48.BÖLÜM

18 5 0
                                    


Ayda'dan

Almina ile Emir'i göndermiştik. Ozan ile yeşillik alan gözümüze çok güzel gelmişti ve şuan ben sırtımı ağaca yaslamıştım, ozan da dizime yatmıştı. Yavaşça elimi kaldırıp, saçını okşamaya başladım. Onu anlıyordum, sevdiğim adam gözümün önünde eriyordu ama ben bir şey yapamıyordum! Aile ilişkileri hiç iyi değildi ve bu onu çok üzüyordu ki onun üzülmesi beni de üzerdi. Ona baktığımda gözleri kapalıydı. Saçlarını okşamamı çok seviyordu.

"Ayda" diye mırıldandı, benim ismim onun ağzına çok yakışıyordu. "Efendim" diye mırıldandım, onun gibi.

"Seni seviyorum" diye mırıldandı yine. Gülümsedim, oda sanki hissetmiş gibi gülümsedi. "Bende seni seviyorum" diyerek alnına öpücük kondurdum. Belki 22 yaşındaydı ama Ozan'ın ruhu çocuktu. Bende bu çocuğa aşıktım.

Dizinden kalkıp dağınık saçları ile bana baktı; Çok tatlıydı yaaa. "evlenelim" dedi pat diye. Bir dakika ne dedi? 'evlenelim'  Ozan'a 'sen ne diyorsun' bakışları atmaya başladım. Hani erkendi? "Yada boşver, bir anda dedim. Boşver" dedi ve tekrar dizime yattı.

Ama gördüm, yüzündeki o hayal kırıklığını. Ozan  şuan kendini bir yere ait hissetmiyordu! Ve bu yüzden benimle kendine bir aile kurmak istiyordu. "Ozan, evlenelim" dedim. Dizinden başını kaldırmadan bana inanmayan bakışlar attı. Sonra dizimden kalkıp benim gibi sırtını ağaca yasladı. "Sen gerçekten" diye kekelediğinde mutlulukla gülümsedim ve başımla onu onayladım. Birden oturduğu yerden beni kendine çekti. Bacaklarımı açarak ona kolaylık sağlıyarak kucağına oturdum.

"Ayda, bak gerçekten ben is-" diye konuşucağında dudaklarını öpüp geri çekildim. "Sevdiğim adamla evlenmek, benim istediğim bir şey tabi ozan. Saçmalama." diye sinirle konuşup, başımı başka tarafa çevirdim. Düşündüğü şeye bak ya. Ensemde tutup canımı acıtmadan, tekrar ona döndürdü..

"Tamam, tamam kızma" diye gülümsediğinde bende gülümseyerek başımı göğsüne koydum. "Hemen evlenelim ozan. Böyle düğün felan istemiyorum. Sadece bir Nikah olsun olur mu?" diye sordum. Şuan en iyisi buydu. "Ama güze-" devam edeceği cümleyi ona bakışım ile böldüm.

"Ozan, ben uğraşmak  istemiyorum. Sence benim derdim kına yada düğün mü? Şuan olsa şuan evlenelim derdim. Sadece bizimkiler olsun. Lütfen Ozan" diyerek ona baktım. Bana bakıp gülümsedi. "Tamam güzelim sen nasıl istersen" dediğinde yanağına öpücük koyup, başımı göğsüne yasladım.

Cenk'den

Kucağımda olan Cemre'yi yatağa uzandırdım . Geri çekilip üstümdeki takıma göz attım. Ben bunu gerçekten giymiş miydim? Tamam yakışıklıyım da  rahat değil. Dolaba ilerleyerek ilk önce kendi üstümü sonra da Cemre'nin üstünü değiştirdim. Uyuyordu sevdiğim kadın  çocuğumun annesi. Evet, ben baba oluyordum. Hâlâ inanamıyordum ama öğreneli 1 hafta oldu yada olmadı içimdeki baba duyguları saha kalkmıştı. Şimdiden aramızda bir bağ vardı. Yatağa geçip Cemre'nin askılısını karnına kadar çektim. 3 aylıktı  ve annesinin karnında ben buradayım diyordu artık.

Yavaşça elimi karnının üzerinde dolaştırdım. Bu bile bana garip geliyordu. Daha küçücüktü. Ama onu kucağıma alacağım, o cennet kokusununu içime çekecegimi düşündükçe hem mutlu oluyor hemde baba duygum harekete geçiyordu. Sevmiştim bu duyguyu. Zaman geçicek . Büyüyecek. Benim yanıma gelip "Baba benimle oynar mısın?" diye sorucaktı. Daha ne isterdim ki? Korumam gereken can 2 ye çıkmıştı. Karnının üstüne küçük bir öpücük kondurup, askılısını düzelttim. Yatakta düzeldiğimde başını boynuma koyan karım ile gülümsedim. Her gece başını oaya koymadan uyuyamıyordu. Karnının izin verdiğince onu kendime çektim. Ve saçlarının güzel kokusuyla uykuya daldım.

PAPATYAM {Tamamlandı}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin