"Söyle bakalım Asteria, kimsin sen?"
Hafifçe kıkırdadım ve masaya kelepçeli olan ellerimin izin verdiği kadar sandalyede geriye yasladım.
"Söyledin ya işte, Asteria."
Karşımda oturan adamın gözleri sinirle koyulaştığında keyifle gülümsedim.
Tony Stark ondan beklemediğim bir hareketle kolumu hızlıca kendine çektiğinde sızlayan bileğimi umursamadan güldüm.
"Beni dinle çocuk, senin oyunlarına ayıracak vaktimiz yok."
Göz devirdim ve ona dikkatle baktım.
"Sizden çok değerli vaktinizi istemiyorum."
"Ne istiyorsun?"
Tony dişlerini sıkarak bana baktığında gülümsedim.
"Beni bırakmanızı?"
Sorar bir şekilde konuştuğumda Tony güldü ve geriye yaslandı.
"Asla olmayacak şeyler istiyorsun Ajan.
Belki de sadece bir piyonsundur ve seni gözümüzde fazla büyütüyoruzdur."
"Süper askerinizi yaraladım."
Tek kaşımı kaldırarak konuştuğumda Tony aynı şekilde karşılık verdi.
"O yüz küsür yaşında, güçten düştü."
Alayla konuştuğunda kıkırdadım ve öne doğru eğildim.
"Güvenlik duvarını kırdım."
Tony hafifçe yutkundu ve gülümsedi.
"Üzerinde düşünülmemişti."
Hafifçe gülümsedim.
"İnan bana neler yapabileceğim hakkında bir fikriniz yok.
Ben sizi yavaş yavaş yok ederken yataklarınızda uyuyor olursunuz."
Tony bir şey söylemeden bana ufak bir bakış atıp ayağa kalktığında yüksek sesli bir kahkaha attım.
"Hadi ama gözlerini açtığında başına dayalı olan silaha bakışın komikti, inkar edemezsin."
Tony bir şey söylemeden çıkışa doğru ilerledi ve çıkmadan önce bana son bir bakış attı.
"Kim olduğunu öğreneceğim Asteria."
Kapı kapandığında ileriye bakmaya devam ederek hafifçe gülümsedim.
"Öğrenince haber verirsen sevinirim Stark."