Bölüm hazırsa neden atmayayım? Bellide yarın Okulda sapık var'dan bölüm atarım. Bir kaç gündür acayip bölüm yazasım var bu hafta çok bölüm okuyabiliriz belki. İyi okumalar. Yorumlarınızı ve beğenilerinizi bekliyorum.
Yıldız. Vote. Beğeni. Ne derseniz deyin aga.
------
Hayallerinizin peşini bırakmamalısınız. Siz bir hayal kurduğunuz zaman, o hayal size yol gösterici olacaktır. Sizi yönlendirecek, hayatınızın gidişatını belirleyecektir. Sanem... Benim en büyük hayalimdi. Annemle babamda gördüğüm aşkı yaşamam için bana olanak sağlıyordu. Bu yüzden hayatımı ona göre yönlendiriyordum. Gidişatını o belirliyordu.
Eve geldiğimizde ikiz Beste'si annemlerle günümüzün nasıl geçtiğine dair bir iki palavra attı. Maksat, beni fazla kızdırmasın. Ayhan Mete sessiz kalıp odasına çıkarken bende Beste'nin asık suratından bahsetmek yerine yorgunluğumu ortaya attım.
Okulda da eskisi kadar görüşmüyordum ikisiyle. Önceden her molada yanlarına gider, öğlen yemeklerimizi beraber yerdik. Parmakla gösterilen üç kardeştik. Ama onlar bana ne kadar mesafeli davranıyorlarsa, bende onlara o mesafeyle yaklaşmaya başladım. Benim hatırım vardı. Abilerinin. Aydın Alparslan'ın. Biz bugüne kadar bir kere kavga etmiş kardeşler değildik. Bir kere küsmemiştik. Bir kere birbirimize alınıp darılmamıştık. Ama onlar, Sanem'i çok sevdiğimi bildikleri halde kabullenmeyip, hatırımı hatırlamayıp iki adım geride duruyorlardı. Kısasa kısastı.
Öğlen ve tüm molalarımı Sanem, Esra ve Eymen'le geçirip, sadece onlarla sohbet eder bir hale gelmiştim. Sanem'le ilişkimizin başlamasının üzerinden iki ay geçmişti. Aramızda hiçbir sorun yoktu. Gayet iyi anlaşıyorduk. Sabahları üçü de aynı mahallede oturdukları için gidip alıyordum, akşamları bırakıyordum.
Amfide dalgın bir şekilde otururken yanıma gelen Eymen'in sorduğu soruyla hayal aleminden çıktım.
"Ne oldu lan kazanova, dalıp gitmişsin?"
"Yok bir şey." dedin umursamaz bir şekilde. İçimde dağlar yıkılsa da, 'Yok bir şey'.
Gülerek, "İkizler mi bozdu lan moralini, görüşmez oldunuz?" diye sorduğunda yakın arkadaşlığın ne kadar güzel bir şey olduğunu anladım.
"Aynen... Sanem'i sevdiğimi bildikleri halde kabullenmek istemiyorlar, bende tavrımı ortaya koydum."
Umursamaz herif hala gülüyordu. "Takılma bu kadar bea. Sevgi nedir? Aşk nedir? Hem aşk nereden çıktı oğlum, insan öyle ha deyince aşık mı olur?"
"Olur..." dedim rahat rahat. "Bana diyorsun kazanova diye, koca kampüste takılmadığın kız kalmadı amk. Ben niye kazanova oluyorum?"
Kahkaha attı. "Hayatını yaşayacaksın, benim gibi. Aşkmış, oymuş, buymuş da ne?"
"Valla bence her şey. Keşke daha önce tanısaydım diyorum..."
Omzuma dostane bir şekilde vurdu. "Geçer, geçer. Hevestir o." 26 senedir annemle babam evli. Geçmiş mi? Geçmemiş. Onlar ne Leyla ile Mecnun, ne Ferhat ile Şirin. Ne de başkası. Onlar Mısra ve Aykut. Onlar benim örnek aldığım tek çift.
İkizlerle evde de doğru dürüst konuşmuyorduk. Annemle babam aramızdaki gerginliği anlayıp soracak oldukları zaman ikisinden birine laf atıyor, sorun yok, sıfır sıkıntı imajı çizmeye çalışıyordum. Ama bu iş böyle olmayacaktı.
En iyisi Sanem'i annemlerle tanıştırıp onların onayını almalıydım. Hem içim rahatlardı. Olabilirdi. Diğerleri de annemle babamın onayından sonra kabullenmek zorunda kalırlardı. Böylelikle alt etmenin gururunu yaşayarak 'yenge'lerine davranışları ve düşüncelerini değiştirebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHZADE (Tamamlandı)
Teen FictionAydın Alparslan Dinçsoy'un hikayesidir. Meslek lisesinin devamı niteliğinde değildir, ama onu okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. "Anne ben aşık oldum." diyerek girdim eve. "Anne." diye bağırmaya devam ettim. Dinçsoy silahlı kuvvetlerinin he...