Bölüm - 29

372 19 4
                                    

BÖLÜM 29
Yazar: Ningyoo

Luhan boynundaki havlusuyla koltuğa oturmuş omuzlarına dökülen uzun saçlarını kuruluyordu. Sehun da Luhan'ın önüne yere oturdu ve Luhan'ın onu kurulamasını bekledi. Ne kadar süre önceydi? Luhan'ın yanına kalmaya geldiği ilk gün bu koltukta Luhan'ın üzerine düşmüştü ve tahrik olmuştu. Sonrasında da içip içip o geceyi hatırlamayacak kadar sarhoş olmuştu. Şu an geldikleri nokta tarif edilemez bir yerdeydi. Luhan saçlarını kurulama işini bıraktı ve önünde hayranlıkla ona bakan Sehun'a yöneldi. Omuzlarındaki havluyu aldı ve Sehun'un koyu kahve saçlarını kurulamaya başladı. Sehun gözlerini kapattı ve saçlarıyla oynanıyor olmanın verdiği mayışma hissiyle anın tadını çıkarttı.

"Ah~~~ Biraz daha buna maruz kalırsam fazla aşktan kusacağım" dedi Soo. Yüzünü iğrenir bir ifadeye sokmuş, her an kusacakmış gibi eliyle de ağzını kapatmıştı.

Luhan gülümseyerek ona baktı.

Baekhyun ise sinsice arkasından yaklaştı ve kafasına bir şaplak attı. Kyungsoo büyük bir gürültüyle ona doğru döndü. Bakışı gerçekten karanlık ve korkunçtu.

"Seni.geberteceğim.ufaklık!" dedi. Sanki kendisi 1.90 boyunda 80 kg birisiymiş gibi konuşmuştu. Ama hiçte hafife alınacak tarafı yoktu. Kyungsoo tam bir cep Herkül'üydü!!!

"Senden daha karanlık ve psiko olabilirim" dedi Baekhyun. Yüz ifadesi korkunç bebek Chucky gibi bakıyordu ve aman Allahım! İkisi de birbirinden manyak duruyordu!!!

Sehun dehşete kapılarak onlara bakarken Luhan durumu farketti ve elindeki havluyu psikopat ikiliye fırlattı.

"İkinizinde hala oyuncak ayıyla uyuduğunu bilmesem inanacağım" dedi ve kahkaha patlattı. İkili pis pis bakmaya devam ederken Luhan bir katilden beklenmeyecek narinlikteki parmaklarını -haklı sebepleri olsa da gerçek buydu- Sehun'un saçlarına daldırdı ve küçük küçük masaj yapmaya başladı. Sehun ilgisini yeniden Luhan'a verirken gülümsedi. Pencereden gelen güneş ışığı Luhan'ın sarı saçlarını göz alıcı bir hale getiriyordu. Tutam tutam kuruyan saçlarını başının üstünde topuz yapmasını Sehun heyecanla bekliyordu. İkili aşık gözlerle birbirine bakarken Baekhyun öksürerek bu anı bozdu.

"Öhöm... Luhan... Chanyeol için ne yapacağız?"

Luhan tekrar sıkıntılı bir ifadeye bürünürken düşünüyordu. Aşkını, kardeşini, mutlu olmayı, bu durumun içinden çıkmayı...

"Sevgilin sürekli başımıza bela oluyor" dedi Kyungsoo. Baekhyun anlamayarak ona baktı. Kyungsoo'nun Kai ile ayrılmasının tüm faturasını Luhan ve kendisine kestiğini bilmiyordu. Ayaklarına takılan taş, sürekli işlerin ters gitmesinden sorumlu olan kişi olduğundan haberleri yoktu. Kyungsoo tamamen siyah kıyafetleriyle tezat oluşturan beyaz koltuğa kendisini bıraktı ve sağ ayağını sol dizinin üzerine koydu. Çok havalı gözüktüğü su götürmez bir gerçekti. Chanyeol'ü buradan göndermek zor olmamıştı. Şimdi yeniden gelmesi için kafa patlatıyor olmak can sıkıcıydı. Ayrıca o geri dönerse Kyungsoo ortalıkta gözükemeyecekti. Ama düşmanını yakınında tutmak da gerekliydi. Sıkıntıyla nefes aldı.

"Sevgilin Kuzey Korede üzerinde nükleer silah testi mi yaptırıyormuş?" diye devam etti ve güldü. Baekhyun koltuktaki yeşil yastığı aldı ve Kyungsoo'nun kafasına fırlattı.

"Biraz da kendi sevgilin ile ilgili bir şeyler yapsan? Aylardır cafe ile tek başına ilgileniyor!"

Kyungsoo ayağını indirdi ve yastığı koltuğa fırlatıp odadan çıktı. Kısa bir süre sonra dış kapının kapanış sesi tüm evi doldurmuştu. Kyungsoo'nun zaafı Kai'ydi. Konusu geçtiğinde ortalıktan yok olmakta üzerine yoktu. Baekhyun bıkkınlıkla koltuğa bıraktı kendini. Luhan yüzünü biraz daha Sehun'a yaklaştırdı.

RehinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin