50. BÖLÜM

21 6 0
                                    

Merhaba!

Ben geldim. Ne kadar oldu? Bilmiyorum.

Buradan okuyucularıma sesleniyorum! Yani eğer varsa. Gerçekten bunu hissetmek istiyorum. Bölüm hakkında bir yorum bile yazsanız yeter. İçimden gelmiyor.

Kitabın bitmesine 4 bölüm var. 4.Bölüm final. Bu bölüm kısa oldu. Diğer bölüm daha uzun olucak.

Bölüm içime sinmedi ama atıyorum yine de

-------

Adama bak ya. Adama bak. Benim karıma, karıma yavşıyor, hemde benim yanımda" diyerek beni arabanı içine resmen fırlattı Emir. Sonrada kendi yerine geçerek arabayı sürmeye başladı; Ama çok hızlıydı. 250'de kullanmak neydi?

"Emir, yavaşlar mısın lütfen?" Diye sordum sakince. Alttan almam gerekiyordu yoksa çok büyük kavga ederdik.

"Adama bak!"diye bağırdı. Bunun tüm siniri bir müşterimiz ile yemek yerken adamın bana 'çok güzelsiniz' 'ne güzel eşini var, çok şanslısın' diye kurduğu iki cümleden ibaretti.
Burada benim suçum neydi?

Karşımızda ki kamyona çarpıcağımız sırada Emir'in sağ  yapması ile atlattık. "Emir yavaşla!" Diye bağırdığımda hızını 150'ye düşürdü.

"n'aptığını sanıyorsun? Az daha-" diye devam edeceğimdd arabayı sağa çekerek beni kendine çekip, kucağına oturtturdu.

"Özür dilerim. Ama kıskandım, adamın sana bakışlarını görmeliydin" diye mırıldandığında , gülümsedim. Seviyordum bu adamı. Bir cevap vermek yerine sarılıp, başımı göğsüne yasladım. Bence en güzel cevap buydu.

"Seni seviyorum" diye mırıldandım. Gülümsemem hala dudaklarımdaydı. "Bende seni seviyorum bir tanem. Kimse görmesin, bakmasın istiyorum" diyerek saçıma öpücük kondurmuştu. Yavaşça göğsünden kalkıp, ona baktım. Elimi hafifi uzamış sakallarının üstünde gezinirdim.

"Diğerleri umrumda değil. Ben seni seviyorum adam." Dedim.

"Seni seviyorum Kadın" demiş ve alnıma sımsıcak bir öpücük kondurmuştu.

~~

"Emir Hayatım, neredesin?" diye bağırdım merdivenlerden inerken. Arabada konuştuklarımızdan sonra eve gelmiş ve çok yorgun olduğumuzdan uyumuştuk. Saat sabah 5'di ama Emir yanımda değildi.

Sesimin yankısı bana dönüş yaparken, kaşlarımı çattım; neredeydi bu adam. Gelen miğde bulantısı ile koşarak, misafir lavabosuna girip, klozete eğildim.

Sifonu çekip, ellerimi yıkamaya başladım. Neden bulanmıştı acaba? Yüzümü yıkayıp, ensemde ıslatıp banyodan çıktığımda gelen bildirim sesi ile odamıza adımladım.

Telefonu elime aldığımda mesaj adsız birindendi.

0546******: Kocan nerede biliyor musun?

Yazılan yazı ile kaşlarımı çattım. Onun ardından gelen fotoraf ile gözlerim doldu. Ama nasıl olur?

Nazlı Yılmaz, bir müşterimizdi ama Emir'e olan ilgisini biliyordum. Ama Emir'in benden başkasına bakmayacağını da biliyorum. Ama şuan Emir ve Nazlı'nın sarılmış olduğu fotoraf kalbime hançer gibi saplamıştı.

Daha saatler önce beni kıskanıp, sevdiğini söylememiş miydi?

Kot pantolonumu, ve boğazlı kazağımı giyerek telefonumu alarak hızlı evden çıktım. Evin arka kısmına geldiğimde Emirin bana hediye olarak aldığı LEXUS GX arabama baktın.

O gün çok mutluyduk, aşk doluyduk. Mutlulukla aldığı bu hediyeye onu basmaya gitmiyorumdur, inşallah orda olmaz. Olamaz hayır. Bir umut arabama bindim.

PAPATYAM {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin