KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)

1- Bir Çocuk Sevdim

NOT: Yeni hikayemizden herkese selam olsun!! Ben, inanılmaz heyecanlıyım. Uzun zaman önce size Kızıl Mavi'nin haberini vermiştim. Serimizin ikinci kitabı ile karşınızdayım. Burada da beni yalnız bırakmayan tatlı okuyucularıma çok teşekkür ediyorum. Hikaye hakkında ki düşüncelerinizi ise ayrıca merak ediyorum. Sizden en büyük ricam ise lütfen oy vermeyecek kimseler okumasın. Yorumlarda buluşalım. Hazırsanız sizi uzun soluklu serüvenimizin ilk bölümü ile baş başa bırakıyorum. Aşağıda buluşmayı unutmayalım olur mu?

-Oy vermeden çıkmayınız❤️

-Satır aralarına bol bol yorum yapalım❤️

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu Bir Çocuk Sevdim

Keyifli okumalar❤️

Kızıl Mavi 1. Bölüm: Bir Çocuk Sevdim

Geniş pencerelerden içeri sızan ışıklar koyu renkli odaya parlaklığını cömertçe veriyordu. Büyük camekanlardan gözlerini rahatsız eden ışıkla gözlerini sıkıca yumdu. Oysaki bünyesi artık saat misali işler haldeydi. İstinasız sabahın yedide buz mavisi gözleri aralanırdı. Ara sıra yaptığı akşam kaçamakları bile olsa güne aynı saatte başlardı. Buz mavinin hakim olduğu gözleri aralandığında, göğsüne saçılmış sarı saçlar yüzünden kaşlarını çattı. Vakit kaybetmemesi gerektiğini bildiği için kızı dikkatle yatağın yan tarafındaki boşluğa yatırdı.

Hararetli geçene gecenin izleri adeta yatağında can bulmuştu. Dağılan yatak ve yanında yatan kadın bunu temsil etmekten kaçınmıyordu. Yataktan kalkıp odanın içerisinde bulunan banyoya ilerledi. Evi mahremiyet duygusundan oldukça yoksun durumdaydı. Fransız tipinde olan pencerelerinde perde namına bir şey yoktu. Genç adamın, cesur ruhu evine dahi işlenmişti.

Aldığı kısa duşun ardından giyinme odasına girdi. Islak saçlarını elindeki küçük havluyla kuruturken, renklerine göre dizilmiş olan takım elbiselerine göz gezdirdi. Gözüne kestirdiği lacivert takımını seçip yapılı bedenine giydi. Artık kravat takmaya alışan elleri beyaz gömleğinin üzerine seri hareketlerle boynunda ki kravatı bağladı.

Açık mutfağına geçerken kahvesini hazırladı. Dört senedir alarma ihtiyaç duymadan uyanıyordu. Bedeni bu ritme alışmış ve yoğunlukta ona yardımcı oluyordu. Kendisine bırakılan krallıkta özveriyle çalışırken bundan bir şikayeti yoktu. Hazırladığı kahvesini seramik kupaya koyarak salona yürüdü. Bir elini cebine koyarken şehrin dingin manzarasına odaklandı.

Epey hareketli olan şehir henüz uyanmamış her yer sakindi. Yeniden yoğun bir iş günü onu bekliyordu. Yüksek tempoda götürdüğü hayatından memnundu. Açıkçası bazı zamanlar bunu sorgulayacak zamanı bile olmuyordu. Yıllar evvelinde keyfine göre yaşayan gençten eser kalmamıştı. Öncelikleri büyük ölçüde değişime uğramıştı.

Ares, uzun boylu bir adamdı. Spor yapmak için kendine yarattığı zamanlardan ötürü vücudunun kusursuz bir düzgünlüğü vardı. Biçimli kasları gömleğinden bile kendini belli ediyordu. Düz karnının etrafını saran kasları ise görülmeye değerdi. Yakışıklı ve ilgi çeken bir adamdı lakin zaman geçtikçe insanlara ördüğü mesafe giderek çoğalıyordu.

Epey neşeli olan adamdan eser kalmıyor gibiydi. Kendisine verilen sorumluluklara sahip çıkarken oldukça başarılı bir iş adamı olmuştu. Nitekim değişen dünya görüşü de, farkında olmasa da onu yoruyordu. Hayatı asistanının planladığı programa uygun olarak ilerliyordu. Yıllar evvel yaşadığı hayatın ise bununla bir alakası yoktu. Aksine daha hür ve eğlence dolu yaşıyordu. Araya giren yıllar da ise içinde kuytu köşelere saklanmış iş kolik adamı meydana çıkarmıştı. Kendine ayırdığı kısıtlı zaman da ise sadece arkadaşlarının ısrarı ile dışarı çıkan haricinde hep iş düşünen bir adam oluvermişti.