KIZIL MAVİ (AŞKIN PEŞİNDE SERİSİ II)

7- Balzamin

Not: Sevgili Kızıl Mavi sevenler merhabalar. Yeniden buluştuk hem de kısa bir süre içinde buda tamamen sizin yorumlara ve beğenilere karşı sergilediğiniz tutumdan ötürü. Yorumlarınız bi harika okurken sahiden mutlu oluyorum. Ares ve İnci'ye olan ilginiz muazzam. Hepinize teker teker teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız. Bu bölümde de aynı performansı bekliyorum zira bundan gelecek bölümde çiftimiz için hasar tespiti yapmaya başlayacağız. Beklenen olaylar peşi sıra gelmekte...🖤

Oy verip yorum yapmayı unutmayalım
Alıntılar için instagram quen.oflove

No Doubt: Don't Speak
Keyifli Okumalar
Q.

Kızıl Mavi 7. Bölüm: Balzamin

Genç adam, içeri sızan ışık yüzüne vurunca yavaşça gözlerini araladı. Henüz yastıktan kaldırmadığı başını biraz daha gömdü. Hemen sonra burnuna gelen koku ve saçlarla buz gözlerini araladı. Yaşadığı ana şaşırmadan yapamadı. Arkası dönük olan kızın beline sımsıkı sarılmıştı. Üstüne üstelik burnunu da saçlarının arasına koymuştu. Şaşırsa da, kendisine hak vermeden edemedi.

Günlerdir uyumuyordu. İnci ile yaşadıkları gece bütün bedenini ele geçirmişti. Günler sonra yeniden aynı koku ve kadınla uyumuştu. İnanıyor olsa İnci tarafından büyülendiğini düşünecekti. Halbuki kızın gelgitli tavırlarından başka yaptığı hiçbir şey yoktu. Normal zamanda da sakin olan kız, kollarının arasında aynı huzurla uyuyordu.

Yine de kız uyanmadan bu pozisyonu bozmakta fayda gördü. Her tavrıyla, gecelerini yok sayan kıza yeni bir neden daha vermek istemedi. Dikkatle kollarını belinden çekti. Kendisi bile şaşırsa da kalkmadan o kokuyu bir kez daha soludu.

Banyoya girip yüzünü yıkadı. Dün gece, deliksiz bir uyku çekmişti ve kendisini çok enerjik hissediyordu. Saatin ise yedi olduğuna emindi. Üzerine ceketini giyerken, yerinde hafifçe kıpırdanan kıza baktı. Odanın içi iyice soğumuştu. İnci ise üzerini açmıştı. Yüzünde oluşan çocuksu isyanla uzun saçlarını geriye attığına şahit oldu. Sessizce yanına ilerleyip açtığı üstünü örttü. Aynı özenle kapının önüne çıktı. Yaşlı adamı bulması lazımdı nitekim işe kalması söz konusu olamazdı.

''Oğlum, günaydın.'' Koşar adım kendisine gelen yaşlı adamı görünce hızla yürümeye başladı. ''Günaydın, ağabey.'' Adam, kısa bir süre nefeslenip konuşmaya başladı. ''Oğlum, geldi. Eğer hazırsanız söyleyeyim.''

''Hazırız ağabey.'' Ares hemen bu teklifi kabul etmişti. Odaya dönerken, yine üstünü açan kızın yanına yürüdü. Normalde uslu ama yatakta yaramaz olan kızı çok iyi biliyordu. Arsızca gülerken yanına yaklaştı. ''İnci.'' Hemen gözünü açan kız mahzun vaziyette gözlerine baktı. ''Günaydın.'' Uyku mahmuru sesiyle adama cevap vermişti. İki eli de başının altındayken, kocaman yeşil gözleriyle adama bakıyordu. ''Günaydın. Yola çıkabiliriz adamın oğlu gelmiş.'' İnci, onaylarcasına başını sallarken ayılmaya çalışıyordu. Yerinden kalkarken, banyoya girip yüzünü yıkadı.

Saatin kaç olduğunu bile bilmiyordu ama bu kadar erken yola çıkmalarının sebebini de tahmin ediyordu. Kesinlikle işe yetişmeye çalışıyor diye düşünmeden edemedi. Aslında kendisinin de bugün okula gitmesi lazımdı. Aklına gelenle bütün uykusu açıldı.

Ares, ablasının eskiden yaşadığı evi biliyor olmalıydı. Bu yüzden İnci'nin tetikte olması lazımdı. Zira artık hiçbir yerden açık vermek istemiyordu. Odaya dönerken hızla kabanını üzerine giydi. Çantasını da takınca kapıda bekleyen adamın yanına gitti. Sabahın ayaz saatinde sessizce pansiyona doğru yürümeye başladılar. Kapıda onları bekleyen baba oğulu görünce kısaca selamlaştılar. Soğuktan titremeye başlayan kız, elleriyle kollarını sıvazladı. ''Sen, geç arabaya üşüme.'' Ares'in, düşünceli sözleriyle başını salladı. Arabanın arkasına binip dışarıda olan adamı izledi. Pansiyona girerken ödeme yaptığını görmüştü. Ardından ön tarafa geçen adamla bir diyaloğa girmedi.