13- EDİ ile BÜDÜ

515 85 283
                                    

Fadıl, 

"Ya, ne zaman maç izleyecek olsam bir aksilik çıkıyor. Geçen sefer anneannem kalçasını kırmıştı. Şimdi ner'den çıktı bu kötü adamlar?" 

diye diye evine gidip çekmeceyi açtı. Silah ve şarjör orada duruyordu.  Kuyruğundan kertenkele tutar gibi "Iyyyy!" diyerek tabancının kabzasından parmak ucuyla tuttu ve şarjörü takarken

"İnşallah kullanmak zorunda kalmam! Kendi kendine patlama! Çatlama! Sakın! "

derken,  PAT!  

Üst kattaki "çırpıcı" lâkaplı, temizlik hastası Nezahat, balkondan halı silkeliyordu. Fadıl silah ateş aldı sanarak

"Anneeee!" 

diyerek kendini yere attı. Ellerini de başının üstüne koydu. Sonra gümbür gümbür  çırpılan ufak halıyı görünce kendine geldi. Pencereyi açıp başını yukarı uzattı.

" Nezahat teyze ya! Akşam akşam halı mı çırpılır? Gündüz çuvala mı girdi? Ödüm koptu"

"Ay,  kusura bakma çocuğum. Biliyorsun takıntılıyım ben. Torunlar gitti az önce, halının üstü çekirdek, patlamış mısır, ne ararsan var!"

"E, elektrik süpürgesi?..."

"Ayol elektrik faturası! Hem böyle daha iyi temizleniyor. Bitti! Bitti!"

*****

Fadıl, tekrar içeri girdi.  Az sonra fıstık yeşili Vosvos'una binmiş, Serap'ın  konum attığı yere doğru gidiyor; Mehmet de  dikkatli bir mesafeden onu takip ediyordu. Hoş, tamponunun yarım metre arkasından gitse de haberinin olacağını pek sanmıyordu.  Fadıl'ın cep telefonu tekrar çaldı. Arayan yine Serap'tı.

Güzel kız fısıltıyla konuştu. Arabasını park etmiş ve farları söndürmüştü.

"Ner'desin? Tamam,  bak hemen ileride Pet Shop yazıyor. Görünce yakında bir yere park et. Farları söndür. Şüphelenmesinler. "

" Gördüm! Gördüm! Inııı- nııı- nııın!" 

Yedi dil bilen sevimli şapşal, Serap'ın arabasının camını tıklattı. Her zamanki dalgınlığıyla torpido gözüne koyduğu silahı almayı da unutmuştu. İçeri girip, koltuğa oturunca, kız, hızlı hızlı nefes alarak anlatmaya başladı.

" Tam eve giderken yolda bir kedi gördüm, sanki böyle evden atılmış filan gibiydi, sürekli miyavlıyor... indim, peşinden gittim ama korkuyordu, o gitti, ben peşinden...derken baktım tekinsiz bir, iki kişi  bir kamyonete bir şeyler yüklüyorlar. Ama işkillendim çünkü korkuyor gibiydiler. Bir süre ağaçların arkasından gözetledim. Hepsi içeri girince,  kamyonetin brandasını açıp baktım. Kedi kumu, kedi maması paketleri. Tam paranoyak olduğumu düşünüyordum ki! Paketlerden birini kazayla düşürdüm. Bir de ne göreyim? Paket, paket uyuşturucu! "

"Amanın! Acaba biz burnumuzu sokmasak da, polisi mi arasak? Hem birazdan maç..."

"Biz araştırmacı gazeteciyiz unuttun mu? Hem ne malum poliste de adamları olmadığı? Filmlerde hep öyle olmaz mı? Bak şöyle yapacağız: Takip edeceğiz, bizi elebaşlarına götürecekler. Belki de rıhtıma. Tam tekneye filan bindirirken biz de polisi çağıracağız...Gazete için harika bir haber olur. Bak yine biri çıktı, dur, bir, iki poz daha çekeyim. Sahi silah?"

"Hii! Torpido gözünde unuttum. Dur gidip alayım..."

"Ah! Fadıl!"

Fadıl kapının koluna elini atmadan, kapı açıldı. Kolları deniz kızı, kelebek ve ejderha dövmeli silahlı bir adam Serap'la Fadıl'a baktı.

DÜŞMAN AŞIKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin