8- ALLAH'ın SOPASI YOK

748 116 269
                                    

Filmlerdekini aratmayan pasta savaşından sonra Mehmet o halle gazeteye gidemeyeceği için önce evine gitti. Annesi genç adamı görünce afalladı:

"Oğlum bu ne hal? Yüzün, gözün! 

Kadıncağız,  bir Setter gibi  havayı kokladı:

Çikolata! Krema kokuyorsun sen! Tövbe! Tövbe! Ayağın kaydı da pasta içine mi düştün?"

"Serap Arda! "

"Ne? Sen bunu en baştan anlatsana bakiiim!"

"Önce bir banyo yapayım anne, anlatırım. Kuzucuk nerede?"

"Dedesiyle arka bahçede çiçek ekiyorlar."

Az sonra, Mehmet, banyodan çıkmış, giyinmiş, saçını havluyla kurulaya kurulaya aşağı indi. Aşk acısından öyle canı yanıyordu ki,  dayanamadı her şeyi annesine anlattı. Tahmin ettiğiniz üzere annesi sık sık "Aaa!" diyerek dinledi. Kulaklarına inanamıyordu. 

"Aaa! Aşık olduğun güzeller güzeli kız Serap Arda mıymış? İnanmıyorum!"

"Öyleymiş. En baş düşmanıma aşık oldum! Benden nefret ediyor!"

"Dur! Dur! Üzülme oğlum! Romeo ve Jülyet de düşman aşıklardı."

"İyi de sonunda ikisi de öldü!"

"Ama o oyundu. Hem de kaç yüzyıl önceki bir oyun. Şimdi bu kız sana aşık olmasa seninle kaç gündür çıkmaz, her davet ettiğinde koşa koşa gelmezdi."

"Öyle midir dersin?"

"Bence öyledir ama şimdi gururundan bunu belli etmeyecektir. Zamana bırak. Eğer dediğim gibi o da sana aşıksa, düşman da olsanız aranıza kimse giremez. Su akar yolunu bulur benim yakışıklı oğlum. Sabret, bekle. Ayrıca sana pasta fırlatmakta çok haklı. Allah'ın sopası yok! Öyle güzel kıza neler yazmıştın. Oh olsun sana. "

"Tamam hakettim. Tüm pastaneye rezil oldum yeter ki, o da beni sevsin, ondan başkasını gözüm görmüyor. Bir görsen bir içim su."

"Oh, oh, Maşallah, güzel bir gelinim olacak desene.  Aaa! Bak Allah söyletti. Ay inşallah hadi bakalım. Hah, hah, hah, Serap Arda ha? Kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Hahahaha. Allah'ın sopası yok!"

*****

Serap da o esnada gazetedeki odasına gelmişti. Asuman, güzel kızın allak bullak yüzünü görünce haykırdı:

"Hi! Serap abla! Kötü bir şey olmuş! Kötü bir şey olmuş!"

Serap,

"Felaket!" 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Felaket!" 

diye inledi ve masasının önündeki misafirler için konulmuş koltuğa çöktü. Asuman da karşısındaki koltuğa oturdu. Gözlerini, radardaki füze gibi,  Serap'ın gözlerine kilitlemişti. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. 

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin