Selamlar!!
Nasılsınız? Keyifler yerinde mi? Gerçekten sizlerle konuşmayı aşırıı özlüyorum bazen.🤍Giderek büyüyoruz ve bu beni mutlu ediyor.
İnci ve Ares'in yolculuğunda bana ortak olduğunuz için teşekkür ediyorum. Bu çiftimiz giderek karışıyor.
Bir sonraki bölümde neler olacak nelerrrr💃💃
Bölümlerin hemen gelmesi için lütfen oy vermeden çıkmayın ve satır aralarına bol bol yorumlar yapın.🤍
Sevgilerimle
Q🤍KIZIL MAVİ 23- DİLEK
Soğuk havaya rağmen içimde yeşermeye başlayan bahar mevsimi sayesinde fazlasıyla coşkuluydum. Sanırım bir şeyleri sürekli düşünmeyi bırakıp an da kalmayı başardığım için böyle hissediyordum.
Sabahın çok erken saatinde uyanıp uçağa binmiştik. İzmir'e geldiğimizde ise havaalanının önünde bizi bekleyen arabaya bindikten sonra bizi merakla bekleyen Kıvanç ailesine kavuşmuştuk.
Bu insanlar hakkında ki bütün tezlerim çürümüştü. Kendi evlatlarına dahi acımayan o katı yürekli insanların yıllar öncesinde kaldığı aşikârdı. Zira şu an bu sofrada oldukça kalabalıktık. Sofranın başında Ömer Amca ve Faruk Bey vardı. Faruk Amcanın sağ yanında ise Nevbahar Hanım.
Bu çift birbirlerine inanılmaz bir aşkla bağlıydı. Kendi kendime gülmek istedim. Yıllar evvel ikisini de böyle tatlı bir halde görmeyi asla beklemezdim. Faruk Bey, herkese soğuk bakışlarla bakan ve bazı durumlarda ise görmezden gelen bir adamdı. Ancak çocuklarına yaptıklarından sonra -özellikle Dünya Abla'nın başına gelenler- adeta içinde ki iyi olan yanı bulmuştu.
İnsanlar, değişir miydi? Bilmiyordum. Lakin bu iki insanın değişimine baktıkça ümitlerim yeniden can buluyordu. Karşımda oturan başka çifte baktığımda ise bakışlarımdan dahi mümkün olsa mutluluk akacaktı. Dünya Abla, Ayaz Ağabey..
Birbirlerine olan aşkları dillere destandı. Şimdi bakıyordum da Ayaz Ağabey, karısının kulağına eğilmiş her ne söylüyorsa Dünya Abla yerinde kıpırdanmıştı. "Dayı, sen İnciyle aynı evde mi kalıyorsun?" Yanına baktığında ise geldiklerinden beri Ares'in kucağından inmeyen Hayal vardı. Sofrada bile bütün ısrarlara rağmen dayısının kucağında oturmuştu. Kumral uzun dalgalı saçları ve mavi gözleriyle Hayal Arıkan, annesi Dünya Arıkan'ın kopyası niteliğindeydi.
"Evet meleğim." Ares, önünde ki tabaktan tavukları ufalayarak küçük kızın karnını doyuruyordu. Hayal, dayısının uzattığı çataldan yemeğini yerken uzunca çiğnedi. Sonrasında başını kaşıyarak bir bana bir de Ares'e baktı. "O zaman siz aynı yatakta yatıyorsunuz. Önceden annemle babamda aynı yatakta yatıyordu ama artık yatmıyorlar. Yaman, annemi bırakmıyor."
"Hayal." Ayaz Ağabey'in, sert çıkan sesiyle Hayal ürkerek başını dayısının göğsüne saklamıştı. Dünya Abla, mavi gözlerini kızına çevirirken gerginlikle ensesini ovalamıştı. Küçük kız, söylememesi gereken şeyleri ortaya döktüğünü anladığında artık çok geç olmuştu. "Çocuğa kızmayın. İkisi de Ares'e çekmiş." Faruk Bey, çareyi Ares'e sataşmakta bulmuştu anlaşılan.
"Neden o da mı bunlar gibiydi?" Bu evde her ne oluyorsa Ömer Amca bundan haberdardı. Ve Faruk Bey'e destek olarak sohbeti dağıtmaya çalışıyordu.
"Her gece annesini yanında isterdi. Sürekli çığlık feryat ağlamalar, gelip odamızın kapısını yumruklamalar. Sanki kapıyı açabilecekti ama hiç vazgeçmezdi. Feryat etmeye devam ederdi." Faruk Bey, durumun vehametini belli etmek ister gibi elini şöyle bir havada gezdirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)
RomansaYüksek ses yüzünden giderek artan baş ağrısına engel olamıyordu. Arkadaşının ısrarı yüzünden buraya gelmişti. Lakin geldiğine pişman olmuştu. Parmaklarıyla alnına hafifçe masaj yaptı. Bu ortam hiç ona uygun değildi. Üstelik bir de alışık olmamasına...