ucarnevin _-Selenophilee_- bana gösterdiğiniz sevgi ve saygı için size teşekkür ederim Ablacım.Yazarın anlatımıyla...
"Kimler gelmiş?" diye sordu pis pis sırıtarak. Boş sandalyeye geçip oturduğunda karşısındaki kızına baktı. Sözde kızına. Sözde karısından olan ilk kızının boyalı sarı saçlarını arkaya itmesini izleyip sırıtmasından ödün vermedi.
"Neden beni çağırdın?" diye sordu Banu sabırsızca. Bu adama tahammülü yoktu. Aslında onunla bir derdi yok gibiydi. Var oluş sebeplerinden biri bu adamdı. Annesini öldürmüş olabilirdi. Annesi zaten anne denilecek bir insan değildi, sevmezdi onu ölmeden önce.
"Ben de iyiyim kızım," dedi iğrenç gülümsemesini büyüterek, "Hayat nasıl gidiyor?" Uslanmıyordu, utanmıyordu, yılmıyordu. Dünyadaki tüm kötülükler içine toplanmış gibiydi Enes'in, kötülükten bir dünya yaratmıştı kendisine.
"Ne istiyorsun, onu söyle. Çok fazla vaktim yok..." dedi yeşil gözlerini devirerek. "Neden kızım? Akşama işe mi gideceksin?" İğrenç adam, kızına yaptığı itham için neredeyse gurur duyacaktı.
"Seninle muhabbet etmeye gelmedim Karaman, ne söyleyeceksen söyle ve gideyim. Seninle uğraşacak vaktim yok benim. Gel demişsin avukatına, geldim."
"Çok sıkıcısın ama Banu, insan babasıyla muhabbet etmek neden istemez anlamıyorum." İçindeki çirkinlik yüzündeydi bu adamın.
"Birincisi," dedi masaya eğilerek, "Seni babadan saymıyorum. İkincisi, seninle muhatap olmak istemiyorum." Sert çıkışına karşılık yüz ifadesini değiştiren Enes ciddileşti. "Senden bir şey isteyeceğim..." Tahammül sınırlarını aşıyordu ama bu adam kimseden kolay kolay yardım istemezdi. Banu birden meraklansa da ne isteyeceğini az çok tahmin ediyordu. "Neymiş o?" diye sordu umursamazsa görünerek.
"Çok basit. Kardeşinle görüşüyor musun?"
"Hayır. Daha doğrusu o benimle görüşmüyor. Düğüne gitmemi istemiştin ama hatırlarsan senin isteğini orada gerçekleştirmemiştim. Çünkü seni sevmiyorum... O günden sonra çok kez arayıp görüşmek istedim ama telefonlarıma çıkmadı. Anlayacağın görüşmüyoruz."
"Bu sefer görüşmeni istemeyeceğim. Hem de karşı koyamayacağın bir teklif sunacağım sana..."
"Düğün zamanında da karşı koyamam sanmıştın ama teklifini sevmemiştim Enes Karaman. Bu sefer teklifin nedir?" İçindeki kurtlar onu kemirmeye başlamıştı. Ellerini önündeki masaya ritimle vuruyordu.
"Ah düğün," dedi gülümseyerek, "Orada boşuna vakit kaybettik. Sana kardeşini git bana getir demiştim, nikah kıyılmadan getirmeni istemiştim ama sen ne yaptın? Gidip düğünde oynadın."
"Verdiğin miktar gözüme az gelmişti Karaman." Yüzünü buruşturdu. "O parayı ben bir haftada kazanıyorum..."
"Şimdiki teklifim de daha cömert davranıyorum ama." Banu merakla dinlemeye başladı. "Bu sefer o kızı bana getir falan demeyeceğim. Bu sefer sana bir haftada kazandığın parayı teklif etmeyeceğim. Buraya girdiğim günden beri çıkmak için onlarca yol aradım ama çıkamadım. O şerefsiz Aykut'un her yere eli uzandı, kaçmayı denedim ama başaramadım."
"Kısa kes. Ne istiyorsun? Ne teklif ediyorsun?" Bu kızıyla aynı kafayı taşıyorlardı. İkisi de para için her şeyi yaparlardı.
"Bana o soyadına girmiş kızın, hatta o soyadına çocuk doğuracak kızın canlısı lazım değil artık. Senden istediğim şey, onu öldürmen. Hem de öyle bir anda, öyle bir şekilde öldüreceksin ki, hayatları boyunca o acıyı asla unutamayacaklar. Ne kocası olacak o piç, ne Aykut, ne de diğerleri."
![](https://img.wattpad.com/cover/231015198-288-k942771.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHZADE (Tamamlandı)
Novela JuvenilAydın Alparslan Dinçsoy'un hikayesidir. Meslek lisesinin devamı niteliğinde değildir, ama onu okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. "Anne ben aşık oldum." diyerek girdim eve. "Anne." diye bağırmaya devam ettim. Dinçsoy silahlı kuvvetlerinin he...