başlama tarihinizi buraya bırakabilirsiniz🤍
20 Ağustos 2002
Aaron okuldan gelir gelmez çantasını yere atmış, "Anne," diye seslenmişti alışkanlıkla. Merdivenleri teker teker çıkıp kendi odasına doğru ilerlerken annesi ile babasının odasından gelen kahkaha seslerine anlam veremiyordu. Bu evde kahkaha sesleri duymayalı uzun bir zaman olmuştu.
Annesi ile babası genelde bağırarak ifade ederlerdi düşüncelerini. Sanki ikisi de yüksek sesle konuştukları zaman söyledikleri şeylerin daha fazla ciddiye alınacağını düşünüyordu.
Aaron onların yanına ilerlerken içinde sebepsiz bir mutluluk oluşmuştu. Artık normal bir aile olacaklarını, her şeyin eskisinden güzel olacağını düşünmeye başlamıştı. Lakin yatak odasının kapısından içeriye göz atar atmaz gördüğü bebekle neler olduğuna anlam vermeye çalışıyordu.
"Anne, baba! Bu bebek kimin?"
Babası onun varlığını hissettiğinde yüzündeki geniş gülümsemeyle oğluna döndü. Gözlerinden bile mutluluğu belli olurken "Ah, Aaron. Gel kardeşinle tanış, oğlum," dedi sevecen bir şekilde. Aaron ise sadece bu olanların şaka olmasını diliyordu.
Babası kendisine bir kez bile böyle gülümseyerek bakmamışken daha kime ait olduğunu bile bilmediği bir bebeğe büyük bir ilgiyle yaklaşması Aaron'ı kızdırmaya yetmişti. Aynı zamanda da üzmeye. Neden kendisine bir türlü böyle sevgiyle yaklaşılmadığını kendince sorguluyordu.
"İstemiyorum. Nereden aldıysanız oraya geri götürün onu. Kardeş falan istemiyorum ben!"
Kendisinin ailesine yetersiz geldiği, onu sevmediği için bu bebeği buraya getirdiklerini düşünmeye başlamıştı. Halbuki daha 12 yaşındaydı. Ondan bu kadar çabuk sıkılmış olamazlardı, değil mi?
Annesi "Saçmalama, Aaron. O artık senin küçük kardeşin," dediğinde Aaron ağlamak üzereydi. Kafasını hızla sağa sola salladı. Ardından ise daha fazla orada kalmak istemediğinin farkına varıp koşarak odasına gitti. Kendisini yatağına bıraktıktan sonra ağlamaya başladı. Artık onu sevmediklerini hissedebiliyordu.
Ne kadar süre orada öylece ağladığını tahmin etmek zordu. Yemek yeme vaktinin geçtiğini biliyordu çünkü okuldan geldikten kısa bir süre sonra yemek yerlerdi. Ama bugün onu yemeğe çağırma zahmetinde bile bulunmamışlardı. Bu, o bebekten daha da nefret etmesine sebep oldu.
Yatağından sinirle kalkıp gözlerindeki yaşları sildi. Odasının kapısına ilerledi ve ses çıkarmamaya gayret ederek yavaşça araladı kapıyı. Evdekilerin uyuduklarını düşünüp elinden geldiğince gürültü yapmamaya çalışıyordu.
Adımlarını ilk önce annesiyle babasının odasına yöneltti. Açık olan kapıdan onların birlikte uyuduğunu görünce şaşırmıştı. Çünkü babası genelde geceyi dışarıda geçirir, annesi de sinirinden kendisini içkiye verip en sonunda sızıp kalırdı. Aaron ise sabah okula giderken babasını salondaki koltuklarda görürdü çoğu zaman.
Odaya ufak bir göz gezdirdiğinde bebeğin yanlarında olmadığını fark etti. Aklına gelen ilk şeyi yapıp kendisinin 5 yaşına kadar kaldığı odaya ilerledi. Vardığında ise yanılmadığını görmüştü. Bebek onun eski odasında kalıyordu.
Daha şimdiden onun yerini almış, onun eşyalarını sahiplenmişti bile. Tarifi imkansız bir acı hissediyordu kalbinde. İçinde ufacık bile sevgi barındırmayan kalbi, bu gerçeklik karşısında duygularını sinirle yansıtmayı tercih etmişti. Her zaman yaptığı gibi...
Ne ile yüzleşeceğini bilmeden beşiğe doğru yürüdü. Onun yüzünü henüz tamamen görmemişti. Ondan sadece nefret etmesi gerektiğini biliyordu. Ama içini sebepsiz bir merak kaplamıştı.
Bebeği gördüğü an onun uyanık olduğunu anladı. En az 2 yaşlarında olduğunu tahmin ettiği kız kendi kendine beşiğin yukarısından sarkan oyuncaklara değmeye çalışıyordu. Aaron'ı görür görmez yüzünü geniş bir gülümseme kaplamıştı ufak bebeğin.
Aaron ona bakarken sinirinin yavaş yavaş uçtuğunu fark etti. İstemsizce elini bebeğe doğru uzattığında anında küçücük elleriyle sarmıştı parmağını. Kendi kendine inceliyor, mırıltılar çıkarıyordu. Aaron ise öylece izliyordu onu.
Tam parmağını çekmek için hareketlendiğinde bebeğin boşta kalan elleri yüzüne düşmüş, birden seslice ağlamaya başlamıştı. Aaron daha neler olduğunu anlayamadan ise annesiyle babası doluşmuştu odaya.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen?! Bir şey mi yaptın Daphne'ye?"
Babasının bağıra bağıra kendisine bir şeyler sorması adeta donup kalmasına sebep olmuştu. Annesine beklentiyle bakıp bir şeyler söylemesini bakışlarıyla anlatmaya çalıştığında annesi yine ona bir şey yapacağını düşünüp kucağındaki bebeği geri çekmişti. Halbuki istemeden olmuştu her şey.
"Ben bir şey yapmadım!"
Çaresizce inandırmaya çalıştı ailesini buna. Ama biliyordu inanmayacaklarını. Tüm bu olanları yaşamış olmayı istemiyordu. Hayatı bir günde değişmişti ve o buna hazır değildi.
"Çık git buradan, Aaron. Bunu daha sonra konuşacağız!"
Babasının sinirle ona bağırmasını sindirmeye çalışırken koşarak ayrıldı oradan. O bebeği kabullenebileceğini düşünmüştü. Belki üvey de olsa bir kardeşinin olması onu iyi hissettirecekti. Ama yaşanılanlardan sonra hayatını iğrenç bir hâle getirdiği için o bebeğe sadece nefret besleyecekti.
Bunun tek sorumlusuysa ailesiydi. Farkında olmadan Aaron'ın unutamayacağı darbeler almasına sebep olurlarken aynı zamanda da her şeyden habersiz suçsuz bir kızın hayatını karartacaklardı...
🗝
tam doğum günümde benim için yeri apayrı olan bu kitaba 2.kez başlama kararı aldım.
40K'lık olan eski kitabım sebebini bilmediğim bir şekilde silindi :( ben de tekrardan yazıyorum çünkü tekrardan yazmazsam kalıp gidecek, güzelim kurgu heba olacak gibime geliyor. kurguda değişiklikler illa ki olacak çünkü 2 yıl önce yazdığım bu kitabı tamamen nasıl hatırlayacağım hiçbir fikrim yok. ama bu kitabımın eskisinden daha güzel olacağını tahmin edebiliyorum. gerek psikolojik tarafıyla gerekse acılarla duyguyu daha iyi bir şekilde yansıtacağımı düşünüyorum. kurguyu bilmesine rağmen destek amaçlı okuyan okuyucularıma şimdiden teşekkür ederim, eskisine başlamayıp şu an başlama kararı alan okuyucularım da aramıza hoşgeldiniz, umarım kitabımdan keyif alırsınız💖
biraz uzun bir başlangıç oldu. aklınızda kalan kitap hakkında ya da gidişat hakkında merak ettiğiniz şeyler olursa sormaktan çekinmeyin lütfen.
sizi seviyorum.
@mysaddnestear
ŞİMDİ OKUDUĞUN
man & monster
ChickLit[kısa süreliğine askıda] O bebeği kabullenebileceğini düşünmüştü. Belki üvey de olsa bir kardeşinin olması onu iyi hissettirecekti. Ama yaşanılanlardan sonra hayatını iğrenç bir hâle getirdiği için o bebeğe sadece nefret besleyecekti. Bunun tek soru...