Birbirlerini Ahmet ve Ayşe olarak bilen Mehmet ve Serap, çıkmaya devam ettiler. Pastane, kafe, sinema, öğle yemeği derken her gün buluşmadan edemiyor; ayrı kaldıklarında birbirlerini deli gibi özlüyorlardı. Mehmet için yeryüzünde başka kadın , Serap için de başka erkek yoktu. Bunun adı aşk değil de neydi?
Ve ikisi de
"Artık ona gerçek kimliğimi söylemenin vakti geldi. "
diye düşünüyordu. Birbirleriyle "Siz"li, "Biz"li değillerdi ama Hollywood ya da Netflix filmlerindeki gibi iki buluşma sonrası da yatağa atlamamışlardı. Şimdilik buluştuklarında yanaktan öpüşüyorlardı. Serap, evlenmeden karı koca hayatı yaşayacak biri değildi. Karakterine aykırıydı. Ne kadar feminist, ne kadar çağdaş, ne kadar aşık olsa da, romantik bir kır düğününde, başında papatyadan tacı, bir yaz gelini olmadan karı koca olmayı hayal etmiyordu.
Tam bu sırada ünlü Hollywood yıldızı Jenny Angel, bir yıllık eşinden boşanıp, milyonlarca Dolar tazminat aldı ve "Zenginin malı, züğürdün çenesini yorar" misali Türkiye'de de manşet oldu. Mehmet, bunun üzerine "Maço Köşe" de bir yazı yazdı:
"Ne bu kardeşim? Bir yılcık evli kal sonra bir bahaneyle boşan ondan sonra adamın milyonlarına çök. Adalet mi bu? Kadınlar resmen erkekleri istismar ediyor. Neredesiniz tatlı su feministleri? Aloooo? Başınızı hangi kuma gömdünüz? "
Sen misin bunu yazan? Serap çok öfkelendi.
" Savaş muhabiriyken, ona, buna yumruk atıp, yere sermekle böbürlenen maço bey(!), feministlere çağrı yapmış. Çok güldüm. Sanki feminizmden çok anlar. Neymiş?Jenny Angel, boşanınca milyonlarca Dolar almış. Orası Amerika. Alır tabii. Onların kanunları böyle. Burası Türkiye bay maço! Hatırlatırım! Hollywood'da değiliz. Bilmediğin konularda yazma ."
Böylece yine birbirleriyle kalem savaşına başladılar. Twitter'da hemen Serap ve Mehmet Savaşı olarak bir başlık açıldı. Kadınlar Serap'tan, erkekler Mehmet'ten yanaydı. Tek, tük Mehmet'i haklı bulan kadınlar da olmuyor değildi.
Serap, öfkeyle ekrana bakarken, yanağı seğiriyor, kaşlarını çatıyordu ama telefonu çalıp da, ekranda "Ahmet" yazısını görünce tüm kızgınlığı geçti.
"O arıyor!"
"Kesin öğle yemeğine davet edecek. Hemen açma Serap abla. Biraz kıvransın. Naza çek kendini."
"Hmmm...doğru. Telefonun başında onu bekliyorum sanmasın. Erkek milletini şımartmaya gelmez. Bu arada bugün ona gerçeği söyleyeceğim Asucuğum. Umarım anlayışla karşılar."
"Ay! Serap abla! Senin gibi birini anlayışla karşılamayacak da ne yapacak? Erkek olsam kesin sana aşık olurdum. Kapında filan yatardım yanisi."
"Alemsin Asu! Sağol iltifatın için ama bir daha 'yanisi' filan diye konuşursan acı biber sürerim. Biliyorsun köşemin ismi bile 'ACI BİBER'."
"Bilmez miyim ablacığım? En severek okuduğum köşe. Bir gün ben de senin gibi ünlü bir feminist yazar olsam diye hep hayal kurardım. Ay! Aç ablacığım artık telefonu. İntihar filan etmesin. Hihihihi. "
deyince, Serap, telefonu açtı. Asuman'ın tahmini doğru çıktı ve Mehmet, güzel kızı öğle yemeğine davet etti. Serap hemen kabul etti ve yola çıktı. Mehmet, restorana biraz erken gelmişti. Kızı beklerken, Twitter'da Serap için yine alaycı bir tivit attı ve ekrana bakarken sessiz bir kahkaha attı. Az sonra Serap kapıdan içeri girdi. Karizmatik yakışıklı hemen ayağa kalktı, yanak yanağa öpüştüler. Kızın sandalyesini çekti. O oturmadan oturmadı. Böyle davranarak Serap'tan bol bol artı puan alıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN AŞIKLAR
HumorGüzel bir feminist ile adı maçoya çıkmış yakışıklı bir savaş muhabiri birbirine aşık olursa ne olur? Hele ki, sosyal medyada birbirlerine zehir zemberek yazılar yazan iki düşman olduklarını bilmiyorlarsa! Kapak tasarımı: @writerladyy