yaslanırken bacaklarımı yataktan sarkıtarak yerimden kalktım. Annemi görmeli ve ona sarılarak hissettiğim kâbus kalıntılarından kurtulmalıydım.
Belimin bir kısmını açıkta bırakan pijamamı biraz yukarı çektikten sonra dağılan saçlarımı düzelterek odadan çıktım. Kapıyı arkamdan kapatmak için elimi arkaya atacağım sırada kaşlarım gördüğüm görüntüyle çatıldı ve onu görmek beni ilk kez bu kadar tarumara uğrattı.
Buradaydı ve varlığı, zihnimdeki kâbusu sorgulatmıştı.
"Tamay?" Etraf yaşadığım evden bir hayli farklıydı, tek katlı müstakil bir evdi burası. Salondaki koltuklar lacivert renkli, duvarlar krem rengine hâkimdi. Birkaç yabancı tablo ve vazo vardı, her şey anlamsızdı. "Bir anlam veremedin değil mi, bende." Hayret içerisinde olan bakışlarım etraftaki eşyalardan onu bulurken dudaklarımın, bileğimdeki damarlarla aynı anda sızladığını hissettim. Kâbus içinde kâbus mu görüyordum?
"Hayır bir kâbus değil, bak." Havaya kaldırdığı koluna bakarken birden fazla yerinde çizik bulunduğunu fark ettim.
Rüyalarda da acı çekebiliriz belki. Diye ümitlendi bir yanım.
Rüyada olduğunu düşünerek kendini yaralamıştı fakat rüyanın yırtılıp onu gerçeklere kavuşturmaması onu fiziksel olduğundan daha çok yaraladığından emindim.
"Uyanmaya çalışıyorum ama olmuyor Leyl, buraya hapsolmuş gibi hissediyorum ve bu," diye konuştu neredeyse dakikalardır hatta belki de saatlerdir kendiyle mücadele ettiğini belirtmek ister gibi çıldırmış bir ses tonuyla. "Ve bu zihnimin içindeki bütün delilikleri serbest bırakmam için beni tetikliyor." Korkuyla bir adım gerilirken sırtım duvara yaslanmış ve Tamay'da oyalanan gözlerim, ruhumdan birer parçayı yanaklarıma boca etmişti.
"Neler olduğunu anlamıyorum, en son bilekliğimin koptuğunu ve bilekliğini istemek için senin yanına geldiğimi hatırlıyorum."
Tamay parmaklarını şakaklarından ayırarak cümleme devam etti. "Sonra seni öptüğümü ve göğün, damarların gibi yırtıldığını da hatırlıyorsun." Korkum ziftten ellerini boğazıma sararken bakışlarımı ondan ayırarak kapıya doğru hareketlendim. Buradan çıkmalı ve Tamay'ın anlam veremediğim garip hareketlerinden kurtulmalıydım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LATHA
FantasyŞeytan'ın çocukları, zihinlerimize gömüldüğümüz yerde cirit atarken ve Tanrı'nın kaderimizi yazan kalemi kanımızla doldurulurken, zift gece kanımıza bulaştı. Olmaması gereken ne varsa, ay tamken oldu ve biz, bir gece yarası birbirine sarılan ruhlar...