Bölüm - 24

2.4K 139 31
                                    

23. Bölümden

...
Kris masasının üzerinde duran Luhan'ın fotoğrafını onun yüzüne yaklaştırdı.

"Onu hatırlıyorsun değil mi?"

"Diğeri başını salladı."

"Ölü ya da diri, onu bana getir...

Yixing!

BÖLÜM - 24

Yazar: Ningyoo

Yixing onaylamaz gözlerle Kris'e bakıyordu. Bunu Luhan'a yapabilir miydi? Şu an Kris'in yanında olmak ne kadar zavallı hissettiriyorsa, buna adi bir sıfat daha eklemek istiyor muydu?

"Yixing?.."

Kris tekrarladığında Yixing başını salladı ve odadan çıkmak için yürümeye başladı.

"Bekle..."

Yixing olduğu yere yapışmış gibi durdu. Kris bir kaç büyük adımla aradaki mesafeyi kapattı ve yanına geldi. Yixing'in asla karşı koyamadığı gülümseyişi ile onun gamzeli yanağını okşadı.

"Sana güveniyorum Xing..."

Yixing ısınan yanaklarıyla birlikte başını salladı. Ona hayır diyemiyordu.

***

Sehun Luhan'ın koluna girdi ve birlikte Luhan'ın yatak odasına çıktılar. Sehun ona kırılacak bir eşya gibi özenle dokunuyor, yorulmaması için elinden geleni yapıyordu. Sehun onu yatağa yaklaştırdığında Luhan bembeyaz yorganın üzerine oturmak istemedi. Dert ettiği şey üzerindeki pislik değil, bu giysilere sinen ölüm kokusuydu. Sehun söz konusu olmasa, Luhan asla kimseye zarar vermezdi. Hayatı boyunca aşık olduğu tek kişiyi korumak zorundaydı. Sehun yatağa oturmak istemeyen Luhan'ın üzerine göz gezdirdi. Hastaneye gitmeden önce t-shirtünü değiştirmiş, gömlek giydirmişti ama pantolonunu değiştirmemişlerdi. Evde geçen bir boğuşmada pantalon nasıl bu kadar kirlenmişti? Sehun bu sefer sessiz kalmayı tercih ediyordu. Luhan'a dinlenmesi için zaman tanıması gerekiyordu. Kendi odasında yabancı gibi ayakta duran bedene yaklaştı ve onu odanın içinde bulunan banyoya doğru sürükledi. Banyoya çekiştirilen ve kirli giysileri tek tek çıkartılan yaralı beden gülümsedi. Yorgun, acı dolu, vicdan azabı ve pişmanlık içeriyordu bu gülümseme. Sehun bunları göremiyor olsa bile onun gördüğü tamamen aşk ve samimiyet içeren bir gülümsemeydi...

Sehun Luhan'ın bedenindeki yaralara baktı. Vücudunun büyük kısmı morarmıştı. En can acıtıcı olanı kesinlikle boynundaki morluk ve şu an büyük bir bandajla kapatılmış olan kesikti. Luhan, Sehun'un çıkartmaya cesaret edemediği boxerını çıkarttı ve arkasını dönüp soğuk küvete aldırmadan oturdu. Sehun yavaşça küvete girdi ve Luhan'ın arkasına oturdu. Luhan'ın tepesinde topladığı küçük topuzu açarken konuştu.

"Yarana su değdirmememiz gerekiyor..."

Luhan başını Sehun'un göğsüne yasladı ve beline dolanan ellerin üstüne ellerini koyup tuttu.

"Sadece saçlarımı yıkayamaz mısın Sehun?"

Sehun başını salladı ve Luhan'ın bunu hissettiğini düşündü. Akan soğuk su yavaş yavaş ılımaya başladığında ikiside ürpermişti. Luhan küvette biraz daha aşağıya kaydı ve Sehun'un saçlarını yıkamasını kolaylaştırdı. Sırayla saçlarını, kollarını, sırtını ve bacaklarını yıkadı. Yaraya su gelmemesine dikkat ederek yıkama işlemini bitirdi. Luhan küvetten akıp giden kirli su ile üzerindeki ölüm kokusunun da gitmiş olmasını diledi. Sehun duvardaki havluluktan bornozu aldı ve Luhan'ı giydirdi. Luhan ıslak kalan Sehun için bornozunun önünü açtığında Sehun dikkatlice oraya yerleştirdi ve Luhan'a sarıldı. Onun ne kadar büyük bir çöküntü içinde olduğunu Sehun tahmin bile edemezdi. Ondan ayrıldı bornozunu kapattı ve kendisi içinde bir havlu alıp onu banyodan çıkarttı. Odaya geri döndüklerinde Luhan bornozun üzerinden düşmesine izin verdi ve çıplaklığına aldırmadan yatağa uzandı. Sehun da onun diğer tarafına uzandı ve yorganı üzerlerine çekti. Bacaklarını kendisine çekmiş, ufalmış Luhan'ın arkasından ona sarıldı. Sehun sıcak, Luhan soğuktu. Sehun sıcak dudaklarını Luhan'ın soğuk omzuna ve boyun girintisine bastırdı. Öpücüklerinin ona iyi gelmesini, sakinleştirmesini istiyordu. İkiside yavaş yavaş gözlerini kapatırken huzurlu bir atmosfer etraflarını sarıyordu...

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin