Mehmet, ekrana bakıyordu. Sadece tek çizgi vardı. Demek ki, Serap, mesajı görmemişti. İçinden
"Ner'desin güzelim? Yine biz erkekleri yerden yere vuran bir yazı hazırlamakla meşgulsün de o yüzden mi görmüyorsun?"
diyordu. O sırada gazetede, Asuman ile Fadıl aralarında konuşuyorlardı:
"Ya, Fadıl çok mu paranoyağım? Serap ablayı arıyorum, arıyorum açmıyor. Mesajlarımı da görmemiş."
Fadıl bir cevap verecekti ki, telefonu çaldı.
"A! Mehmet Foçalı arıyor!"
" Bir şey mi oldu acaba? Aç hadi."
"Mehmet abi?....a? Siz de mi? Biz de epeydir arıyoruz ama açmıyor. Asuman da telaşlandı çünkü Serap hanım, şu Gönül Çınar olayının cinayet olmasından şüpheleniyordu. Adamın evine gittiydi.""Cinayet mi?"
"Evet. Dediğine göre kadıncağızın kocası....."
"Bırak şimdi kocasını Fadıl. Bu evin adresi var mı sizde?"
"Asuman'da vardır. Bir saniye...."
Az sonra Mehmet, Cherokee jipine binmiş, hızla verilen adrese gidiyordu. Şantajcı kaptanın Şivava cinsi köpeği Şila, tüm koruyu dolaşmış, kaplumbağaları kovalamış, kediler tarafından dayak yiyip eve gelmişti. Köpek kapısından içeri girip de sahibini kanlar içinde görünce ulumaya başladı. Ama nasıl? Tüm malikâneyi inletiyordu.
Çalışanlar koştular. Zili çaldılar ama açan olmayınca, yedek anahtarla girdiler. Manzarayı görünce güvenliği ve 155'i aradılar. Korumalardan biri ilk yardım eğitimi almıştı. Kaptan, çoktan ölmüştü ancak kızın nabzı yavaş da olsa atıyordu. Mermi, omzuna isabet etmişti. Hemen tampon yaptı.
Mehmet, evin kapısına geldiğinde, iki ambulans da bahçe kapısına geliyordu. Yakışıklı adam, aracından inip güvenliktekilere Serap Arda'yı aradığını söyleyince, aldığı cevapla beyninden vurulmuşa döndü. Hemen ambulansların peşine takıldı. En yakın hastanede indiler. Sedyeden Serap'ın uzun, sarı saçları sarkıyordu. Genç adam koşarak yanına gitti.
"Serap! Nasıl durumu? Kurtulacak değil mi?"
"Omzundan vurulmuş. Epey kan kaybetmiş. Acil ameliyata alacaklar. Burada bekleyin lütfen."
Kim demiş erkekler ağlamaz diye? Dışarıdan maço görünen, vurdu mu deviren Mehmet Foçalı'nın gözleri bulut olmuş yağıyordu. İçinden
"Bu aşk böyle bitemez. Hayır!"
diyordu. Koridordaki koltuğa çöktü, başını iki elinin arasına aldı, yolda Asuman'a haber vermiş ve kızın annesini aramasını tembih etmişti. Ancak, Nil hanım, hijyen takıntısıyla telefonuna bir kese-lif yapmadığı kalmışken, sesini yanlışlıkla sonuna kadar kısmıştı. O yüzden kızının başına gelenden habersiz, yeni bir plan yapmak üzere, bir taksiye binmiş, Çiğdem'in tek katlı villasına doğru gidiyordu.
Sosyetik boya küpü, yemek programı izlerken,
"Ünlü feminist köşe yazarı Serap Arda silahlı saldırıya uğradı."
diye alt yazı geçti.
Çiğdem, bunu görünce
"Oh! Canıma değsin. Ay geberir inşallah."
diye sevinirken, Fezü, kadını aradı:
"Ne olacak benim pembe takımım? Mor takımım Çiğdem hanım? İki de şapka yaptırdım özel olarak. 3000 lira hangisine yetti? Bir de dayak yedim. Eğer takımların parasını vermezseniz yaptığınız kumpası herkese anlatacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN AŞIKLAR
HumorGüzel bir feminist ile adı maçoya çıkmış yakışıklı bir savaş muhabiri birbirine aşık olursa ne olur? Hele ki, sosyal medyada birbirlerine zehir zemberek yazılar yazan iki düşman olduklarını bilmiyorlarsa! Kapak tasarımı: @writerladyy