Aaron Calhoun
Saatlerce uğraştığım işlerim sonunda bitmiş, kendimi odadan dışarıya atmıştım. Adımlarımı salona yönelttiğimde teyzenin çoktan gittiğini anlamam uzun sürmemişti. Saat gece yarısına geliyordu ve hâliyle o da uyuyacaktı.
Salonda öylece dikilmeye son verip mutfağa ilerledim. Akşam yemeği yemediğim için kalan yemeklerden bir şeyler atıştırmaya karar verip raftan tabak aldım ve ısıttığım yemeklerden tabağa koymaya başladım. İşim bittiğinde de yemeğimi yemeye başladım.
Kısa sürede bitirdiğim yemek tabağını tezgaha bırakıp ayrıldım oradan. Geldiğim gibi geri yukarı kata çıkmayı düşünürken bir anda merdivenlerin başında duraksadım.
Birkaç gündür teyzeye verdiğim sözden dolayı Daphne'yi tamamen görmezden gelmeye çalışıyor, kamera odasına bile uğramıyordum. Hiçbir şekilde karışmıyordum ona. Hatta teyzenin ricası üzerine bilgisayarımdan dizi izlemesine bile izin vermiştim. Lakin şu an teyze burada olmadığına göre beni onun yanına gitmekten alıkoyacak hiçbir engel yoktu.
Odama çıkmaktan vazgeçip merdiven altındaki kapıya yöneldim. Yavaşça kapıyı araladıktan sonra fazla ses çıkarmamaya özen göstererek engellerin tümünü tek tek geçtim. Onun kaldığı asıl yere geldiğimde şifreyi duvardaki ekrana girip bekledim. Demir parmaklıklar yavaş yavaş açılmaya başlamıştı.
Yataktan gelen hışırtı sesleriyle Daphne'nin seslere uyanmış olduğunu anlamıştım. Zifiri karanlıkta onu ayırt etmeye çalışırken "Teyze, sen mi geldin?" diyen meraklı sesini işittim. Cevap vermeden içeri girdim. Daphne tekrardan "Işığı açabilir misin lütfen?" diye konuştuğunda ben de sessizliğimi korumaya devam ediyordum.
Günlerdir hiçbir şekilde onu rahatsız etmediğim için şu an buraya gelme ihtimalimi göz ardı ettiği belliydi. Öyle ki beni yaşlı kadın sanıyordu. Sanırım kendimi unutturmuştum. Hatırlatmak ise yine bana kalmıştı.
Işığın olduğu yere uzanıp odayı tamamen aydınlattığımda onu gözlerini ovuştururken gördüm. Hâlâ daha beni fark etmemişti. Ben gözlerimi üzerinden bir saniye bile ayırmazken sonunda ellerini yüzünden çekebilmişti. Kafasını çevirip bana baktığında gözleri şaşkınlıkla aralandı.
Bu sefer diğerlerinin aksine bakışlarını kaçırmak yerine öylece bana bakıyordu. Yüzümü ilk defa görmüştü. Daha önce bir şeyleri hatırlama ihtimaline karşı önlem almak için kendimi gizlemiş olsam da artık hafızasını tamamen kaybettiğini anlayabiliyordum. O yüzden ortada kendimi gizlemem için bir sebep kalmamıştı.
Daphne bir süre yüzümü inceledi. Ben ise onu hiç umursamadan yatağının yanındaki tahta sandalyeye yerleştim. Ortamdaki derin sessizliği bozmak amacıyla "Uyumamışsın," diye ağzımda bir şeyler gevelememe engel olamamıştım. Uyumadığını görebiliyordum, sadece sesini duymak istemiştim.
"Uyuyamadım."
Bakışlarını üzerimden çekip yattığı yerden ayaklandı. Hemen karşıdaki ufak kıyafet dolabına yöneldiğinde "Sen n-neden buradasın?" diye sordu kısık sesle. Sanki en ufak bir hareketinde ona zarar verecekmişim gibi davranıyor, tetikte beklermiş gibi sürekli dönüp dönüp bana bakıyordu. Bu kadar mı kötü bellemişti beni gözünde?
Hiçbir şey söylemeyip kollarımı göğsümde birleştirdim. Ben de bilmiyordum neden onun yanına geldiğimi. Lakin bunu ona söyleyecek değildim. Canım istemişti ve ben de gelmiştim.
Gözlerimi onun üzerinden çekmeden izlemeye devam ettim. Arkası bana dönük kıyafet dolabından bir şeyler arıyordu. Büyük ihtimalle kalın bir şeyler giyecekti. Üzerinde fazlasıyla ince askılı bir tişört ve şort vardı. Üşümesi gayet doğaldı çünkü kaldığı oda yerin altında olduğu için normal bir yere göre daha soğuktu.
Tam da tahmin ettiğim gibi üzerine kalın bir kazak seçti. Altına da siyah bir tayt aldıktan sonra adımlarını banyoya çevirdi. Yüzümde alaylı bir gülümseme oluşurken "Bazen seni kameralardan izlediğimi unutuyorsun. Bu hâllerin ise sadece beni eğlendiriyor," diye mırıldanmama engel olamadım.
Gözleri sinirle kısılırken bakışlarını ufak bir an üzerimde gezdirdi. Ardından hiçbir şey söylemeden banyoya girdi. Birkaç dakika sonra üzerini değiştirmiş bir şekilde odaya geri döndüğünde tekrardan yatakta yerini almıştı. Derin bir nefes alıp bana baktı. Sanki bir şey söylemek istiyor ama söyleyemiyor gibiydi.
En nihayetinde cesaretini toplamış olacaktı ki "Uyuyacağım ben," dedi. Bu sebeple onu yalnız bırakacağımı düşünüyordu. Büyük bir yanılgı içerisindeydi oysaki.
"Uyu."
"Gider misin artık?"
Bu nereden geldiği belli olmayan cesaretine şaşırmadan edemiyordum. Günlerdir onu serbest bıraktığım için kendisini bir şey sanmaya başlamıştı anlaşılan. Teyzenin aklına en başında uymamam gerekiyordu. Bu gidişle onu iyice şımartacaktı.
Oturduğum sandalyeden ayaklandığımda onun da korkup yatakta gerilediğini fark ettim. Benden hem korkuyor hem de söyleyeceği şeyden geri kalmıyordu. Halbuki burayı terk etmek için hareketlenmiştim. Onu bu şekilde gördüğüme göre gitmeden önce onunla biraz eğlenmekten zarar gelmezdi.
Adımlarımı yatağa doğru yöneltirken "Gelme," dedi. Bir adım daha atıp yatağa oturduğumda o da eş zamanlı olarak yataktan çıkıp "Ben dövüş kitapları okudum. İstesem sana zarar verebilirim," diye savunuşa geçti.
Söylediklerinde ciddi olup olmadığını anlamaya çalışırken bir anda boş bulunup kahkaha attım. Kendisini gereksiz bir çabayla benden koruyabileceğini sanıyordu. Şu an gözüme o kadar masum gözükmüştü ki kahkaha atmama engel olamamıştım.
"Bir gün bana da gösterirsin o zaman öğrendiğin şeyleri."
Onu yeteri kadar korkuttuğumu düşünüp oturduğum yataktan ayaklandım. Yüzümdeki neşeli ifadeyi saniyeler içersinde yok ederken arkamı döndüm ve duvara ilerledim. Seslerden anladığım kadarıyla o da çoktan yatakta yerini almıştı.
Şifreyi duvardaki ekrana girip demir parmaklıkların yukarı kalkmasını beklerken arkamı dönüp son kez Daphne'ye baktım. Gözlerini hızla kaçırdığında beni izlediğini böylelikle anlamıştım. Derin bir nefes alıp aklımdaki düşüncelere istemsizce onu da dahil ettim.
"Sence çocukluğumuzu bizden çaldıkları için öldüklerinde bunun hesabını verecekler mi?"
🗝
canlarım ben yeni bir kitaba başladım hatta ilk bölümünü de paylaştım, belki o kurgum da hoşunuza gider diye burdan duyurmak istedim, kitaba profilimden ulaşabilirsiniz :) ♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
man & monster
ChickLit[kısa süreliğine askıda] O bebeği kabullenebileceğini düşünmüştü. Belki üvey de olsa bir kardeşinin olması onu iyi hissettirecekti. Ama yaşanılanlardan sonra hayatını iğrenç bir hâle getirdiği için o bebeğe sadece nefret besleyecekti. Bunun tek soru...