Sevgili Kızıl Mavi sevenler:
Sizleri bu kısımda fazla sıkmayacağım. Sadece şunu belirtmek istiyorum ki, bol yorum yapıp bol fikir beyan etmeniz gereken bir bölümle karşı karşıyasınız.
Keyifli okumalar diliyorum. ❤️
**
KIZIL MAVİ 30. Bölüm: Geçmiş
Duyulan alışılagelmiş zille birlikte ders sona ermişti. Bugün tamamen biterken derin bir nefes aldım. Bütün ağır dersler bugüne toplanmıştı. Kitaplarımı çantama koyarken bir an önce eve gitmek istiyordum.
"İnci Güneş." Adımı duymamla başımı kitabımdan kaldırdım. "Benim." Sınıfın kapısında nöbetçi öğrenci vardı. "Müdür Bey, seni çağırıyor." Şaşkınlıkla suratına baktım.
Müdür Bey'in, beni çağırması için bir sebep yoktu. Sınıf hızlıca boşalmışken çantamı orada bırakarak sınıftan çıktım. "Müdür Bey, alt katta."
"Emin misin?" Diye sormadan edemedim. Odası okulun en üst katındayken en alt katta olması o an için bana garip gelmişti. Nöbetçi öğrenci başını sallayınca aşağı kata indim.
Burada sadece tiyatro salonu ve depo varken arkamı dönerek nöbetçi öğrenciye baktım. "Burada olduğuna emin misin?" Gözlerime tedirginlikle bakarken neler olduğunu anlayamadım. İçime yayılan tedirginlikle ona doğru bir adım alacakken ağzımın kapanmasıyla gözlerim kocaman açıldı.
Hissettiğim panik dalgasıyla olduğum yerde tepinirken bedenimi saran kollar beni geriye doğru çekti.
Karanlık depoya doğru fırlatıldığımda neler olduğunu anlayamıyordum. "İmdat! Kimse yok mu!" Var gücümle bağırırken loş bir ışık gözümü aldı. "Herkes çıktı. Seni, kimse bulamaz."
O ses.. Tiksindiğim o sesi duymamla yerde geri geri gitmeye başladım. O burada olamazdı. Peşimi bırakmayan, beni sürekli rahatsız eden Emir..
Karşımda iğrenç gülüşü suratını sarmışken bana bakıyordu. Başımı iki yana sallarken hızlıca ayağa kalktım. Beni, kollarımdan yakalarken bacaklarına attığım tekmeyle kapıya koştum. Avuçlarımı kapıya hızlıca vururken "Kimse yok mu? Biri beni buradan çıkarsın!" Var gücümle feryat figan bağırıyordum. Ancak sesim boşluktaydı sanki kimse beni duymuyordu.
Arkamdan bana sarılmasıyla tepinmeye başladım. "Bırak beni bırak diyorum sana." Artık gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Yeniden şansımı denemekten hiç vazgeçmedim defalarca vurmaya çalıştım. Sesim hiç kesilmeden onlarca kez bağırdım. "Seni, kimse bulamayacak. Sadece sen ve ben." Kulağıma dudaklarını sürterken çığlık atarak bağırmaya başladım.
Arkaya doğru beni fırlatınca kolumun üzerine düştüm. Üzerime doğru gelirken "Uzak dur benden. Kimse beni duymuyor mu?" Kolumun acısını hissetmezken çaresizce geriye doğru gitmeye başladım.
Üzerime eğildiğinde elini bacağıma koyduğunda benim için vakit durmuştu. "Bırak beni." Sesim kısılmıştı.
Kimse beni duymuyordu ve ben bu iğrenç kokulu odada takıntılı bu çocukla birlikteydim. "Bırakmam daha önce de söyledim." Yüzü yüzüme yaklaştığında başımı yana yatırırken elleri bacaklarımda gezerken son bir güçle ona tekme attım.
O acıyla kıvranırken hızlıca ayağa kalktım. Raflarda duran ne varsa yerlere atarken avaz avaz bağırdım. "Duyun beni!" Kapıya vururken bağırmam durmadı. Arkamdan gelip beni çektiğinde suratıma vurduğu tokatın etkisiyle yere düşerken başımı vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)
RomanceYüksek ses yüzünden giderek artan baş ağrısına engel olamıyordu. Arkadaşının ısrarı yüzünden buraya gelmişti. Lakin geldiğine pişman olmuştu. Parmaklarıyla alnına hafifçe masaj yaptı. Bu ortam hiç ona uygun değildi. Üstelik bir de alışık olmamasına...