-İtalyan-
Oturduğum yerden etrafa bakındım.
Doktor aradığından sonra birkaç saat geçmişti. Edward'la anası koyun koyuna horluyorlardı. Hope adamla anasını yatırdıktan sonra ortadan kaybolmuştu.
Diğerleri de daha yorganlarını kaldırmaya tenezzül etmemişlerdi.
Benim de uykum olsa yatmayı denerdim ama yoktu. Hem uyumayı da sevmem zaten.
Sarı iti öldürürcesine sıkan Noire'a baktım. Garipti. Ya fazla saf ya da fazla dengesiz. Gerçi birinci daha makul gibi. Ah bir de konuşsa.
"Hey Sanders."
Yattığı yerden gayet de dinç cevap verdi. "Efendim?"
"Sıkıldım."
"Ben de. Doktor nerede?"
"Bilmiyorum. Ortalarda yok. Gecenin yarısında Claire'ın telefonundan arayıp işi olduğunu söyledi. Bi de bugün boş olduğumuzu. Bi de Edward'ı alıp getirmemi."
"Edward nerede?"
"Odasında. Anasıyla beraber uyuyor."
Doğruldu. "Rahatsız etmeyelim o zaman."
Cevap vermedim. İsterse kafalarına dahi sıkabilirdi. Gerçi pek umrumda olmazdı.
"Hope?"
"Eşşek kadar kız. Bekçisi miyim?"
Claire'a döndü. "Tatlım telefonun nerde?"
Konuştuktan sonra geri kızın cebine koymuştum. Tembel bir hareketle telefonu uzattı.
-Arc-
"Beyin hasarı?"
"Yüzde altı. Stabil."
"Öyle kalmasını sağla Vicky."
Masaya doğru yöneldim. Beyin ele geçirme operasyonu. Tam anlamıyla değil tabi. İçindekileri öğrenmek için. Hard disk mantığı. Anladınız.
Bilgisayardan çıkan özel aparatı omuriliğe bağlamaya başladım. Ceset çok iyi korunduğundan beyni hayata döndürmek işten bile değildi. Tabi kısmen. Zombi yapacak değiliz herhalde.
"Yüzde sekiz. Dikkatli olsana biraz."
"Pardon." Yanlış sinir ucu. Olur öyle arada.
"Neyse devam et. Stabil."
Devam ettim. Çok zor bir iş değil, tabi adınız J. W. Arcstein ise.
Son siniri de bağladım. "Tamamdır. Durum?"
"Yüzde dokuz. Stabil."
"Tamam. Şahdamarından veriyoruz. İzole et."
"Pekala."
Gayet kısa bir sürede işini bitirdi. "Tamam vücut izole. Elektrolit solüsyonu veriyorum."
Bilgisayarın başına geçtim. "Ver."
Mavi şeffaf sıvının vücuda girmesiyle bilgisayarın ekranı parladı.
"Durum?"
"On. Stabil."
Bilgisayara döndüm. Beyin çorbaya dönmeden yaklaşık otuz dakikam vardı. Kodlamaya başladım.
"ARC NE YAPIYORSUN!?"
Başımı bilgisayardan kaldırmadan sordum. "Niye? Ne oldu?"
"Beyin çöküyor. Yirmi sekiz."
Son hız yazmaya devam ettim. Belki bir umut birşeyler kurtarabilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proje E.D.E.N. [Son]
Science FictionGelecek. Heh, eskiden gelecekle ilgili ütopik fanteziler kurardım; barış, dostluk, kardeşlik... Şu an bu tarz iyimser zırvalar çok saçma geliyor. 2200 yılında gayet gerilmiş olan diplomatik ilişkiler bir anda koptu. Nükleer savaş. İnsanlığın yüzde...