Mehmet, arabasına atlayıp giderken aklında tek şey vardı:
"Serap'ı yeniden göreceğim! Serap'ı yeniden göreceğim!"
Serap da
"Allah'ım! Şu halime bak! Can düşmanımı tekrar göreceğim diye kalbim GÜM - GÜM - GÜM atıyor" diyordu.
Mehmet bardan çıktığında, içeri yırtık blucinli, 007 tişörtü giymiş bir adam girdi ve Özgür'ün yanındaki boş tabureye oturdu. Bardakları kurulayan barmen adamı görünce
"Hoş geldin çakma 007 ! Her zamankinden mi?"
diye dalga geçti çünkü hep 007 logolu tişörtler giyerdi.
"Hoş buldum. Evet."
Barmen, kendisini paparazzi sanan ve ismi Şerafettin olan genç adama bira koyarken, tabureye oturur oturmaz saatlerce magazin muhabiri olmanın dertlerini anlatan, işinin zorluğuna rağmen, maaşının düşük olmasından yakınan mutsuz adamın neşesi gözünden kaçmadı ve
"Bu akşam keyfin yerinde bakıyorum." dedi.
"Sorma! Harika bir haber yakaladım! Yarın bütün internet siteleri çalkalanacak! Patron da maaşıma zam yapar herhalde!
"Vay! Ajda Pekkan'ı bilmem kaçıncı sevgilisiyle mi yakaladın?"
Özgür bu konuşmalara ister istemez kulak misafiri oluyordu.
"Daha da iyisi. Şu birbirinin can düşmanı ünlü gazeteciler yok mu hani Mehmet Foçalı ile Serap Arda?"
"Eeee? Yoksa sonunda birbirlerini öldürdüler mi? Hiç şaşırmam."
"Tam tersi! Ol'm bunları bir pastanede baş başa yakaladım. Sevgililermiş meğerse!"
deyince, Özgür, pfuufff ! diye birasını püskürttü.
Barmen "OHA! İnanmam! Sen yanlış görmüşsündür. Gözlerini muayene ettir. O ikisinin birbirini öldürdüğüne inanırım ama sevgili olacaklarına asla inanmam. "
derken, Özgür
"Ö...Ö....ço....çok özür dilerim! Bi...birden boğazıma kaçtı da!...."
dedi. Tezgahın üstü bira olmuştu.
"Helâl! Helâl!"
diyen barmen elindeki havluyla tezgahı siliverdi. Bu tür şeylere alışkındı.
****
O sırada Mehmet, Fadıl'ın dairesinin zilini çaldı. Gazetede ya da insanların onları görecekleri bir yerde buluşamayacaklarından, toplanmak ve savaş planlarını yapmak için Fadıl'ın bekar evini seçmişlerdi. Hayatının aşkı kapının arkasındaydı. Gizlice resimleri çeken herife için için teşekkür ediyordu. Yeniden kızla buluşmak için bir fırsat doğmuştu. Kapıyı Fadıl kocaman bir gülümsemeyle açtı. Kendini tanıtıp, hoş geldiniz diyerek Mehmet'i kibarca içeri buyur etti. Zaten, kibarlık, uysallık, Fadıl'ın diğer adıydı. Yeryüzünde onunla iyi geçinemeyecek kimse olamazdı. Şeker gibi biriydi.
Mehmet
"İyi akşamlar hanımlar."
diyerek Serap ve Asuman'a baktı.
Serap, buz gibi görünmek için epey gayret gösterirken Asu, kızın kulağına
"Vay canına! Serap abla! Dediğin kadar yakışıklıymış!" derken Serap da
"Yakışıklılığı batsın!" diye fısıldadı.
Fadıl.
"Tanıştırayım şey siz ikiniz yani....tanışmışsınız!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN AŞIKLAR
HumorGüzel bir feminist ile adı maçoya çıkmış yakışıklı bir savaş muhabiri birbirine aşık olursa ne olur? Hele ki, sosyal medyada birbirlerine zehir zemberek yazılar yazan iki düşman olduklarını bilmiyorlarsa! Kapak tasarımı: @writerladyy