Merhaba.
Patronum benden bir kağıda otobiyografik bir şey yazmamı istiyor. Peki bu lanet olası şeyi yapmak istiyor muyum? Hayır. Bence zaman kaybından başka hiçbir şey değil. Ama nedense büyük abi buna çok önem veriyor.
Neyse. Bazı şeyler kaçınılmazsa zevk almaya çalışmak en iyisi.
Adım James William Arcstein. Ama adımla hitap eden yok, o yüzden herkesin bana Arc demesini yazmamda bir sakınca görmüyorum.
Eskiden doktordum. Gerçi hala öyleyim ama yaptığım işin insanları iyileştirmekle alakası yok. Hipokrat mezarında ters dönmüştür, en azından tezim böyle. Hayır, artık işim insanları iyileştirmek değil.
İyileştirmek.
Evet, yaptığım şey bu. Ama önce ufak bir tarih dersi.
Nükleer savaştan sonra düzen tamamen çöktü ve geriye kalan bir avuç insan da ölümüne bir ölüm kalım savaşı vermeye başladı. (Evet espri.) Şu anda çalıştığım örgütün amacı da geriye kalan bu insanlardan cesur yeni dünya şartlarına uygun bir ırk yaratmak.
Evet yaptığımız iş çok yanlış. Bir cellata yaptığı işin yanlış olduğunu söyleyebilirsin, ki o da bunun farkındadır. Ama sadece emirleri uyguluyordur ve bu da onun öldürmekten zevk almasını engellemez.
Neyse iyileştirmek diyorduk. Özetle şu an yaptığımız iş dışarıdan hayatta kalan insanları toparlayıp laboratuvar şartlarında sıfırdan neslini devam ettirebilecek bir tür yaratmak.
3 farklı yöntem denendi şu ana kadar. Benim işim hayatım olduğu için bunu da yazabilirim, değil mi patron?
İlki tam bir fiyaskoydu. Hayvan çaprazlama. İyi sonuçları olmadı da değil ama genel hatlarıyla büyük başarısızlıklardan biri.
Olayın özeti şu, hayvan genleri ile insan genlerini birleştirerek sıfırdan yeni embriyolar oluşturup yaşaması için parmaklarınızı çapraz yapmak. 7 farklı tür hallettik şu ana kadar. Kurtlar, kediler, sürüngenler (2 tane, yılanla kertenkele), centaurlar, araknidler ve insektoidler. Gerisi de yaşamadı zaten.
Playing the god. Biraz mitolojiye de kaçıldı zaten. Şu an bu türlerden sadece kurtlar ve kediler hayatta ve bazıları şu anda çalışma arkadaşım. Komik. Diğerlerini kaldırmak için de geçerli sebeplerimiz vardı. Sürüngenler ve centaurların bakımı zordu. Araknid ve insektoidler de insan yiyordu. Yine de hepsinin genlerinden birer örneği buzluğa attık.
İkincisi konseptte bile gayet saçma ve komik bir fikirdi ama en çok faydayı da bundan gördük. Robotik bilgiden faydalanarak sentetik bir ırk üretmek. Cyborglar.
Bunu uzatmayacağım. Sentetik ırk diye birşey üretemedik ama çok güzel biyonik zırhlar, protezler, sinir jackları ve silahlar ürettik.
Üçüncüsü de şu an üzerinde çalıştığımız. Evrim.
Forced evolution. Tam terim bu. Vücuda çeşitli etkenler verilerek kendi biçmini bulmasına çalışmak. Etkenden kastım da çeşitli büyüme ajanları ve radyasyon, hatta bazen elektrik. Ne olduğu veya olacağı hakkında kesin bir bilgi yok, beraber göreceğiz.
Hayatımı anlatmam gerekiyordu. 2 satır birşey yazayım da sonra azar yemeyelim.
Adım James William Arcstein. 1999'da doğdum. Liseyi 7 yaşında, tıp fakültesini 11 yaşında bitirdim. Psikoloji, genel cerrahi, endokrinoloji ve kardiyovasküler cerrahi üzerine uzmanlıklarım var. 19 yaşında E.D.E.N. denilen bir örgütün teklifiyle vücudumun dondurulmasını ve istenildiği zaman tekrar hayata döndürülmesini kabul ettim. 2217 yılında tekrar hayata döndürüldüm. Vücuduma yapılan çeşitli modifikasyonlar sonucu normalden çok daha yavaş yaşlanıyorum ve artırılmış hislere sahibim. Şu an eski dünyada geçirdiğim zamanı saymazsak 182 yaşındayım ve hala 20 yaşında görünüyorum. Yıllar yaradı misali espiriler yapılabilir.
Böyleyken böyle.
-Teknomedikal Mühendis Prof. Dr. James W. Arcstein.
-21 Nisan 2399
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proje E.D.E.N. [Son]
Science FictionGelecek. Heh, eskiden gelecekle ilgili ütopik fanteziler kurardım; barış, dostluk, kardeşlik... Şu an bu tarz iyimser zırvalar çok saçma geliyor. 2200 yılında gayet gerilmiş olan diplomatik ilişkiler bir anda koptu. Nükleer savaş. İnsanlığın yüzde...