Bölüm 4: İnatçı Adam

405 87 15
                                    


Dönüş yolunda, tuzaktan topladığım iri tavşanın ağırlığı beni hiç rahatsız etmiyordu. Heybemi keyifle taşıyordum. Keta 'ya güzel bir akşam yemeği ile sürpriz yapmak için sabırsızlanıyordum. Yeni bir enerji patlaması ile canlanan adımlarla dönüş yolunu hızla aldım. Oysa mağaraya vardığımda, hiç hesapta olmayan bir sürpriz ile karşılaşan ben oldum.

"Selam, Marver" dedi mağara girişinin önünde oturmuş adam.

"Sen..." diyebildim sadece.

"Bu kadar sevinmiş görünme" diye kinaye yaptı Tulga.

"Beni nasıl bul..." derken duraksadım. "Sessiz El rahipleri"

"Evet. Oldukça masraflı bir arayış oldu" dedi sakince gözlerime bakarak. "Marki kesenin ağzını sonuna kadar açtı"

"İyi ama neden? Yalnız kalmak istediğimi biliyorsun" dedim sıkkınca.

"Hadi içeri girip de sakince konuşalım" dedi doğrulan adam. "Önce sen... O pis kokulu tilki beni görmekten hiç memnun olmadı."

Keta 'nın da benimle aynı hisleri paylaştığını duymak hoşuma gitmişti.


Mağaraya girdiğimizde Keta ayaklanıp, Tulga 'ya doğru çenesini kapatarak, sinirli bir kahkaha sayılabilecek bir ses ile hoşnutsuzluk kustu. Gerçekten de adamdan hoşlanmamıştı. Enerjisinin bir parça geri geldiğini görmek güzeldi. Ben heybemi yere bırakıp, hayvanın yanına gittiğimde biraz sakinleşti. Tulga sessiz kalmayı tercih etmişti. Söyleyeceklerini tartıyor gibi bir havası vardı. Beklemeden ateş ile ilgilenip, avımı pişirmeye giriştim. Keta da ben de oldukça cılız görünüyor olmalıydık ki, yemeğin pişmesini beklerken Tulga ikimize de bir parça kuru et uzattı. Böyle bir teklifi reddedecek durumda değildik. 


"Tombul bir tane. İyi iş" diye takdir etti adam avımı.

"Eh.. Her gün bu kadar şanslı değilim" diyerek omuz silktim.

"Onu görebiliyorum" dedi adam vücudumu göz ucuyla süzdükten sonra.

"Neden buradasın, Tulga" diye sordum lafı dolandırmadan.

"Yalnız olmayı yeğlediğini biliyorum" diye girdi adam söze, kısa süren bir sessizliğin ardından. "Sadece kendi adıma burada değilim"

Adamın suçlu hali kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu.

"Benim için yaptıklarına minnettarım. Sana kaba davrandıysam özür dilerim. Sadece, bütün yaşananlardan sonra..." diye geveledim.

"Anlıyorum, Marver. Gerçekten... Çok çatışma gördüm. Bir dost kaybetmenin ne demek olduğunu bana anlatmana gerek yok" dedi yavaşça başı önüne düşerken.

Adam kendi anılarını gözden geçiriyor gibiydi.

"Beni anladığını biliyorum. Tam ihtiyacım olduğunda bana çok iyi bir dost oldun" dedim.

"Bunu duyduğuma sevindim, Marver. Fakat söylediğim gibi, burada sadece kendim için bulunmuyorum. Marki... Valeria... Hepsi seni çok merak ediyorlar. Yaşlı seyis bile bir kaç defa seni sordu" gülümsemeye çalışırken.

Adam, kızın adını farklı bir tonla söylemişti. Sanki bir şeyler ima ediyor, aklımı çelmeye çalışıyor gibiydi. Kurnaz adamın oyununu duymazdan gelmeye çalışarak, konuya odaklandım.

"Peki, benden ne istiyorlar" diye sordum bıkkınca.

"Aşağıdaki durum sandığımızdan çok daha kötü" derken rast gele dağdan aşağı inen eğimi gösteriyordu eliyle. "Murnasil 'de vali sıkı yönetim ilan etti. Bütün asiller tecrit edildi. Direnenlerin ünvanlarına ve topraklarına el konuldu"

EJDER RUH 2. KİTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin