İki bölümdür oluşan ortamı bir erkeğin anlatması saçma geldiği için bu bölüm de Bade'den geldi. İyi okumalar.Bade'nin anlatımıyla...
Her şeyin güzel olduğunu, tüm dünyanın çiçek bahçesine döndüğünü, düşmanlıkların bittiğini, savaşların olmadığını düşünmek çok mu fazla hayal olurdu? Sanki biraz öyle gibi. Ne olurdu sanki herkes birbiriyle dost olsa, arkadaş olsa, sevse, sevilse, mutlu olsa, çocuklar ağlayıp ölmese mesela, fena mı olurdu? Bombalar patlamadan da yaşayabilirdik. Kavga etmeden de durabilirdik. Barış ve huzurlu bir hayatın içinde olabilirdik. Çok mu zordu? Ama en azından kendi hayatlarımızda bazı olumlu gelişmeler oluyordu. Mesela Ayhan Mete ve Esma'nın düğünü gibi. Yaz başında bizim düğünümüz olmuştu, yaz sonunda onların düğünü oluyordu. Yapılan alışverişler, alınan eşyalar, yapılması gereken bir çok şey hazırlandıktan sonra düğün günü gelip çatmıştı. Annemlerin evindeki telaş görülmeye değerdi.
"Beste!" diye seslendi üst kata, "Kızım işin bitmedi mi?" Cümlesi daha biter bitmez Beste aşağıdaydı. Hep beraber kuaföre gidip hazırlanmaya başladık. Gelin Esma'yla özel olarak ilgileniyorlardı ki, neredeyse bizden önce hazır olmuştu. Kabarık ve kuyruklu bembeyaz bir gelinlik giymişti. Kolları ve üst kısmı dantel, sırtında penceresi olan çok hoş bir gelinlikti ve masal kitaplarından çıkmış gibi görünüyordu. Çok isterdim, bizim düğünümüzde de böylesine aşık olduğumuzu bilmemizi. Bilerek evlenmemizi. Mesela bir anda ortaya çıkmış olarak değil de, sindire sindire olmasını. Ama bizim kısmetimiz de bu vardı. Benim gönlümdeki Şehzade, benim gönlümü her şekilde yapmayı iyi biliyordu.
"Heyt be," dedi Beste baştan aşağıya Esma'yı süzerek, "Kim derdi benim aynı sınıfta okuduğum kız gelip ikizimin gelini olacak?" Sonra ciddileşti. "Ben derdim. Dinçsoyların gelini derdim, tezgah başında çorba karıştıracak derdim, müstakbel gelin derdim. Derdim yani bunları..."
"Çok dedin gerçekten Beste," dedi Esma gülerek, sonra anneme baktı. Annem 46 yaşına rağmen asla göstermeyen, aksine hepimizden daha genç ve güzel bir görünüme sahipti. Babamın ona olan aşkını çok iyi anlıyordum. Hem yüreği, hem kendisi çok güzeldi. "Bana benzedin Esma," dedi gözleri dolu dolu, bana baktı, "Benim ilk gelinliğim Bade'nin gelinliğine benziyordu. Daha sade ve şıktı," Esma'ya baktı, "İkinci giydiğim gelinliği annem seçmişti, böyle upuzun bir kuyruğu vardı ve sırtı açıktı. Hatta kocam olacak o adam giydirmemek için elinden geleni yapmıştı ama sonunda dediğim olmuştu. Sırf annem çok beğendi diye o gelinliği istemiştim..." Ayhan Mete de ilk başta bu gelinliğe karşı gelmişti ama annemin gazabından korktuğu için bir bakışıyla sesini kesmişti.
Düğünden önce bir gün evde otururken onların düğün videolarını izlemiştik. Gerçekten ilk giydiği gelinlik benimki gibi sade bir gelinlikti ve gerçekten diğeri Esma'nın gelinliğine benziyordu. Esma anneme sarılıp teşekkür ederken, "Biz senin gelinleriniz," dedim titrek bir sesle, elini uzatıp beni de yanına çağırdı, "Birimiz senin merhametin, birimiz senin sevgin, birimiz senin giderin, birimiz senin neşen, birimiz senin şefkatin, birimiz senin üzüntün oluyoruz. Sen hepsini tek bir bedende taşırken biz sırası geldiği zaman bir tanesini ancak bedenimizde taşıyabiliyoruz anne. Biz sadece senin koca yüreğin olamıyoruz, olamayız da..."
"Ahh!" dedi Beste kızarak, "Ama ağlamak istemiyorum, lütfen. Bakın ben hep ikizimle aynı gün evlenmeyi hayal ederdim ama olmadı, lütfen duygusallığı kesin ve evet, Bade çok haklı. Annemin koca yüreği hepimize yeter, hatta fazlasına bile yeter ama porselen makyajımı bozdurmayın bana. Zaten şimdiden sıkıldım." Annem ikimizi de öptükten sonra Beste'nin yanına geçip elbisesinin eteklerini düzeltti. Hepimiz güzeldik ama o ayrı güzeldi. O annesi gibiydi. Ne yaşadığını bilmesem bile, bedeninden çok büyük şeyler yaşadığının farkındaydım, aynı annesi gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHZADE (Tamamlandı)
Teen FictionAydın Alparslan Dinçsoy'un hikayesidir. Meslek lisesinin devamı niteliğinde değildir, ama onu okuduktan sonra okumanızı tavsiye ederim. "Anne ben aşık oldum." diyerek girdim eve. "Anne." diye bağırmaya devam ettim. Dinçsoy silahlı kuvvetlerinin he...