"Sadece tek bir görevin vardı Asteria, tek bir görev."
Sertçe yutkundum ve başımı önüme eğdim.
"Haklısınız efendim, sizi başarısızlığa uğrattığım için üzgünüm."
Histerik bir kahkaha duyulduğunda gözlerimi sıkıca kapattım.
"Bu kadar basit görevi bile halledemiyorsan sana bundan sonra nasıl güvenirim Asteria?"
Kafamı hızlıca iki yana salladım ve bir adım öne çıkarak ona yaklaştım.
"Bana her zaman güvenebilirsiniz efendim, ben en iyisiyim."
Yanağımda bir acı hissedip başım yana çevrildiğinde hissettiğim kan tadı ile dişlerimi sıktım.
"Görevini tamamla Asteria."
Bakışları askılımın açıkta bıraktığı sargılı omzuma gittiğinde sertçe konuştu.
"Sana zarar verenden de intikamını al."
Kafamı onaylar anlamda salladım ve ufak bir baş selamı vererek hızlı adımlarla dışarıya çıktım.
Jackson hızlıca bana doğru ilerlediğinde ona sert bir bakış attım.
Bu durmasına sebep oldu."Ronald nerede?"
"Buradayım Asteria."
Ronald sırıtarak bana yaklaştığında sinirle yüzüne sert bir yumruk attım.
"Asayı onlara verdin, neden?"
Sinirle konuştuğumda kanayan burnunu tuttu ve sırıttı.
"İşte bu! Aradığım öfke tam olarak bu Asteria."
Bana bir adım daha yaklaştı ve genişçe gülümsedi.
"Asayı verdim çünkü yakalanıyorduk."
Sakin bir sesle konuştuğunda göz devirdim.
"Ne pahasına olursa olsun patron istediği sürece onu yaparsın, sen yakalanacağın için değil patronun gözünden düşmem için yaptın.
Peki ya sence onun düşüncelerini umursuyor muyum Ronald?"Bir şey söylemeden bana baktığında sırıttım.
"Benden nefret ettiğini biliyorum Ronald, sıraya girsen iyi olur."
Ronald sinirle yumruklarını sıktı.
"Seni ben öldüreceğim, sürtük."
"Sıraya girmeni söylemiştim."
Ona son kez bakıp hızlı adımlarla odama doğru ilerledim.
"Asteria, bekle."
"Jackson, sırası değil."
Jackson göz devirdi ve beni de kolumdan çekiştirerek odaya girdi.
"Asayı almanı istedi değil mi?"