KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)

17- Düğün

Duymayan kalmasın! Düğünümüz var!!

Satır aralarına bol yorum bekliyorum sizlerden❤️

***

Kızıl Mavi 17. Bölüm: Düğün

Işıklı bir yola çıkmıştı. Dışarıdan görünen bu olsa da iç yüzü kesinlikle böyle değildi. Artık çok daha zor yollarda olacaktı. Karşısında bulunan safta ise sevdiği adam vardı. Her şeyi saklamak ve sakınmak oldukça güç olacaktı. Bugün hayatının yeniden inşa edileceği gündü. Yaklaşık üç gün boyunca ailesiyle stresten uzak günler geçirmişti. Onlardan, gördüğü yoğun sevgi ve şefkate sığınmıştı.

Orada sabaha karşı uyandıklarında Ares'in şaşkın yüzü gözlerinin önündeydi. Soğuyan arabada ikisi de uyumuştu. Ares, onu eve bırakana kadar konuşmamışlardı. Hatta genç adam ailesi yüzünden belli bir süre kapıda bekleyip sonra içi rahat edince gitmişti. Sanki sabah olunca o uzak adam geri dönmüştü.

Tarihler 7 Kasım'ı gösterdiğinde ise sabahın erken saatinde yanında ailesi ile düğün mekanına gelmişti. Bütün hazırlıkları burada yapılacaktı. Ares, hariç herkesi de görebilmişti. İki ailede hummalı bir şekilde burada hazırlanıyordu. Kolları birbirini sararken camın gerisinde kalan bahçeyi seyre daldı.

Altın ve yeşilin en güzel tonları karma olmuştu. Ağaçların üzerlerinde lambalar varken, dekoratif ürünler bile koyulmuştu. Yeşil gözleri kısılırken dallarda asılı olan fotoğrafları görmeye çalıştı. Burada çekildikleri fotoğraflar bir yana, malum geceye ait birkaç kare görüyordu. İkisinin oldukça yakın olduğu fotoğraflar vardı. Şaşırmadan edemedi bunların nereden geldiğine dair bir fikri yoktu. ''Mekanın, kamera görüntüleri.'' Yanına gelen adamı fark etmediği için irkilerek ona döndü. Anladım der gibi başını salladı ancak kıvrılan dudaklarını durduramadı zira genç adam damat tıraşı olmuştu. Kumral saçları dağınıkken, açığa kavuşan yüzü ile sanki daha karizmatik duruyordu. Yoğun bir sakalı yoktu ve bu gece için onları da feda etmişti. ''Bu gece çok önemli. Kalabalık olacak ama gecenin anlamı biziz.'' Ares, karşısına bakarken hafifçe çenesini ovaladı. ''Her zaman ki gibi dikkat edeceğiz.'' İnci'nin, sözleri ile başını salladı.

''İnci, kuaför geldi.'' Dünya'nın, seslenmesiyle merdivene doğru yöneldi ama son bir kez oldukça durgun olan adama baktı. Dudaklarını birbirine bastırırken titrek bir nefes verdi. Ares'in, mutsuz görüntüsü hiçbir zaman gözlerinin önünden silinmeyecekti.

İnci, odaya geldiğinde büyük aynanın önünde duran sandalyeye oturdu. ''Saçlar anlaştığımız gibi olacak değil mi?'' Ellerini saçlarına atan kadına aynadan baktı. ''Evet.'' Ruhsuz çıkan sesine engel olamadı. Kucağında duran parmakları ile oynarken sertçe yutkunuyordu.

Normal gelinler gibi kalbinde heyecana dair bir şey yoktu. Hatta aksine kendisini huzursuz hissediyordu. Sevdiği adamın mutsuzluğunun karşısında elinden hiçbir şey gelmiyordu. Yeşil gözleri, aynadan kendisini heyecanla izleyen insanlara takıldı. Annesi duvara yaslanmış gözleri dolarken kızını izliyordu. Dünya, sanki öz ablasıymış gibi hemen arkasında duruyordu. Selin, hevesle aşağı yukarı koştururken her şey ile ilgileniyordu. Babasının, nerede olduğunu bilmemekle beraber onun için oldukça duygusal bir gün olduğunu da biliyordu.

Kendisine güzellikle bakan herkese rağmen başını geriye çekti ve kadına döndü. ''Birazdan geleceğim.'' Kimseye bir şey demeden dışarı çıkarken, karşı odasında büyük kapının arkasında kimin olduğunu biliyordu. Kapıyı çalıp içeri girdiğinde boş olduğunu gördü. Hızla aşağı yönelirken bahçeden dışarı çıktı ve Ares'i gördü. Babasıyla, konuştuğunu görünce kaşları çatıldı. Genç adam ise kızı fark etmesiyle müsaade isteyerek yanına gitti. ''Hazırlanacaktın.'' İnci, birkaç adımda üzerine vardı. ''Bu kadar üzgün olmayı hak etmiyorsun hem de benim yüzümden ben bunu yaşamanı istemiyorum.'' Açık yüreklilikle konuşurken sesine vuran pişmanlık aşikardı. ''Üzgün değilim, pişman değilim. Az önce babana da söyledim. Biz, bu yola birlikte çıktık ve seni bırakmayacağım.''