Bivan, kör çelikten eğitim kılıcıyla, bir saldırıya hazır olarak karşımda tutuyordu. Daha önceki derslerde, çocuğun hareketlerini göz ucuyla takip etmiştim. Övünmekten pek hoşlandığı gibi, kendi ailesi de birer Drognar olan çocuk, doğuştan bir asil olarak erken yaşlardan itibaren eğitim almış olmalıydı. Kılıç kullanmak da şüphesiz bu eğitimin bir parçasıydı . Tekniği, yalnızca uzun bir çalışma döneminin sağlayacağı derecede muntazamdı.
Okulun zorbasını küçümsemiyordum. İçimdeki koru kullanmadığımda, Bivan bana ciddi bir rakip olabilirdi. Uzun kolları ve atletik yapısı bana karşı bir avantaj oluşturuyordu. Bu avantajı sonuna kadar kullanmak üzere, derslerde anlatılan, sazlık hızarı denilen bir duruşu şekillendirmişti. Kavisli ve uzun hamleler ile ona yaklaşmama izin vermeyecekti.
"Hazır mısın, Dirastyalı" diye sordu gülümserken.
Cümlesi biter bitmez, gülümsemesi yüzünde solmuş ve uzun bir adımla aramızdaki mesafeyi kapatmıştı. Karnıma doğru savurduğu kısa kılıcından geri çekilerek uzaklaştım. İlk saldırısının açısını, bir bilek hareketi ile değiştiren çocuk, hemen peşine, kafama doğru bir tanesi ile devam etti. Son anda eğildim. Hızlıydı. Kullandığımız eğitim kılıcı kör olabilirdi ama o ağırlık ile kafamı patlatması işten bile değildi.
Peş peşe birbirini izleyen hareketler ile beni gerilemeye zorlamıştı. Henüz rakibimi tartıyordum. Gerçekten bir karşılık vermemiştim. Gözlem için ayırdığım zaman, çocuğa yeni bir şevk katmış gibiydi. Daha bir hırslı ve seri hamleler ile bedenimin her yerine saldırılar düzenliyordu. Yeterince izledikten sonra, sağ omzuma doğru gelen kılıç darbesini, kendi kılıcım ile engelledim. Bir anlık şaşkınlığını hemen toparlayan çocuk, kendi etrafında dönerek tam tersi açıdan yeni bir saldırı yöneltti. Ustam da bu tarz hamleler ile dövüşmeyi tercih ederdi. Sayısız defa, bu gibi durumlarda kendimi savunmayı öğrenmiştim.
Çocuğa doğru attığım bir adım ile, dönüşünün ortasında kılıcım ile ivmesini kestim. Tamamlayamadığı, ezberlenmiş saldırı yüzünden afallamıştı. Bedenim ile Bivan 'ın omzunu ittirip çocuğun dengesini bozdum. İki adım geriye yalpalayan çocuğun yüzü kızarmıştı. Asil, iyi eğitilmiş olabilirdi ama onun gibi birisinin gerçek bir kavgaya karıştığını düşünemiyordum bile. Gerçek bir kılıç dövüşü, asla kuralları olan bir müsabaka gibi olmazdı. Tek amacınız hayatta kalmak iken, her türden avantajı kendi lehinize kullanırdınız.
Diğer öğrenciler ve eğitmen çalışmayı bırakmış, tüm dikkatleri ile mücadelemizi izliyordu. Gözlerimi onlara çeviremiyordum ama buna ihtiyacım da yoktu. Ölüm sessizliğine sahip salon, yaşanan tek mücadelenin okul zorbası ile benim aramda olduğunu söylüyordu. Bivan, bu ilgiden memnun gibiydi. Zaferini herkesin görmesini istiyor olmalıydı.
Çocuk, duruşunu değiştirerek saklı engerek formunu aldı. Yine kol uzunluğunun ciddi bir avantaj sağladığı bir saldırı tekniğiydi. Bivan, sol eliyle de desteklediği, arkasına hız ve ağırlık koyduğu yatay saldırılar ile devam edecekti. Eğitmenin söylediğine göre, bu saldırı en çok ağır zırhlılara karşı etkili oluyordu.
Çocuk, sol ayağını öne atarak tam karşımda durdu. Bedeninin geriye doğru yaylanması ile, az sonra şekillenen saldırının geleceğini öngörebilmiştim. İki eliyle tuttuğu kılıcını, bir yılan çevikliğinde göğsüme doğru uzatıyordu. Bivan, henüz saldırısını başlatmadan, ayaklarımın açısını değiştirerek kendi bedenimi çevirmeye başlamıştım bile. Kılıcı göğsüme teğet geçerek, boşluğu yırttı. Duruşumu sağlamlaştırarak, açık vermiş olan çocuğa omuz attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER RUH 2. KİTAP
FantasyMarver kendini, Dirastya 'nın tamamına yayılan bir isyanın ortasında bulacaktır. Yerel halk saraydan hesap sorarken, Marver hem güçlerini kontrol etmenin bir yolunu bulmak, hem de kaderin ona çizdiği rolü oynamak zorunda kalacaktır. Savaşı, aşkı, ih...