Daphne Madeleine
Aşağıdan gelen Aaron'ın bağırış sesleri beni her geçen saniye iyice korkuturken odadaki koltuğa sinmiş, seslerin kesilmesini bekliyordum. Teyzeyle bir şeyler hakkında kavga ediyorlardı ama konunun ne hakkında olduğunu bilmiyordum, sesler boğuk geliyordu. Sadece sebepsiz bir korku vardı içimde. Bunun sebebi Aaron'ın sınırlarını bilmememden kaynaklıydı.
Sesler kesilip yerini derin bir sessizliğe bıraktığında rahat bir nefes verdim. Lakin odanın kapısının hışımla açılmasıyla çabucak sıyrılmıştım o rahatlama hissinden. Çünkü şu an sinirden patlamak üzereymiş gibi duran Aaron'ın bakışlarının odağı bendim.
Kısa bir an bana baktıktan sonra sanki hiç burada değilmişim gibi beni görmezden gelerek kıyafet dolabına ilerledi ve üzerindeki tişörtü çıkarıp yere bıraktı. Bense bakışlarımı camdan tarafa çevirip dışarıya odaklanmaya çalışmıştım.
"Akşam önemli bir yere gideceğiz. Ben gelene kadar hazırlan."
Üzerini değiştirirken bir yandan bana söylediği şeylerle onu onaylayan bir mırıltı çıkardım. Nereye gideceğimizi merak etsem de sinirinden nasibimi almamak için olabildiğince sessiz kaldım. O da daha fazla odada oyalanmadan ayrılmıştı zaten.
Onun gidişinin ardından yaklaşık bir yarım saat kadar geçmesine rağmen ben hâlâ daha oturduğum yerden kalkamamıştım. Yapacak daha iyi bir şeyim olmadığı için zorunluluktan evin ön bahçesini izliyordum. Bir de akşam için ne giyeceğim düşüncesi eklenince beni bir süre oyalayacağını anlamıştım. İşime gelirdi doğrusu.
🗝
Aaron Callhoun
Geldiğimiz kalabalık mekânda ön sıralardan bizim için ayırtılan masaya doğru ilerlerken bir an bakışlarım yanımdaki Daphne'ye kaydı. Meraklı bakışlarla etrafı izliyordu. Büyük ihtimalle bu kadar şatafatlı bir şeyler beklemiyordu ve bu durum da şaşırmasına sebep olmuştu.
Etraftaki insanlara dikkatlice bakması bu kadar kalabalık bir ortama daha önce hiç girmemesiyle alakalı olabilirdi. Lakin bunu bilmediğinden dolayı ortada bir problem yok demekti. Çünkü onu aksine rahatlıkla inandırmıştım.
Bakışlarım bu sefer istemsizce üzerindeki elbiseyi bulduğunda arabadayken inceleme fırsatım olmadığı için ona belli etmeden bakışlarımı kısa bir süre üzerinde gezdirdim. Bordo rengindeki elbisesi beyaz teniyle mükemmel bir uyum sağlamıştı. (medya) Giydiği her şeyin ona bu kadar yakışması sinir bozucuydu.
Düşüncelerimin kaydığı yeri fark eder etmez hızla önüme dönüp adımlarımı hızlandırdım. Koluma girmiş olan Daphne de benim yüzümden hızlı yürümek zorunda kalırken "Bu topukluları sen giysen yine de bu kadar hızlı yürüyebilir miydin acaba?!" diye homurdanmayı da ihmal etmemişti.
Tepkisi komiğime gitmişti fakat ona bir şey belli etmeyerek yüzümü olabildiğince ifadesiz tuttum ve "Sızlanma," diye ona karşılık verdim. Üstelemesine kalmadan oturacağımız masaya da gelmiştik zaten.
Neredeyse dört çiftten oluşan masadaki insanların bakışları bize döndüğünde kısaca baş selamı verdim. Ardından masadaki sandalyelerden birisini çekerek Daphne'yi oraya yönlendirerek oturmasını sağladım. O masada yerini aldıktan sonra da hemen yanındaki sandalyeye oturmuştum.
Masadaki üstünkörü tanıdığım insanlara kısaca göz gezdirip ısrarla bana bakan Daphne'ye döndüm. Bir şey söyleyeceğini fark etmiştim. Sürekli soru soruyor oluşu beni rahatsız ediyordu ama bu gece bir istisna yapıp onun sorularına cevap verebilirdim sanırım.
"Buraya niye geldik? Fazla kalabalık."
"Birazdan öğrenirsin."
Başıyla onaylayıp etrafı incelemeye kaldığı yerden devam etti. Bense hemen karşımdaki sahneye odaklanmış, bir an önce şu etkinliğin olup bitmesini diliyordum. Normalde gerekli olmasa asla katılacağım bir yer değildi. Kendimi insanlara göstermekten ve onlarla yapmacık sohbetler içersine girmekten nefret ederdim.
Duyduğum tiz bir sesle derin bir nefes aldım. Sahneye ulaşan adam dikkatleri üzerine çekmek amacıyla elindeki içki dolu bardağına metal bıçakla vuruyordu. Çok geçmeden salon sessizliğe büründüğünde yüzünde keyifli bir gülümseme oluştu. İşte başlıyorduk.
Ufak bir geniz temizleme sesinin ardından konuşmacı adam "Beyler ve bayanlar, öncelikle hepinize bu davete katılma şerefini gösterdiğiniz için teşekkürlerimi sunuyorum," diyip kısa bir an sessizliğe büründü. Salonda alkış sesleri yükselip çok geçmeden eski sessizliğine büründüğünde ise kaldığı yerden devam etti konuşmasına.
"Hepimizin bu gece burada bağış maksadıyla topladığını biliyorsunuz. Amacımız kimsesiz ve muhtaç çocuklara yardım eli uzatmak, onlara parlak bir gelecek emanet etmek."
Söylediklerini daha etkili kılmak için cümlesini tamamlamasının ardından sustu. Salonda fısıltı sesleri yükseltmeye başladığında umursamadan Daphne'ye çevirdim odağımı. Az önceki bezgin bakışlarının yerini bu sefer daha farklı ifadeler almış, merakla konuşmayı yapan adama bakıyordu.
"Sizlere bildirmekten mutluluk duyacağım bir diğer konu ise adını gizli tutmak isteyen kişi tarafından derneğimize yapılan bağış. Oldukça yüklü bir meblağada olan bu katkı sayesinde yaklaşık olarak otuzdan fazla çocuk vakfına yardımlarımızı sağlayabildik ve 10.000'den fazla gence bir ışık olabildik. Daha fazla kişiye ulaşabilmemiz ve imkanlarımızı daha iyi bir hâle getirebilmemiz için sizlerin de desteklerini bekliyoruz..."
Adamın konuşmasını bitirmesiyle salonda alkış sesleri yankılanırken çok geçmeden insanlar kendi aralarındaki sohbete geri dönmüştü. Öyle ki bazıları bağışlayacağı miktarı bile birbirlerinin gözüne sokmaya başlamıştı. Sırf daha zengin olduklarını kanıtlamak için böylesi saçma bir rekabete girişiyorlardı. Bu durum işime gelse de gönülden yapmaları tercihimdi.
"Biz de bağış yapacak mıyız, Aaron?"
Daphne'nin heyecanlı sesine karşılık kafamı olumluca sallamakla yetindim. Yüzünde geniş bir gülümseme oluştuğunda "İyi ki beni buraya getirmişsin," diye mutlulukla konuşmuştu.
Onun bu hâline karşılık benim de yüzümde hafif bir tebessüm oluşmasına engel olamamıştım. Ufacık bir sözüm dahi onu bu denli mutlu ederken çocuk vakıflarına yapılan gizli bağışın ona ait parayla yapıldığını bilse ne yapardı acaba?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
man & monster
ChickLit[kısa süreliğine askıda] O bebeği kabullenebileceğini düşünmüştü. Belki üvey de olsa bir kardeşinin olması onu iyi hissettirecekti. Ama yaşanılanlardan sonra hayatını iğrenç bir hâle getirdiği için o bebeğe sadece nefret besleyecekti. Bunun tek soru...