Bölüm - 28

533 29 22
                                    

27. Bölümden
...
Uzunca zamandır cebimde olan ve çamaşırlarımı yıkayana kadar varlığını unuttuğum zarfı elime aldım ve salladım.

"O gün... Kris'e bunu almak için gitmiştim. İçinde Chanyeol'ün adresinin olduğunu söyledi!"

Baekhyun hızla yataktan kalkıp yanıma gelirken Luhan heyecanlı bir şekilde yatakta biraz daha doğrulmuştu. Kısa olan ise gergin gözüküyordu. İsteksiz, sinirli ya da üzgün... Onu çözmek şu an yapabildiğim bir şey değildi. Kirli, buruşuk ve yıpranmış zarfı Baekhyun'a uzattım. İlk defa bana daha farklı bakıyordu. Zarfı açarken ellerinin titrediğine yemin edebilirdim. İçinden küçük bir kartvizit çıkarttığında yutkunma sesi tüm odada yankılanmıştı. Baekhyun gözlerini kıstı ve dudağını dişlerken kartın üzerini okudu. Gözlerinin dolduğunu görmemek imkansızdı. Yavaşça Luhan'a doğru döndü.

"Chanyeol... Kuzey Koredeymiş..."

BÖLÜM - 28

Yazar: Ningyoo

Baekhyun küçük bir kıkırdamayla birlikte Luhan'ın yatağına doğru yürüdü. Hem gülüyor, hem de gözyaşlarını siliyordu. Ukala ve şımarık bir tip olduğu için onu pek sevmiyordum ama Chanyeol'u bu kadar seviyor olması içimi burkuyordu. Ayrıca o aptal Park Chanyeol orada kesin başını belaya sokmuştu! Kore'de herhangi bir yerde olmak varken neden Kuzey Kore'ye gitmişti?

Baekhyun küçük bir tavşan gibi yatağa tırmandı. Ellerini küçük yumruklar haline getirip çenesinin altına koydu ve Luhan'a gözlerinden yıldızlar fışkırarak baktı. Luhanda ona gülümsüyordu. Yüzündeki solgun renk yavaş yavaş siliniyordu.

"Luhan, onu bulduk!!!"

Baek küçük bir çığlık attı ve Luhan'ın koluna sarıldı.

"Onu bulduk! Onu bulduk!!"

Yataktan hızla kalktı ve koşarak yanıma geldi. Üzerime atlaması tam bir şok vakası olmuştu! Sıkıca koluma tutundu ve eksenimiz etrafında dönerken beni de kendisiyle birlikte çevirmeye başladı. Mekanik bir şekilde hareket ediyordum. Çok aptalca gelmişti yaptığı şey ama arkadaşım Chanyeol'ü düşününce ben de mutlu oldum ve ona ayak uydurdum. Sonunda durduğunda nefes nefes kalmıştık. Başını koluma yasladı ve "teşekkürler" dedi. "Sonsuz teşekkürler!"
Bu çocuğun hiç normal bir tarafı yoktu. Uçarı bir tipti. Mutluluğu ya da üzüntüyü uç noktalarda yaşıyordu. Benim şapşal arkadaşımla tam olarak nasıl anlaşıyordu anlamıyordum. Aslında düşününce o şapşalı ancak Baek dizginlerdi, Baek'i de ancak bizim saftirik severdi. Tencere kapak olduklarına gönülden inanınca Chanyeol'ü bulmak konusunda hevesim artmıştı.

Hala adını bilmediğim büyük gözlü çocuk konuştu.

"Sadece Kuzey Kore'de olduğunu öğrendik. Onunla nasıl iletişime geçeceğiz?"

Baekhyun gözlemlediğim kadarıyla böyle durumlarda Luhan'ın gözlerine bakar ve yardım dilenirdi. Luhan düşünceli gözlerle bakarken Baekhyun bana döndü ve hızla yanıma geldi?! Bunu yapmasını beklemiyordum ama kendisini önümde yere atıp ayak bileklerimi tuttu!

"Yalvarırım Sehun-ah! Yalvarırım! Kris'le bir kez daha görüşemez misin???"

Önümde diz çöken bedene baktım. Şaşkınlık içerisindeydim. Luhan'la göz göze geldik o da şaşkın şaşkın bakıyordu. Adını bilmediğim koca göz ise tiksinir bir ifade içerisindeydi. Eğildim ve onu kollarından tuttum.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin