-Arc-
Ofise girdiğimde Peters'ı koltuğumda otururken buldum.
"Claire, ofisimde bulduğum dışkılar hakkında ne demiştim?"
"..."
Cevap vermedi. Tahmin edilebilir. Onun yerinde ben olsam ben de benim gibi bir pisliğin saçma sapan sorularına cevap vermezdim.
Peters göbeğini titreterek konuştu.
"Claire, tatlım. Bizi Bay Arcstein ile birkaç dakika yalnız bırakabilir misin?"
"Emredersiniz, efendim."
Kızın çıkmasıyla adamının suratındaki yumuşak ifadenin düşmesi bir oldu.
"Arc, sen ne halt yediğini zannediyorsun?"
"Neden bahsettiğini anlamadım Peters. Dediğini harfiyen uyguladım "
"Ne demek istediğimi gayet iyi anladın James." Derin bir iç geçirdi. "Bir sefer de kurallara uygun oynasan olmaz mı? O kameranın kablosunu neden çıkarttın?"
"Hastanın duygusal dengesi iflas etmişti, Darrel. Düzeltmek için konuşmaya çalıştım. Prosedürleri sen de biliyorsun. Eğer kabloyu çıkartmasaydım şu an ikimiz de kapıdışıydık."
"Tamam, bu sefer sana inanacağım. Ama şunu bil ki seni sonsuza kadar koruyamam, James."
Yüzüne o az önceki ifade geri döndü. "Yarım saat sonra 18960 numaralı kapsül çözülmeye başlayacak. Dosya burada." Dolma gibi parmaklarıyla ince bir dosya uzattı. Aldım. "Yerinde olsam yavaş kriyoterapi kanadına doğru yol alırdım."
Başımla onayladım.
"Sonra görüşürüz, Peters."
Peters'ın o koca kıçını sandalyemle yalnız bırakarak odadan çıktım. Kapıda gayet endişeli bir şekilde bekleyen Claire sanki patlayacakmış gibi görünüyordu.
"Ne oldu baba?"
"Hiçbirşey. Peters'ın klasik evhamları." Başını okşadım. Gülümsedi. "Benimle gelsene, elimdeki dosyayı okuyacak birine ihtiyacım var."
Uzattığım dosyayı gülümseyerek aldı.
---
Kapsülün yanına yaklaşık bir saat sonra varabildik. Hiç de acele etmemiştim. Yolda Claire'a dosyayı iki defa okuttum, bir bardak kahve aldım ve üç defa lavaboya uğradım. İhtiyaçtan değil. Bir kriyoterapi tankının yüzde yüz çözünmesi için başlama anından itibaren 44 dakika gerekiyordu.
Tankın kenarında bulunan küçük monitöre baktım. Daha 6 dakika vardı.
Elimi uzattım ve kızın ince parmaklarının uzattığı dosyayı bir daha incelemek için açtım.
Jessica Sanders. 22 yaşında. Yeraltında kiralık katil olarak çalışmış.
Haddinden fazla dövüş sanatında siyah kuşak veya dengi sertifikası var. 2018 doğumlu. 2040'ta mühürlenmiş. Çeşitli arızalar ve komplikasyonlar sonucu çözülmesi 2319'dan 80 yıl sonraya ertelenmiş.
Kapsülden gelen bip sesiyle kağıttan kafamı kaldırdım. Kapının kolunun yanında bulunan numerik klavyeye birkaç kod yazdıktan sonra kapıyı yavaşça açtım.
"Jessica Sanders?"
"Evet?"
"Günaydın."
Dışarı çıkan kadına gülümsedim. Güzel sayılabilirdi ama tipim değildi. 10 üzerinden 7.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proje E.D.E.N. [Son]
Science FictionGelecek. Heh, eskiden gelecekle ilgili ütopik fanteziler kurardım; barış, dostluk, kardeşlik... Şu an bu tarz iyimser zırvalar çok saçma geliyor. 2200 yılında gayet gerilmiş olan diplomatik ilişkiler bir anda koptu. Nükleer savaş. İnsanlığın yüzde...