2. Final - Bölüm 2

129 9 12
                                    

UYARI!!!
Tesadüfen geldiysen,

+18
AŞIRI CİNSELLİK!
EŞCİNSEL İLİŞKİ!
ŞİDDET!
OLUMSUZ ÖRNEK!
İçerebilir

Otel odasında gözlerimi açtığımda kapı çalıyordu. "Housekeeping" diye seslenen kadınla birlikte saate baktım. Cidden öğlene kadar uyuduğuma inanamıyordum. "Temizlik istemiyorum!" diye bağırdım ve kadın bir şeyler söyleyip gitti. Telefonumda Luhan'dan sayısız arama ve mesaj vardı. Kris ise bir tane mesaj göndermişti. "Seni uyandırmak istemedim. İstediğin kadar burada kalabilirsin ve konuşmak istediğinde beni arayabilirsin. Şimdilik biraz yalnız kalmak istediğini anlıyorum. Seni seviyorum..." mesajı okuyup gözlerimi kapattım ve derin derin nefes aldım. Tüm dengemi bozuyordu.

Duş aldıktan sonra giyecek bir kıyafetimin olmaması gerçeği ile panik atak geçirmek üzereydim. Üzerimde bornozla odanın ortasında kalmıştım. Telefonu elime aldım ve ağlayarak mesaj yazmaya başladım.

"Kris, Kyungsoo'nun numarasını gönderebilir misin?"

Geçen bir kaç dakika sonrasında cevap geldi.

"Bir şey mi oldu? Müsaitsen aramak istiyorum."

"Müsaitim" yazdım ve gönderdim. Anında çalan telefonumu hoparlöre aldım ve karşıdan gelen endişeli sesi dinledim.

"Sehun? İyi misin ne oldu?"

Burnumu çekiyordum.

"Hey! Beni endişelendiriyorsun. Hemen oraya geleceğim!"

"Duş aldım!" diye bağırmamı muhtemelen o da beklemiyordu. Şaşkınca bir ses çıkarttı. Bir şey söyleyemedi.
"Bir şey olmadı" dedim burnumu çekerek. "Duş aldım temiz gi-giysim yok! Şarjım bitiyor kablom yanımda değil. Bornozla odaya sıkışıp kaldım" dedim ve ağlamaya devam ettim. Sesim kısılmıştı.
"Acıktım..."

Karşı taraftan "ohh" dedi. "Yemin ederim elim ayağım titredi sana bir şey oldu sandım!"

"Kyungsoo'ya ondan eşyalarımı alabilir mi diye soracaktım" dedim.

"Özür dilerim ben düşünemedim..."

Hala benden özür dilemesi sinirimi bozuyordu. Kalbimdeki ağrı artıyordu.

"Ben hallederim. Sen merak etme; ağlama artık. Gelmemi istersen gelirim de"

"Teşekkürler, gelmene gerek yok" dedim ve telefonu kapattım. Bir de buraya gelmesi artık kaldıramayacağım bir mahçupluk duygusuna itekleyecekti beni...

Yarım saat sonra kapım tıklatılmış, bir kaç karton çantayla servis arabası kapının önüne gelmişti. Önümdeki genç çocuk eğildi ve "Oh Sehun" için dedi. Başımı salladım ve arabayı nazikçe odaya itip, akşamdan kalan servis arabasını da çekerek çıkarttı. Karton çantaları uzattı "bunları da Bay Wu gönderdi" dedi. "Hepsi Oh Sehun için!" teşekkür ettim ve garip Oh Sehun için vurgusuna bir anlam veremedim. Gidişiyle birlikte odanın kapısını kapattım. Elimdeki çantalara baktım. O aptaldan yeni giysiler istememiştim! Neden böyle yapıyordu? Gözlerim dolarken poşetlere baktım.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin