Bana rüyalarımda görünen, yol gösteren ejder, Pikar 'ın bedeniyle ete kemiğe bürünmüş, karşımda duruyordu.
"Viparok" dedim karşımda duran adama. "Neden buradasın"
"Bir soydaşım ile aynı havayı solumayalı sayısız çağ geçti" dedi adam düşüncelere dalmış gibi.
"Ejder 'in anılarını hatırlıyor musun" diye sordum şaşırarak.
"Hatırlamak mı? Bu bedenin içinde iki-ayaklığa dair hiç bir şey yok, Vulgro'ra" diyen adam, üniformasının yakasını açarak, çıplak göğsünü gösterdi.
Bir ruh taşı takmıyordu. Göğsünde ise, tıpkı benimki gibi bir yara izi vardı.
"Bedenin, ejder ruhuna nasıl dayanıyor öyleyse" diye sordum.
"Dayanmıyor ama bu gerçekten umursadığım bir detay değil. Yer kürenin ucu bucağı iki-ayaklı dolu, kardeşim. Neden bir tanesini yıpratmak için endişeleneyim. Üstelik senin ve benim için, ruh taşı oldukça tehlikeli bir büyü taşıyor" dedi.
Ejder konuşurken ağır adımlarla aramızdaki mesafeyi kapatıyordu. Helvein 'de hissettiğim, aynı tehditkar hava mağarayı kaplamıştı, ama bu sefer korkmuyordum.
"Onu almam için beni yönlendiren sendin" dedim ejderin kendine sakladığı detaya öfkelenerek. "Ne tehlikesinden bahsediyorsun"
"Hiç ateş-soyu 'nu nasıl yarattığımı merak ettin mi? Ya da yağmurları nasıl durdurup, en mucizevi tedavileri sanki bir hiçmiş gibi bahşettiğimi" diye sordu küstahça.
"Eminim bana anlatmak üzeresin" dedim.
"Türümüzün arasında ilk uyanan bendim, Vulgro'ra ve uykum doğal olarak son bulmadı. Bedenimin gizli olduğu in depremler ile çökerek, beni kadim kayaların sıcacık aktığı çekirdeğe kadar çekti. Ruh taşlarını ilk defa orada gördüm" dedi tam önümde dururken.
Mağaranın tavanından gelen gürültülü bir çatırtı adamın konuşmasını böldü. Ben sesin geldiğin yere bakarken, Pikar gözlerini bir an bile benden ayırmamıştı. Sessiz kalarak, ejderin anlatmaya devam etmesine izin verdim.
"Bedenim taşa çarptığında, onun bağlayıcı gücünü ilk elden tattım. Hükmettiğimiz zamanların sonsuzluğu içerisinde tekrar gezindim ve Helvein 'de kendimle yüzleştim. Oysa uykumdan uyanıp, insanların dünyasında kanat çırptığımda, içgörümdekinden bambaşka bir çağa uyandığımı anladım. Henüz anıların zihnine ulaşmadı kardeşim, yoksa bunun ne denli bir ızdırab olduğunu hatırlardın" dedi.
Konuşmanın gittiği yerden hoşlanmamıştım. Pikar 'ın gözlerinde tehlikeli ve tatminkar bir ifade vardı.
"Ne yaptın, Viparok" diye sordum.
"Önceleri hiç bir şey" dedi adam sakince. "Kendini yeni bulan, ilkel insanların dünyasında uçtum, avlandım. Onlara yıkım ve ölümü öğrettim. Benden korktular, kardeşim. Hem de daha önce başka bir şeyden hiç korkmadıkları gibi... Başlarda tatmin oluyordum ama zamanla öyle kolayca avlanmanın zevki yiterken, iki-ayaklıların da kendi korkularına tahammülünü de beraberinde götürdü"
Gerginlik ve merak içinde sessiz kaldım.
"Kudretime boyun eğen insanlık, bana ilk müritlerimi yarattı. Adımı yüceltip, öfkemi dindirmek için kurbanlar sundular. Aciz bedenlerini önümde eğip, merhamet dilendiler. Sen hiç bir iradeyi doğrudan ya da benliğin kendi özünü avladın mı, kardeşim? Cılız bir kemik yığınını gelişi güzel yok etmekten çok daha tatlı" dedi küçük bir gülümseme şekillendiren adam.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EJDER RUH 2. KİTAP
FantasyMarver kendini, Dirastya 'nın tamamına yayılan bir isyanın ortasında bulacaktır. Yerel halk saraydan hesap sorarken, Marver hem güçlerini kontrol etmenin bir yolunu bulmak, hem de kaderin ona çizdiği rolü oynamak zorunda kalacaktır. Savaşı, aşkı, ih...