seventeen

1K 91 3
                                        

"Geç hadi!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Geç hadi!"

Asker bağırarak kolundan sertçe tuttuğu küçük kızı kendisine doğru çekti.

"Lütfen, bir daha yapmayacağım."

Asteria ağlayarak kafasını iki yana salladığında asker kızı açtığı kapıdan içeriye itekledi ve dizlerinin üzerine düşüşünü umursamadan kapıyı arkasından kapattı.
Asteria acıyla bağırarak kapıyı ittirmeye çalıştı fakat yaptığı tek şey kendi canını yakmaktı.
Omuzları yenilgiyle düştüğünde kendini yerde sürükleyerek duvarın dibine geçti.

"İyi misin?"

Çok geçmeden duyduğu kısık ses ile gözlerini yerden aldı ve hafifçe kendisine doğru eğilmiş çocuğa baktı.
Çocuğun kendisine uzattığı eline kısa bir bakış attığında çocuk genişçe gülümseyerek elini geri çekti.

"Üzgünüm, ben Jackson."

Asteria hafifçe gülümsedi.

"Asteria."

Jackson gülüşünü büyüttü ve kendisini kızın yanına bıraktı.

"Sanırım sık sık görüşeceğiz Asteria."

"Asteria, burada mısın?"

Jackson elini gözüme sokmak istercesine yüzüme doğru yaklaştırdığında başımı geriye çektim ve elini ittirdim.

"Evet Jackson, elini gözümün önünden çek."

Jackson gözlerini devirerek yanıma oturduğunda ona kısa bir bakış attım.

"Ne düşünüyorsun?"

Omzuyla hafifçe omzuma vurduğunda hafifçe gülümsedim ve omuz silktim.

"Hiçbir şey."

Kısık bir sesle konuştuğumda Jackson yüzündeki gülümsemeyi sildi ve derin bir nefes verdi.

"Seni yüzüne bakınca nasıl bir ruh halinde olduğunu anlayacak kadar iyi tanıyorum, şimdi ne olduğunu anlat bana."

Elini hafifçe omzumda dolaştırdığında titrek bir nefes verdim.

"Aklım ilk tanıştığımız zamana gidiyor, çok iyi bir zamanlama değildi ama sanırım orada başıma gelen tek iyi şeydi."

Sakin bir sesle konuştuğumda Jackson hafifçe elimi tuttu.

"Artık o zamanları düşünmene gerek yok Asteria, biliyorum zor ama düşünmeni istemiyorum."

Derin bir nefes vererek kafamı onaylar anlamda salladım.

"Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için şanslıyım, bunu çok fazla dile getirmiyorum ama öyle."

Jackson gülerek hafifçe omzuma vurduğunda kıkırdadım ve başımı omuzuna yasladım.

"Her ihtiyacım olduğunda yanımda olduğun için teşekkür ederim."

"Bu konuşma sona erecek mi yoksa hâla burada bekleyecek miyim?"

Gelen sesle arkaya baktığımda Tony sırtını yasladığı kapıdan ayırdı ve bize doğru ilerlemeye başladı.
Yavaşça ayağa kalkarak kollarımı sırtına doladığımda arkadan gelen Jackson'ın homurdanmalarını net bir şekilde duymuştum.

"Kıskandın mı?"

Tony eliyle Jackson'ı işaret ederek güldüğünde kıkırdadım.

"Tabi ya, çok."

Jackson gözlerini devirerek güldü ve yere bıraktığı ceketini eline aldı.

"Biraz dışarıda oyalanacağım, geç dönmem."

Bana bakarak konuştuğunda kafamı onaylar anlamda salladım ve kapıya doğru ilerleyişini izledim.

"Jackson."

Jackson arkasını dönerek bana sorarcasına baktığında hafifçe gülümsedim.

"Dikkatli ol."

Jackson genişçe gülümsedi.

"Her zaman dikkatliyim."

Yüzündeki gülümsemeyi silmeden dışarıya çıktığında gözlerimi kapanan kapıdan çektim ve Tony'e çevirdim.

"Pekala, bugün ne yapmak istersiniz Bayan Brown?"

Tony genişçe gülümseyerek konuştuğunda ellerimizi birleştirdim ve ona doğru yaklaştım.

"Bugünü tamamen sizinle geçirmek istiyorum Bay Stark, bunu gerçekleştirebilir misiniz?"

Tony sırıttı ve kafasını salladı.

"Sizin için her şeyi yapabilirim."

"Tony yeter artık, kes şunu."

Gülerek konuştuğumda Tony kıkırdadı ve elindeki parçayı masanın üzerine fırlatarak yanımdaki sandalyeye oturdu.

"Ne? Eğlenmek istediğini söylemiştin."

"Günü seninle geçirmek istediğimi söylemiştim, arada fark var."

Omuz silkerek konuştuğumda Tony gülümsedi ve sandalyemi kendisine doğru çekti.

"Arada fark yok Asteria."

Omuz silkerek dudaklarımı büzdüğümde Tony kıkırdadı ve kafasını iki yana sallayarak bana doğru yaklaştı.

"Bay Stark, bir sorunumuz var efendim.

Aynı anda çalan telefonum ile Tony'e baktığımda Tony gözlerini bana çevirdi ve kafasını salladı.
Telefonun sesini dışarıya verdiğim sırada gelen sesle duraksadım.

"Beni özlediğini düşündüm Asteria."

Tony ne olduğunu anlamak istercesine bana baktığında derin bir nefes verdim.

"Ne istiyorsun?"

Sert bir sesle konuştuğumda karşıdan gelen gülme sesiyle dişlerimi sıktım.

"Buraya gelmeni."

"Bunu neden yapayım?"

Birkaç saniye boyunca sessizlik olduğunda kaşlarımı çattım.

"Çünkü elimde değer verdiğin biri var Asteria, buraya geleceksin çünkü eğer gelmezsen Jackson'ı ihanet eden herkesin hak ettiği gibi öldüreceğim."

"Yalan söylüyorsun."

"2 gün Asteria, sadece iki gün bekleyeceğim."

Bir şey söyleyemeden telefon kapandığında titreyen bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı ve kendimi sandalyeye bıraktım.
Kulaklarım uğuldamaya başladığında Tony beni sakinleştirmek için konuşuyordu fakat onu duyamayacak kadar şoka girmiştim.

"Jackson."

Burayı biraz boşlamışım, umarım beğenirsiniz.





















forelsket || AVENGERSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin