47.BÖLÜM

23 6 0
                                    

Daha  önceden bahsettiğim gibi hazılandı herşey. Kına ve imam nikahını Mardin'de asıl nikahı ise istanbul da yapıcaktık. Bunun ilk adımı olarak tüm arkadaşlarımız ile Mardine gelmiştik. Şimmdi ise kapıya bakıyorduk. Pardonbakışıyorduk. Ha birde Mardine gelmeneden önce haber verip,özellikle Ecenin ve Aleyna'nın konakta olmamasını istemiştik. Dedesi de bu kararımıza saygı göstemişti. 

Meriç,"Hadi girelim ne bekiyoruz?" diye soruca bu sorunun cevabını bende de olmadığını fark etim.

"Valla bilmiyoru Meriçim" diyerek bilinmemezliğimi belirirken

Cenk,"Abartıyoruz. Hadi girelim" diyerek karısının elinden tutup,   kapıya ilerleyip açtı. Enson buradan güzel ayrılmamıştık. Hoş ne zaman ayrıldık ki? İlk Cenk ve a Cemre sonra ben ve Emir bizden sonra Meriç ve Hayal onlardan sonra Uğur ve Ayça  en sonunda da Ayda ve Ozan girdi. Önceki geldiğimizle aynı olan bir karılaşma vardı. Amcası ve yengeleri etrafta bize bakarken tam ortada dedesi ve babannesivardı. Tek tek ellerini öpüğümüzde şu gergin ortada dan kurtulmaktı. Selin gelmemişti. Akşam üzeri gelicekti. Ah dememiştim değil mi? Şuan saat sabah 5'i Arabada uyuduğum için uyku sıkıntım yoktu ama dinlensem çok iyi olurdu. Yarın sabah 10  gibi dini nikah ve 6 gibi de kına vardı. Zaten hazırdı herşey. Tek kına için kıyafet sorunu vardı ona da çözüm olarak mağazada özel olanları istemiştik. Buraya gelenler arasından seçerdim. Annem ve abim akşama burada olucaklarını bildirmişlerdi. Zaten Emir'in annesi ve babası da yaklaşık bir hafta önce gelmişlerdi. Ama şuan burada yoktular.

"Dede annem ve babam nerededir?" diye soran Emir tamda içimdekileri dile getirmişti. Bende merak etmiyor değilim yani.

"Dün gece diğer konakta kaldılar. Öğlene kalmaz gelirler" dediğinde ikimizde kafamızı salladık. Emir'in annesi de babası da Mardinliydi ama ani karar ile İstanbul da yaşamaya başlamışlar. Hadi ama bizi Bi salın. Ne bu kurbanlık koyun gibi ayakta durup, bakışıyoruz. Tabi yengeleri biz kızlara yiyecek gibi bakmasalar olmuyor. Emir'in elini sıkınca ne demek istediğimi anlamış olucakki

"Dede biz yol yorgunuyuz. Dinlenelim" dediğinde seslice bir nefes verdim. Diğerlerine baktığımda onlarında bu durumdan Pekde memnun olmadıklarını, benim gibi seslice nefes  verdiklerinde anladım.

"Fatma hanım gençlere odalarını göster" dediğinde Fatma denilen kadını takip etmiştik.

Herkes odasına geçmişti. E  azından şuan bugünün ne kadr yorucu olucağını düşünmüyordum. Emir ile birlikte yatakta uzanmış tavan ile bakışıyoruz.

"Bak gerçek dimi? Yarın nikahımız var?" dediğinde gülme isteğimi tutmayıp, kahkaha attım.

"Evet sevgilim. Yarın nikahımız var." dediğimde beni kendine çekip, başımı göğsüne yasladı. Bende ona uyup, ellerimi beline sardım. Ve o kokusunu içime çektim. Saçlarım ile oynamaya başladığında mayışıyordum yani.

"Seni Seviyorum güzelim" diyerek saçıma öpücük kondurduğunda

"Seni seviyorum prensim" diyerek göğsüne öpücük kondurdum. Sonrası se karanlık.

"Saat 12 gibi kına için elbiseler gelicek. Onlar arasından seçim yapılacak ve beğenilmeyen kısımlar yarına kadar değiştirilecek. 5 gibi kuaförlerden gelen bir kadın ile saç şekli özen ile hazırlatılıcak. Ve son olarakda tüm işler bittiğinde Emir ile hazırlıklara bakacaksınız" diyen Emir'in babannesi i kafamı olumlu anlamda salladım. 10 gibi kalkmıştık ve şuan kahvaltı sofrasında bugün neler yapacağımıız hakkında konuşuyorduk. Şuan tek anladığım Emir için gerçekten önem verdikleriydi. Bilmem şuan karşımda dedesi, babannesi, annesi, babası herşeyi Emir için yapıyorlar. Ne olurdu benimde aşık olacağım bir babam olsaydı. Babasına aşık bir kız olsaydım. Benim en mutlu günümde ne ikizim ne de babam vardı. En büyük haksızlık değil miydi? Şuan onların olmamasının sebebi benim davranışlarım mı? Onların kişilikleri mi? Tabi ki onların kişilikleriydi.

PAPATYAM {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin