Bölüm 16: Umut

452 83 7
                                    

Nehiryeli ile ilgili aldığım felaket niteliğindeki haberin ardından, hiç vakit kaybetmeden odama çıkmıştım. Arkadaşlarımı, bir tatsızlık ve şaşkınlık hissi içinde mutfak masasında yalnız bırakmıştım. 

"Gitmemiz gerek, Keta" dedim ayaklarımın altında dolan hayvana, az sayıda eşyamı heybeme tıkarken.

Kendi kendimi de ikna etmeye çalışıyordum. Oraya vardığımda ne yapacağımı bilmiyordum ama ölüm kalım savaşı verecek olan kendi insanlarımı kaderine terk edemeyeceğimden emindim.


Gerekirse yürüyerek dahi yola çıkmaya kararlıydım. Uyumuş ve yeterince dinlenmiştim. Bir gece daha kaybetmem için hiç bir sebep yoktu. Arkadaşlarımla vedalaşmak üzere merdivenlerden indiğimde, hepsini salonda beni beklerken bulmuştum.

"Marver, biraz konuşalım" diyen kişi Mila idi.

"Bay Mila, biran önce yola çıkmam gerekiyor" dedim kararlılık ile.

"Yalnızca bir kaç dakika" diye ısrar etti adam.

Gönülsüzce başımı sallayarak, adamın liderliğinde toplantı odasına gittim. Diğerlerinin aksine oturmamış, ayakta bekliyordum.

"Tam olarak planın nedir" diye soran Tulga oldu.

"Bir planım yok, Tulga" dedim dürüstçe. "...ama o insanları bekleyen sonu biliyorsun. Buna seyirci kalamam"

"Senden bunu beklemiyorum ama eğer bu işi doğru dürüst planlamazsan, kasabalıların sonunu değil, sadece kim tarafından katledildiklerini değiştirirsin" diye bildirdi adam son derece gerçekçi ve doğrudan bir şekilde.


Tulga 'nın haklı olduğunu biliyordum. Kontrolümü kaybettiğim anda, dost, düşman ayırmadan sadece ölüm kusmaya başlayacaktım. Lanet olsundu böyle işe! Ejderha her an kontrolü almak için hazırda bekleyen, arsız bir katildi. Tulga 'nın yorumuna bozulduğumda bile, korum titreşerek varlığını hissettirmişti.

"Biliyorum" dedim derin bir nefes alarak. 

"Üstelik seni yalnız göndereceğimi düşünmüyorsun, umarım. Bu işte birlikteyiz" dedi Tulga.

"Biz de geleceğiz" diye bildirdi Remve, elini çırağının omzuna atarak.

Kulaklarıma inanamıştım. Tulga 'nın böyle bir duruma kendini atmasını anlayabilirdim, fakat Remve 'nin kararı bir çılgınlıktı.

"Karşıma alacağım düşman, bizzat kraliyetin kendisi, Remve" dedim. "Siz birer korucusunuz. Eğer çok şanslıysanız, en iyi ihtimalle mesleğinizden olursunuz"

"Eh... Sen zaten oldun. Çok bir şey kaybetmiş gibi durmuyorsun. Bu kavgada, doğru tarafta yumruk sallamaya başlamamızın zamanı geldi. On-ikiler bize sonrası için yol gösterecektir" dedi kararlılıkla.

Gözlerime bakan Dolan da başını keskin bir ifade ile salladı.

"...ve bu yaşlı adamı da unutmayın. Kılıcım daha pas tutmadı" diye konuşan kişi Bay Mila 'nın kendisiydi.

"Bay Mila-" diye itiraz edecekken, adam elini kaldırarak beni susturdu.

"Emeklilik zamanım geldi de, geçiyor. Köylerden, kasabalardan tek tek toplanan kölelere, vergisini ödeyemeyenlerin yağmalanan evlerine, öldürülen sıradan insanların görüntüsüne fazla bile katlandım" diye son kararını bildirdi. "...yine de Tulga haklı. Bir plana ihtiyacımız var. Öncelikle alt kattaki misafirimizi ne yapacağız?"


Yerdümen korucu birliği resmi olarak kapanıp, isyana katılıyordu. Bu şerefli ve onurlu insanlara dostum diyebildiğim için göğsüm gururla dolmuştu. Ustamın da burada olup, yaşlı Bay Mila 'nın hayata karşı dimdik duruşunu görmesini isterdim. Yaşlı korucu haklıydı üstelik, rahip bir anda aklımdan çıkıp gitmişti. Fazla aceleci davranıyordum. Bu yarardan çok, zarar getirebilirdi.

EJDER RUH 2. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin